Birinci Yaratık Savaşı - Taşıyıcının Kimliği

Katerina'nın Veliahtı

Büyükanne Güneş'in yanına geldiğinde elini ağzına tuttu. Bir iki dakika sonra o da anladı nefes almadığını. Yüzü acı çeken biri gibiydi gözlerini acı çekmermiş gibi kapatıp açtı. Dönüşmediğini ve o gece öldüğünü düşünüyorduk ikimizde bunun farkındaydım. Kahretsin ki böyle olmamalıydı belki de ışık onun ışığıydı.
Büyükannenin eli Güneş'in kalbine gitti. Yavaşça orda beklettiği elini bir iki dakika sonra hızla geri çekti. Ne olmuştu ki? Tırnakları uzadı bir gözlerini kapatıp bir iki şey fısıldadı fakat sonra başarısızmışçasına yüzünü devirip eski haline döndü. Bana baktı ne düşündüğümü görmek istiyordu galiba. Birden ayağa kalktı bu hareketlerine anlam veremiyordum. Bunu anlamış olacak ki konuştu yani sonunda...
____-Güneş'in kalbi atıyor. Diğer bilginlere ve kütüphaneye bakmak üzere gidiyorum ben sakın ona dokunma ne olur ne olmaz ve ne olursa olsun.
____-Ama ben...
____-Yapabilirsin 😉
____-peki

Büyükanne hızla indiğinde ben korkuyla Güneş'e bakıyordum. Yüzü o kadar masumdu o kadar masumdu ki. Ancak ölüyordu galiba ama kesin birşey var acı çekiyordu...

Büyükannenin Ağzından...

Lanet olsun! Bu neydi ki böyle ne olmuştu bu kıza? Ölse bile normal insanlar gibi ölmesi gerekiyordu dönüşsede normal ırk türleri gibi dönüşmesi... Benim gibi yaşlı üyelerden oluşan bir kurulumuz var. Kendimizce kurduğumuz onları kütüphanede toplamalıyım... Bütün bu düşünceler kafamda dolaşırken gönderdiğim tılsıma yanıt geliyordu art arda. Kütüphaneye doğru ilerlerken içimden ne olur ona birşey olmasın diyordum. Çünkü tek çocuktu o ailesinin.
Geldiğimde üyelerimiz ordaydı ve masada oturmuş beni bekliyorlardı. Konuyu ben açıklayacağım için baş köşe bana ayrılmıştı. Yerime zaman kaybetmeden oturdum onlar bana ne oldu bakışları atarken ben onlara bi saniye bakışı attım. Gözlerimi kapatip bi beş dakika dinlendim çok yorulmuştum biraz güç toplamam gerekiyordu. Gözlerimi açtığımda hepsi benim gözümün içine bakıyordu ve neler olup bittiğini onlara zihin yoluyla anlattım. Koşulsuz şartsız hepsinin ağzı açık kalmıştı. Şoktan çıkmaları nedense on dakikalarını aldı. Sonraki beş dakika ise birbirlerine bakmakla yetindiler... En son hepbir ağızdan bağırdılar;
____-Veliaht Köken! Kökenin Taşıyıcısı!
Neler diyorlardı ki? Benim torunum köken miydi? Bu imkansızdı. Nedeni yok işte imkansızdı. Şaşkın şaşkın onlara bakarken Alexandria konuştu;
___-Senin torunun seçilmiş kişi; Katerina Hates (yine) in seçtiği ruhtur...
___-Neyden bahsediyorsunuz siz kız ölüyor!?
Carter;
__-Ölmüyor evrim geçiriyor...
Alexandria;
___- O evrim geçirene kadar bizde biraz onu araştıralım en azından bir bilgimiz olur?
Linda;
___-Alexandria haklı bence de...

Diğer üyelerimiz de başıyla onaylama yaparken kendimizi kitapların arasında bulduk. Üyeler kaşları çatık bir halde kitaplara bakıyordu. Yaklaşık üç-dört saat bakmaya devam ettik. Ne çok kitap vardı burada.
Saatler sonra herkes elindeki kitaplarla masaya geri döndü artık neyin ne olduğunu bilmeliydik...
Canan elindeki kitabı açtı hepimiz ona bakıyorduk. Farklı ülkelerden farklı isimlerimiz vardı ama ırklarımız tanıdık olduğu için çokta rahat anlaşabiliyorduk. Kitabın kapağına baktığımda Katerina'nın Veliahtı yazıyordu. Canan ona bakarken Alexandria Ölümsüzler adlı genel kitaba; Carter Melezler adlı kitaba bakıyordu bi saniye bi saniye melezler? Güneş melez mi olacak? 

Canan okumaya başladı;
Katerina veliahtına güçlerinin hepsini vermiştir. Bütün güçler veliahtda toplanmış olacaktır. Keşfedilmemiş güçlerin var olduğu tahmin edilmektedir. Veliaht bir melez olacaktır ve dünyayı yönetecektir...

Carter kendi elindeki kitaptan devam etti;
Katerina'nın kendisi ve veliahtı vampir büyücü kurt peri ve aleza melezidir. İkisi de tüm ırklara hükmeder. Irkların özelliklerinin gelişmişine sahiplerdir. Irklara emretme yetkileri vardır...

Carter susunca Alexandria okudu;
Ölümsüzlerin bile ölümü vardır. Tek ölümsüz Katerina ve Veliahtıdır. Onların kalplerine kazık saplansa da kafası kopartılsada tırnakları sökülsede veya kanatları koparılırsa da yine de hemen iyileşirler. Tek düşmanları oluşumdan sonraki direniştir. Ayrıca Katerina Veliaht dünyaya geldiğinde ruhlar ülkesine gidecektir denge bozulursa geri dönecek fakat veliaht evrimini tam olarak tamamlayınca bir daha asla dönmeyecektir.
Dip not: istisnalar hariçtir...

Buse hepimize bi göz gezdirdikten sonra elindeki Veliaht Evrimi kitabından seçtiği bir yeri okumaya başladı;
Veliahta ilk olarak bir ışık yerine acı çekmesini engellemek için bir rüzgar dizini gelecektir. Kalbini yavaşlatması acı çekmemesi içindir. Sonraki saatler içinde kalbine ırk belirleyici ışıklar teker teker inecektir. Kırmızı yeşil turuncu ve pembe ışık kümesinden sonra aleza(köken) ışığı olan mavi ışık inecek. Hepsi indiği an evrim başlayacaktır. İçindeki kötü damarların fazlası eriyecek sipsiyah bir buhara dönüşüp Katerina'ya haber verici ve yok edilmesi gereken madde olarak gidecektir. Bu evrim süreci beş gün beş yıl veya beş asır sürebilir...
Busenin konuşmasının ardından sustu herkes ve bende yutkunamıyordum. Beş asır ne demekti ya ne demekti? Herkes bana ve elimdeki kitaba bakıyordu. Ne bakıyorsunuz bakışı atsamda aynı bakışla devam ettiler bakmaya.

Elimdeki Katerina-1 adlı kitabı aldım ve içine baktım veliaht adlı bölümü açıp sesli bir biçimde okudum.
Veliaht diğer ırklardan farklı olarak dünyada tek ve benzersiz bir ırkın tek üyesi olacaktır. Aleza adı verilen bu ırk elementler zihin ve daha birçok keşfedilmemiş şeyi kontrol eder. Tek düşmanları ilk varoluştan sonra çıkarılan isyanın sahiplerinin soyudur. Dünyanın dengesini bozanda onlardır...

Bütün okuduklarımızdan sonra tek yaptığımız birbirimize bakmak oldu. Dakikalarca sonra hep bir ağızdan "ilk dönüşümden sonra isyan sahiplerinin soyu" diye tısladık. Torunumun tek düşmanı onlar olacaktı galiba o soy. Peki ne kadar tehlikeli ve güçlü olabilirlerdi ki?

İyiye kaçmaya çalışıyorum ama yavaş yavaş demi 😁😁😁Ponçik minnak bir yorum bekliyorum ha şunu söylemek isterim tamamen kendi düşüncem bu benim kendi hayal ürünüm çalıntı değil asla benzeri varsa bile inanın bilmiyorum.
Umarım beğenmişsinizdir 😊😊