"Biraz daha iyimisin" Elimdeki bardağı masaya bırakıp şişmiş gözlerimle ona baktım okulda fenalaşınca beni eve getirmişti bende içeri davet etmiştim
"İyim sağol"Kafasını sallayıp önüne döndü ortam baya tuhaftı sessizlik başrolü oynuyordu
"Bana hep yardım ediyorsun. Seni tanımasam sapığın sen olduğunu düşüneceğim"Ben gülerek söylerken o biran da ciddileşmişti
"Şaka yapıyorum "
"Neyse ben kalkmalıyım"
"Ahh tabi tekrar teşekkürler"Gülümseyip dışarı çıktı bende tekrar koltuğa oturduğumda telefon farketmiştim unuttu herhalde elime alıp incelemeye başladım istediğim telefondu bu ama bir sene bişey yemeden durursam alabilirdim biraz baksam bişey olmazdı numaralarına girdiğimde sadece bir kişi kayıtlıydı "~~~~"böyle kaydetmişti numaraya bakmadan çıktım ardından galeriye girdiğimde 300 tane fotoğrafın olduğu tek bir album vardı
Ama nasıl olur hepsi benim resimlerim hatta bende olmayan resimler bile vardı derin nefes alıp düşünmeye başladım hadi ama kızım neyi düşünüyorsun ki korktuğum şeyi yapıp mesaj bölümüne girdim o an ölmeyi istemiştim nasıl olurda beni kandırırdı bir senedir sıkılmadan mesaj atan oydu ne yapmalıyım şimdi bilmiyordum sanki büyük bir zeka küpünü çözüyormuşum gibi zorlanıyordum karşısına geçip öğrendim diyemezdim ben düşünürken çalan kapıyla kendime gelmiştim
"Telefonumu unutmuşum"Evet unutmuşsun akıllı iyikde unutmuşsun
"Ah öylemi içeri geçip bak"Koltuğun üstündeki telefonu almaya gittiğinde arkasından gidip beline sarıldım evet ben sarıldım saçmalamıyorum
"Haru"
"Efendim"
"iyimisin"soruya bak
"İyim.Myungsoo?"
"Efendim"
"Beni bırakma olurmu"Ellerimi belinden çekip bana döndü ellerim halen ellerinin arasındayken konuşmaya başladı
"Gözlerime bak ne kadar koyular değilmi kimse benle göz göze gelmek istemiyor farkındasın değilmi"Derin nefes alıp tek eliyle düşen saçımı geriye ittirdi
"Yaşadıklarım beni bu hale getirdi benim bir bataklığım var haru ben o bataklığa gün geçtikçe batıyorum ve beni kurtaracak kimse yok senin yanında olursam benimle beraber sende batacaksın o yüzden o yüzden bir senedir"Dediği şeyi idrak etmiş olacak ki gözlerini kocaman açmıştı tekrar söze başlamasını beklemeden dudaklarına dudaklarımı bastırdım ben öperken o karşılık vermiyordu dayanamayıp sonunda karşılık verdiğinde sanki dünyada benden mutlusu yoktu dudaklarımız ayrıldığında dizlerimin üstüne çökmüştüm oda benimle beraber yere çökmüştü ellerim halen yüzünü okşuyordu oda aynısını yapıyordu
"Senin bataklığın benim.Bırakta o bataklığı üstünde martıların olduğu deniz yapalım sonsuz kadar"Tek gözünden akan yaşı düşmeden tek parmağımla sildim
"Bunu yapamam sana özellikle o yüzden bende uzaklaş "elleri yüzümden düşerken sanki gondoldan aşağı inerken verdiği hissi yaşamıştım
"Yalnız kalmak istemiyorum "Kapının kolunu tuttuğu gibi geri bırakmıştı dolan gözleriyle tekrar bana döndüğünde gözyaşlarım çoktan sel olmuştu
"Seni yalnız bırakmak istiyorum mu zannediyorsun. Ama yalnız kalmak zorundasın iyiliğin için"
"Gidiyormusun"gözyaşlarımı silip ayağa kalktım.O sadece kafasını sallamakla yetinmişti
"O zaman bana bir daha mesaj atma"Kapıyı gidip kendim açtım onuda itekleyip yüzüne kapadım evet yalnız kalmaya mahkumdum ve bu hep böyle devam edecekti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEE ME
FanfictionElimde duran telefondan son kez mesaj atıp kafamı yastığa koydum.Son kez dediğime bakmayın sadece bugünlük son kez Myungsoo hayatını ona adamış bir adamdı ama genç kız gölgesi gibi olan adamdan bi haberdi..