ŞARKIYLA BERABER OKUYUN LÜTFEN
Git demiştin hatırlıyormusun ... Keşke sadece bilmediğim telefon sapığı olarak kalsaydın keşke hayatım boyunca seni tanımasaydım sana bağlanmasaydım şimdi gidiyorum kendi isteğimle herşeyi arkada bırakarak gidiyorum korkularımı yaşanmışlıkları yaşayacaklarımı arkada bırakıp gidiyorum sende kendi bataklığında kaybolmaya devam edeceksin ben senin umudun olmak istemiştim ama izin vermedin kendine iyi bak soğuk adam ben gidiyorum...
Elimdeki ilaç kutusuna uzun süre baktım değermiydi biri için değmezdi aslında ama zaten bu hayatta beni tuttacak bir şey yoktu oda bunun bahanesiydi az önce yazdığım beyaz kağıdı yanımdaki masanın üzerine koydum . Bildiğin oyalanıyordum galiba ölümden korkuyordum ama onsuzluk beni daha çok korkutmuştu o yüzden ölmek istiyordum değişik renklerde olan ilacı avucuma koydum tek bir seferde bitirebildirdim değilmi ölürdüm kesin bu sefer ben yapacaktım telefonu elime alıp mesaj kısmına girdim
"Seni özledim.... Yanıma gelirmisin" Gelmeyeceğini biliyordum o yüzden gönderdim yinede ilaçları tek seferde ağzıma atıp bir yudum suyla yutmuştum az kaldı bu hayattan bu dünyadan gidiyordum saate baktığımda çoktan 10 dakkika gitmişti ve benim gözlerim bulanıklaşıyordu miğdem ağrıyordu demek ki acı çekerek ölmeyi haketmiştim dış kapının vurulma sesi kulaklarımda çınlarken masaya tutunarak kalkmaya çalıştım belkide son kez görebilirdim onu ama kendimi yerde bulmuştum kalbim çok hızlı atıyordu gözlerimde karanlığa çekiliyordu gidiyorum sevgilim gidiyorum
Onu görmek istemiyordum ama bir mesajıyla kapısında bitmiştim ellerim titresede havadan dolayı soğumuş tokmağı tuttup bir kaç kere vurdum duymamışmıydı içerden gürültülü bir ses geldiğinde merakım artıyordu kapıyı omuz atarak kırmaya çalışıyordum astımı tuttmuştu belkide bilmem kaç kere vurduğum kapı sonunda açılmıştı omzumda kesin kırılmıştı ama şuan önemli değil önemli olan benim meleğimin niye yerde yatmasıydı neden ağzından köpük geliyordu yanına gidip soğuk ellerini avucumun içine aldım buz gibiydi korktuğum şeyi yapıp parmaklarımı nabzına koydum atması gerekiyordu benimki gibi onunda nabzının atması gerekiyordu göz yaşlarım akarken yatağının üstündeki ilaç kutuların baktım yanına dönerken masanın üstündeki kağıda baktım elime alıp açınca göz yaşlarıma hıçkırıklarım eklenmişti beni bırakmıştı ben ona benim hayatımdan gitmesini istemiştim ama o hayatından vazgeçmişti gitmişti yaşama sebebim ben neden yaşıyordum ki yatağın üzerinde kalan ilaçları tereddütsüz ağzıma atıp sussuz yutmuştum yanına uzanıp yüzümü ona döndüm ve ellerini tuttum öleceksek beraber ölmeliydik ve ölüyorduk...
Myungsoonun bir senelik çabası boşuna gitmiştim bir senedir ona attığı mesajların şu dakkikadan sonra bir anlamı yoktu ikiside kaderlerini kendi yazmak istediler ve kötü sonları kendileri olmak istediler myungsoo onun aşkına haru ise onun sevgisine hasret bir şekilde dünyadan gitmişlerdi....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEE ME
FanfictionElimde duran telefondan son kez mesaj atıp kafamı yastığa koydum.Son kez dediğime bakmayın sadece bugünlük son kez Myungsoo hayatını ona adamış bir adamdı ama genç kız gölgesi gibi olan adamdan bi haberdi..