AZRA
Yıllar sonra kim derdi ki bu ev Azra 'ya dar gelecek boğulacak diye. Beş yıl sonra iki çocuk sahibi iken bu hale gelmek. O gün Tarık'ı o kadınla yakaladıktan sonra başka yapılacak birşey kalmamıştı ki bu evlilik için.
Çocuklar doğana kadar herşey yolunda giderken çocuklar doğduğunda daha iyi olmaları gerekirken kopmalar yaşamışlardı farkındaydı fakat bu kadarı çok fazlaydı. Çabalama ihtimali bile kalmamıştı artık. Ne için kim için çabalayacaktı ki başka bir kadına giden kocasının ardından.
Su ısıtıcısının kaynama sesiyle kendine geldi Azra. Kafeine boğuyordu kendini ayakta durabilmek için. Aylardır uyku sorunları çekiyordu. Her gece sabah olmak bilmiyordu. İkiz çocuk büyütmek de kolay değildi hem de bu halde hiç kolay değildi. Daha güçlü olması gerekiyordu fakat iki çocukla bir başına ne yapacağım düşünceleriyle boğuşmakta idi.
Üstüne üstük bugün dava vardı. Aylardır görmediği kocasını görecekti. Ne hissettiğini bilmiyordu. Fazlaca kızgınlık olsa da onu görmek hiç iyi gelmeyecekti biliyordu. Yaptığı herşeye rağmen seviyordu kocasını. Ama bu neye yarardı. Neyi değiştirirdi. Herşey bitmişti. Bir günde birkaç dakikada yerle bir olmuştu. O gün aklımdan çıkmıyordu. O iğrenç görüntü gözünün önünde kalacaktı. Yıllardır sevdiği adamın son görüntüsüydü bu. Hep hatırlayacağı görüntüsü. Yıllarca büyüttüğü aşk sonuç hüsran iki çocuklu kalakalmışlık. Aklının ucundan geçmeyenler başına gelmişti ve bu olanlara hala inanamıyordu. Bunları yaşadığına Tarık 'ın bunu yapabildiğine. Onu aldatabildiğine hala inanamıyordu. Tarif edilemez bir acı çekiyordu. İçi paramparça olsa da iki çocuğu için ayakta durması gerekiyordu.
Çocuklar şuan uyuyordu ve saat daha sabahın beşiydi. Öğleye doğru annesi gelecekti çocuklara bakmak için. Çocuklar için sağdığı sütünü dolaba kaldırdı. İnşaallah annem bir iki saat idare eder demekten alamadı kendini. Annesi çocuk bakımından hiç anlamazdı. Çocukluğu annanesiyle geçmişti. Yıllarca anne özlemi çektiğini hiç anlamamıştı annesi. Şimdi ise annane olmaya da alışamıyordu. Annane kelimesi bile onu sıkıyordu. Evlenmeye karar verdiğinde şiddetle karşı çıkmış şimdi de içinden dediğim oldu dese de en azından dile getirmiyor, çocuklarla pek arası olmasa da elinden gelen desteği vermeye çalışıyordu.
Kahvesini yudumlarken öğlen ki duruşmayı düşündü. Aslında sonrası önemliydi. Boşanacaklardı bu kesin fakat sonrası yıllardır çalışmıyordu ve şuan çalışması gerekiyor ve tabi çocuklara bakacak birini de bulması. Ne hayallerle evlendiği adamın bu hale gelmesine hala inanamıyordu . Aylardır çocuklarını görmek için bile iletişimde bulunmamıştı. Ne zaman bu denli sorumsuz birine dönüşmüştü inanılır gibi değildi.
Düşüncelerle boğuşurken kahve elinde soğuyup gitmişti. Üst kattan çocukların uyandığını gösteren seslerin gelmesiyle fincanı bıraktı elinden. İkizler diye de aynı anda uyanmaları gerekiyordu sanki.Koşarak gitti odaya ve kendisi oda girince çocuklar ağlamayı kesip birbirleriyle oynamaya başladılar. Tüm nazlanmaları onaydı farkındaydı. Ama şükür ki iyiki varlar bu zor günlerde mutluluklar dedi.
Çocukları aşağıya getirip oyun bahçesine götürdü. Oyun bahçesini çocuklar doğmadan önce hazırlamış ve çok da memnundu. Çünkü çocuklar orda bir hayli rahat ediyorlardı.
Karınlarını doyurup oyun oynamalarını seyretti dakikalarca. Ne kadar zor olursa olsun iyiki varsınız siz olmasanız ne yapardım diye geçirdi içinden. O anda kapı çaldı.
"Aaa anne hoşgeldin. Erken geldin sanki."
"Yooo asıl sen geç kalmıyor musun daha hazır değilsin bile."
"Saat kaç ki anne."
"On iki buçuk."
"Aaa o kadar olmuş mu ne çabuk geçmiş zaman. Gir anne içeriye. Ben üzerimi değiştirip hemen çıkmalıyım. Çocuklar oyun bahçesinde karınları tok. İnşallah ben gelene kadar zorlamazlar seni."
"Birşey olmaz kızım. Sen düşünme hadi hemen çık yoksa davaya geç kalacaksın."
Hızla üst kata çıkıp hazırlandı ve arabasına bindi. Şansına trafik yoktu ve yarım saat sonra mahkemeye vardı. Binaya girip koridora geldiğinde isimleri okunuyordu. Tarık avukatının yanında oturmuştu. Azrayı görünce kalktı.
"Merhaba Azra."
"Merhaba."
Deyip kendi avukatının yanına yöneldi Azra
"Geç kalmadım değil mi?"
"Yok tam zamanında geldiniz. Bu arada ben Nur."
"Memnun oldum Nur Hanım. Çabuk biter mi acaba? Çocuklarımı anneme bıraktım ama annelik işte endişeleniyorum."
"Eşiniz nafaka konusunda sorun çıkarmazsa çabucak biter Azra hanım."
"Nafaka mı dediniz ? Ben hiçbirşey istemiyorum kendisinden."
"Ama Azra hanım iki çocuğunuz olduğunu biliyorum ve çocukları için en azından bunu yapması gerekmez mi ? Annenizle böyle konuşmuştuk haberiniz var sanıyordum."
"Yoktu ama haklısınız. Ne gerekiyorsa yapalım o zaman."
"Tamam pekala hadi girelim Azra hanım."
Dava Tarıķ'ın itirazı olmayınca çocuklar anneye verilip nafaka alarak boşanma ile sonuçlandı. Miktarda sorun çıkaran Tarık Nur hanımın savunması ile kabul etti ve yarım saat sürdü sürmedi dava.
"Çok teşekkür ederim Nur Hanım."
"Rica ederim Azra hanım. Bu benim görevimdi. Hayırlısı olsun. İyi günler diliyorum."
"Sağolun iyi günler."
Kapıdan çıkmak üzereyken Tarık da çıkıyordu. İyi günler deyip çıkıp gitti. İşte bu kadar kolaydı onun için artık. Yabancı olmuştum bile. Dışarı çıktığında gök gürlüyordu ve çabucak otoparka gitse iyi olacaktı. Hızlı adımlarla arabasına bindi. Arabayı çalıştırır çalıştırmaz bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başladı. Biraz beklese iyi olacaktı. Bu yağmur da görüş açısı çok azalacağı için ve acelesi de yoktu beklemeye karar verdi. Yaz yağmuru çabuk geçecekti. Radyoyu açtı. Slov bir müzik yayıldı dört bir yanını. Yağmur durdu arabayı çalıştırdı tam otoparktan çıkarken onları gördü. Tarık ve o kadın. Onlar için hiçbirşey olmamış gibiydi. Gülerek arabaya binip gitmelerini izlerken gözlerinden yaşlar boşaldı. Kızdı kendine ve artık kendinin de hayatına bakma zamanının geldiğini tekrarladı kendine. Gözyaşlarını silip yola koyuldu. Eve gidiyordu fakat bambaşka eve yepyeni hayata.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkla Geldim Sana
RomanceAşk hep mutlu eder mi insanı? Her aşk gerçek aşk mıdır? Aşık olduğumuz insan doğru insan mı? Peki bu sorulara cevap ararken başka sorular ve gerçeklerle yüzleşen Nur ne yapacak ? Aşkın peşinden hep giden ve gittiği yolda yanılıp başka yola dönen ve...