ERDEM
O günden beri mantıklı düşünemiyordu Erdem. Şuan çalıştığı masasında boş boş bakıyordu saatlerdir önündeki dosyalara. Kendide anlamıyordu ona neler olduğunu.
O gece kendini farkettirmeden izlemişti olanları. Nur Semihle çıkmıştı işten. Geç saatte. O işi biraz uzak kalsınlar diye vermişti oysaki ama Semih her zaman ki gibi kafasına koyduğunu yapmaktaydı. Erdem istemediği duygulardaydı şuan. Kıskançlık duygusu sarıyordu zehirli bir sarmaşık gibi tüm bedenini.
Kendine gel oğlum ya dedi içinden dikleştirdi kendini ve odaklanmaya çalıştı dosyalara o arada kapı çaldı.
İçeriye giren Nurdu. Siyah bileklerinde biten elbisesi dümdüz simsiyah saçlarıyla her zamanki gibi çok güzel gözüküyordu. Masaya yaklaştı Nur. Elinde dosyaları masaya yavaşça bıraktı ve o sımsıcak sesiyle.
"Bu dosyaları bitirdim Erdem bey. Sizde incelerseniz eksik birşey kalmamıştır umarım. "
"Tamam bırakın masaya bakarım."
Dedi göz teması bulunmamaya dikkat ederek. Sanki her an anlayacakmış gibi davranmaktan alamıyordu kendini. Ve anlayamadığı bir kızgınlık vardı Nura karşı içinde.
"Erdem bey yanlış birşey mi yaptım?"
"Efendim anlamadım."
"Yanlış birşey mi yaptım size karşı. Neden benle göz teması kurmadan konuşuyorsunuz?"
Kafasını kaldırıp gözlerine baktı Erdem. O koyu kahve gözlere. İlk günden beri aklından bir türlü çıkarmadığı gözlere. İşte bu yüzden dedi içinden. Gözlerini dosyaya kaçırıp
"Size öyle gelmiş. Bir sorun yok. İşinize dönebilirsiniz."
"Tamam efendim."
Diyerek çıktı Nur odadan. Erdem bu işin böyle gitmeyeceğini biliyordu. Bir an önce kendini toplaması gerekiyordu. Aşka yer yoktu hayatında. Artık olmazdı. Bir daha o yanlışa düşmeyeceğim dedi. En iyisi ofisten çıkmaktı. Biraz hava alırsa iyi olacaktı.
Masanın üzerinde duran anahtarı alıp ceketini de aldı ve bilgisayarını kapatarak çıktı odadan. Koridor her zamanki gibi koşturan çalışanlarla doluydu. Tam asansöre yöneldi ki arkasından gelen sesle durdu.
"Selam dostum. Çıkıyor musun?"
"Evet dışarda bir işim var."
"Hayırdır dostum bir sorun mu var? Az önce Nuru senin odandan çıkarken gördüm. Yüzü acayip derecede kötüydü. Birşey mi oldu?"
"Yoo hayır. Dosyaları verdi çıktı. Bilmiyorum yani ne olduğunu."
"Senle ilgili değil yani ?"
"Benle ilgili ne olabilir ki?"
"Yani ama belki bir işte sorun çıkmıştır sende kızmışsındır o da ondan üzülmüştür dedim."
"Benimle ilgisi yok."
Deyip gelen asansöre girdi Erdem. Sinir dalgası yayılıyordu vücuduna tekrar. Artık çok rahatsız etmeye başlamıştı Semihin bu ilgisi.
Ayrıca Nur üzülmüş müydü? Yani odadan çıkarken o haldeyse kırılmış mıydı ona? Ama Semihle ilgilenirken mi? Onun ilgisine karşılık verirken mi? Hiç sanmıyordu.
Ofisten çıktığında bir rüzgar esti içinin alevini alırcasına. Hava kapalı ve bulutluydu. Otoparka doğru yürüdü Erdem. Arabaya yaklaştığında Nur karşısında duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkla Geldim Sana
RomanceAşk hep mutlu eder mi insanı? Her aşk gerçek aşk mıdır? Aşık olduğumuz insan doğru insan mı? Peki bu sorulara cevap ararken başka sorular ve gerçeklerle yüzleşen Nur ne yapacak ? Aşkın peşinden hep giden ve gittiği yolda yanılıp başka yola dönen ve...