ERDEM
Gece fazla kaçırmıştı alkolü galiba başı zonkluyordu Erdemin. İş çıkışı birşeyler yapalım şirketin 5. Yılını kutlayalım derken Semih gece sonu böyle bir ağrıyla uyanacağı da belliydi aslında. Semih ne zaman dışarı çıkarsa sonuç buydu. Allahtan cumartesiydi bugün ve biraz daha uyuyabilirdi Erdem. Bu duygularla üzerinden kaymış düşmek üzere olan çarşafı kendine çekti ve gözlerini sıkıca yumdu ağrıyan başının etkisiyle. Tam o anda kapı çaldı. Selma abla açar dedi içinden fakat onunda izinde olduğunu unutarak. Kapı ısrarla çalmaya devam ediyordu.
Kahretsin deyip attı çarşafı üstünden yataktan çıktı. Merdivenlerden inmek bile zor gelirken kapıya vardı sonunda.
"Günaydın dostum."
"Günaydın Semih."
"Ne oldu dostum ya. Hadi kendine gel yeni bir tatil günü keyfimize bakalım."
"Başım çatlıyor oğlum. Sen nasıl kalktın bu saatte. Halbuki benden çok içmiştin."
"Ooo sende iyice süt bebesi oldun oğlum ya. O kadarcık içmeyle bu hale geldiysen. Hadi git giyin çıkıyoruz. Bir kahve içersin birşeyin kalmaz. Uyumakla geçmez başın. Hadi ben bekliyorum burda."
Kendini koltuğa bırakıp önündeki dergiyi karıştırmayalım başladım. Ne dese birçok laf söyleyeceğini bilen Erdem bu baş ağrısı ile çekemeyeceği için denileni yapmam en hayırlısı olacaktı. Üst kata çıkıp bir duş aldı. Ve kot pantolon ve sarı bir tişört giyerek aşağı indi. Semih elinde içki müzikle ahenkli danslar ediyordu.
"Oğlum ne yapıyorsun sabah sabah."
"Tamam hazır mısın ? Hadi çıkalım." deyip bardağı masaya bıraktı.
Kafası yerinde olmayan Erdem Semihin arabasına biner binmez kafasını pencereye dayadı.
"Kahvaltı edelim dostum. Kahve de içersin birşeyin kalmaz."
"İnşallah Semih."
"Kalmaz kalmaz. Sen neden bu kadar oldun anlamadım çok da içmedin."
"Oğlum ben mezuniyet gecesinden beridir içmiyorum. Normal dün fazla geldi."
"Ooo çok olmuş be oğlum. Ama ne eğlenmiştik dimi o gece."
"Öyle sen eğlenmiştin her zaman ki gibi."
"Oğlum yapma böyle hayat akıyor tadını çıkar."
Bir Teoman cdsi koydu ve son ses dinlemeye başladı tabi eşlik ederek. Erdem başı hiç iyi olmadı için kıstı müziği.
"Başım gerçekten kötü dostum."
"Tamam pardon dostum. Zaten geldik."
Bebek sahilinde bir kafeye gelmiştik bile. Arabadan iner inmez esen rüzgar biraz olsun açtı gözlerini Erdemin fakat başı için aynı etkiyi gösteremiyordu malesef.
İçerisi kalabalıktı epey. Saat üçe geliyordu ve haftasonuydu yani normaldi. Cam kenarında bir masaya oturdular.
"Dostum cuma günkü davayı nasıl kazandık ama değil mi?"
"Evet çok iyi oldu. Şirketi kuralı 5 yıl olmuş dostum. Dile kolay 5 yıl."
"Kurarken bana pek güvenmesen de işi kıvırdım ama hee Erdem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkla Geldim Sana
RomanceAşk hep mutlu eder mi insanı? Her aşk gerçek aşk mıdır? Aşık olduğumuz insan doğru insan mı? Peki bu sorulara cevap ararken başka sorular ve gerçeklerle yüzleşen Nur ne yapacak ? Aşkın peşinden hep giden ve gittiği yolda yanılıp başka yola dönen ve...