YALAN

2.2K 91 3
                                    

Zehra gelmişti. Zehra karşımdaydı. Gözleri doluydu. Boynuma atladı. Çok uzun süre sarıldık birbirimize. Ikimizde ağlıyorduk. Ben tam o sırada köşkten çıkıyordum. Zehra'nın elini tutup, konuşacaklarımız var burdan henen gidelim diyerek onu çekiştirmiştim. Çekiştirmemin etkisiyle  Zehra'nın çantası kolundan düşmüş, saçları dağılmış ve elbisesinin üzerindeki tüller çantasına takılmıştı. Peşimizden gelen korumaların;

"İstediğiniz yere biz götürelim hanımım."

deyişlerini umursamadan hızlıca uzaklaşıyorduk.

**

Kafenin birine oturmuştuk. Zehra'nın elinde çay şekeri onunla uğraşıyordu. Arada gözleri gözlerime kayıyordu.

Ellerimi yüzümde ovuşturup derin bir of çektim.

Zehra benim annem Halimeymiş.

Zehra gözlerime bakıp;

Nasıl?  demişti.

Olayın nasıl geliştiğini anlattım. Biz bunu konuşurken telefonum çalmıştı.

"Babam"

açmamıştım. Babam ısrarla arıyordu ve ben ısrarla telefonu sessize alıyordum. En sonunda babam Zehra'yı aramıştı. Ve babamın söylediği tek şey;

"Eve gelin konuşalım."

babam öğrenmişti beraber olduğumuzu. Gidecektik... her şeyi öğrenmek için gidecektik. Kalkalım dedim. Yolda ikimizinde aklına takılan ama birbirimize söylemekten çekindiğimiz bir şey vardı. Zehra'nın annesi kimdi? Bu sorudandı sabahtan beri aramızdaki boşluk, soğukluk...

**yarım saat sonra

Evde bir sessizlik. Baş köşede oturan babam, ve koltuğun bir köşesinde oturan Halime anne, etrafında evde çalışanlar, kapıda bekleyen görevliler. Herkesin gözü bizim üzerimizdeydi. Zehrayla bir köşeye geçip oturduk. Halime anne kafasını kaldırıp bakamıyordu bana. Ve sonunda biri konuşmuştu. Zehra;

"Baba benim annem kim?"

BORAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin