8.Bölüm

5K 333 233
                                    

"N-ne?"

"Sana yalan söyledim.Ve-" bitiremeden Hermione onun sözünü kesti,

"Seni aşağılık- seni lanet yalancı! Sana inanmamalıydım! Tam bir aptalım! Senin gibi birinin bir kaç haftada değişeceğine inanmakla budalalık ettim!"

"Herm-"

"Adımı söyleme!!" Diye bağırdı ve asasını çıkardı Hermione.


Draco hiçbir şey demeden ellerini havaya kaldırdı. Asasını alacak zamanı vardı ama hiç yeltenmedi.


Hermione asayı onun boğazına dayadı.


"Beni kandırmakla ne elde ettin ki? Bana bu yeri göstererek anlamsız bir şey yaptın! Zararına oldu. Ha tabi canımı yakmak istediysen amacına ulaşt-" bu sırada Draco aniden Hermione'nin bileğini yakaladı ve diğer eliyle onun asasını tutmaya yeltendi. Bu sırada Hermione "Sersemlet!" Diye bağırdı. 


Draco geriye doğru uçtu ve bir takım iksir malzemelerinin olduğu rafa çarpıp sertçe yere düştü.


"Ah.." dedi omzunu ovarak. Ayağa kalktı "Yapma, dur!" Dedi ve Hermione'nin ikinci büyüsüne direnmek için asasını çıkardı,

"Protego!!"

Hermione'nin Petrificus Totalus büyüsü Draco'nun kalkanından sekti.

Draco ile aralarında beş metre vardı. 

Hermione bir lanet daha gönderdi ancak Draco ileriye doğru bir adım atıp Protego büyüsünü tutmaya devam etti. 

Hermione oldukça yetenekli bir cadıydı ve büyüleri kuvvetliydi. Draco azimle o her büyü yaptığında "Protego!" Diye bağırarak ona doğru bir adım atıyor ve arayı kapamaya uğraşıyordu.


"Hermione yapma! Beni dinle!"


Draco'nun sarı saçları dağılmıştı ve yüzü verdiği çaba yüzünden pembeleşmişti. Gri gözlerinde Protego büyüsünün açık mavi ışığı dalgalanıyordu. 


Gömleğinin omuz kısmı ise Sersemletme büyüsü yüzünden sökülmüştü. Son Protego'dan sonra Draco "Expelliarmus!" Diye bağırdı ve Hermione'nin açık kahverengi asası uçtu ve Malfoy diğer eliyle onu yakaladı.


"Hermione Granger! Dur artık! Beni dinleyeceksin! " dedi asasını artık bıkkınlıkla ona yönelterek.


Hermione çok öfkelenmişti. Harry ve Ron onu kızdırmamaları gerektiğini iyi bilirdi.


Ancak Draco mücadele etmişti ve ne pahasına olursa olsun onunla konuşmaya kararlıydı.


Hermione geriye bir adım atıp sandalyeye oturdu.


Draco da onun karşısındaki tahta sandalyeye yığıldı.


"İşleri zorlaştırmayı hep severdin, Granger. Öyle değil mi?" Dedi gülümseyerek. Bir yandan da terini gömleğine sildi.


"Sana yalan söyledim. Çok özlü iksir yapımına ihtiyacım yok. Hiç bir zaman da olmadı. İksiri tek başıma da yapabilirdim, sandığından daha iyiyim sınıfta. Beni tanıdığını zannediyorsun ama sınıfta beni takip etsen bilirdin. Ha, beni bilmediğini nereden mi biliyorum? Çünkü seni izledim. Her derste,koridorda...Peki neden senden yardım istedim ve sana bir teklifte bulundum? Çünkü senin bildiğin Draco Malfoy karşılıksız bir şey yapmaz değil mi? Eh, bir süreye kadar ben de öyle sanıyordum. Ama karşılıksız yaptığım en iyi şeyin...sevmek olduğunu öğrendim. Seni tanımak istedim. Sana karşılıksız olarak burayı göstermek istedim ama şüpheleneceğini ve asla kabul etmeyeceğini biliyordum...ben de Çok Özlü İksir yalanını uydurdum. Ama inan...Bunca zaman beraberken sana söylediğim tek yalan buydu. Sana karşı hep dürüsttüm. Bunu sen de biliyorsun."


Hermione şaşkınlıktan donakalmış bir biçimde ona baktı. Adeta yere çivilenmişti.. Bunu beklemiyordu..Malfoy'un ondan hoşlanmış olması? Ona Bulanık diyen Malfoy? Bu belki yıllar önceydi ancak zamanında Hermione'de bir yara açmıştı.


"Sana...inanmak çok zor." diyebildi sadece. Boğazında düğümlenen yumrudan bu çıktı zar zor. Sanki kendi değil başkası konuşuyordu. Bu itirafı beklemiyordu.


"Doğruyu söylediğimi biliyorsun. Neden mi? Çünkü bugün buraya geldin. Sana seçenek sundum ama yine de geldin. Sen çok zekisin, eğer bu işin seni alaya almak olduğunu veya bir tuzak olduğunu anlasan gelmezdin.

Sen bana güvenmeyi seçtin."

Hermione ayağa kalktı. Tek kelime etmedi. Gözleri kızarmaya ve yanmaya başlamıştı, kalbi sıkışıyordu. O kadar hızlı atıyordu ki kaburgaları kırılacak gibiydi.


Draco'ya arkasını döndü. Bu sırada Draco asasını ona geri vermek için yanına doğru bir adım attı. 


Hermione asasını almak için yüzünü Malfoy'a çevirdi.

Draco onun yüzünü avuçları arasına aldı, öptüştüklerinde Hermione ne yapacağını şaşırmıştı. Kendi gözlerinden akan yaşları  Draco'nun yanaklarında görebiliyordu. Ruhu, duyguları sanki bu an için bekliyormuşçasına kalbini bir davul gibi attırıyordu. Sanki artık hiçbir sorunu yoktu, derdi yoktu, acısı yoktu...

 Ama aniden bir adım çekildi ve onu eliyle itti.

Draco hiçbir şey demeden öylece durdu.

Hermione gözlerindeki yaşları tek eliyle sildi ve bir kelime etmeden dışarı çıktı.

Draco arkada kalarak sessizce onun gidişini izledi. Gri gözlerine dolan yaşlar akmaya başlayarak yanağında kalan Hermione'nin gözyaşlarına karıştı.

~8. Bölümün Sonu~


Eveeet umarım beğenmişsinizdir :)) 

Devam et diyenleri vote atmaya,

Devam et deyip yorum yapmak,soru sormak ve moral vermek isteyenleri yorum butonuna bekliyorum. :3



Dramione - ZorunlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin