Hermione Dumbledore'un Ordusu için bir yer bulmak zorundadır ve elinde hiç bir fikir yoktur. Ta ki Draco Malfoy kendisine bir anlaşma sunana kadar.
Hermione bunu zorunluluktan kabul edecektir. Fakat bu anlaşmanın arasına aşk da girecek mi?
Ginny'nin kahverengi gözleri kocaman olmuş biçimde şaşkınlıkla Hermione ve Draco ikilisine bakıyordu. Bir eliyle Michael Corner'ın elini tutuyordu diğer eliyle ise şaşkınlıktan ağzını kapatmıştı. Draco ise taş kesilmişti. "Hermione?"
Hermione şoke olmuştu ve sanki Ginny'nin sesi uzaklardan geliyor gibi hissediyordu. Bir saniyeyi bir saat gibi yaşarken zihninde Ginny'nin erkek arkadaşı Michael Corner'la burada ne aradığını düşündü.
"Sen, Hermione Jean Granger tam bir hainsin!"
Hermione'nin yüreği korkudan ve üzüntüden adeta kaskatı olmuşken boş bir yüzle kızıl saçlı kıza döndü.
Ancak onun kıkırdadığını sonra ise Ginny'nin kahkahalarını bastırmaya çalıştığını fark etti.
"Malfoy ha?"
Draco tek kaşını kaldırmış bir biçimde ne yapacağını bilemeyen bir halde Hermione'ye baktı. Hermione ayağa kalktı, Ginny de Michael'ın elini bırakıp onun yanına yürüdü, "Bize biraz izin verin beyler." Dedi rahat bir edayla ardından Hermione'nin koluna girerek onunla yürüyerek biraz uzaklaştılar Ravenclaw'lı quidditch oyuncusu Michael ile Slytherin'in Arayıcısı Draco'dan.
"İnanılmazsın, Hermione. Hayatında biri olduğuna neredeyse emindim ama-"
"Ne? Nasıl?"
"Ah, Granger. Seni sandığından iyi tanıyorum. Harry ve Ron aptal birer oğlan. Ama benim gözümden kaçmaz. Bana anlatmak istediğin zaman anlatırsın diye seni rahatsız etmek istememiştim. Ama şu an tam zamanı."
"Ne? Yani erkek arkadaşımın Draco Malfoy olması seni rahatsız etmedi mi?"
Ginny omuz silkti, "Birkaç hafta önce, koridorda karşılaştık. Daha doğrusu beni arıyormuş. Tabi az daha Yarasa Umacı büyüsü yapacaktım ancak silahsız olduğuna yemin etti. Sonrasında Sırlar Odası ve güncenin bana gelişi için özür diledi, babasının, arkadaşlarının ve kendisinin şu ana kadar bana çektirdikleri her şey için özür diledi."
"Ve...sen de kabul ettin öyle mi?"
"Bunları geride bırakmıştım ve oldukça içten görünüyordu. Ben de affettim. Tabi senin referansın dahilinde. Çünkü Draco Malfoy'un benden özür dilemesi ve senin ha bire ortadan kaybolman bana açıkçası çok şey anlatan işaretlerdi." dedi sırıtarak.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hermione gülümsedi kendi kendine, Draco'yu düşünerek. Sonra derin bir soluk aldı. "Teşekkürler Ginny. Keşke sana daha erken söyleseydim. Ancak arkamda olduğunu bilmek...kelimelere dökemiyorum. Benim için o kadar çok şey ifade ediyor ki...Harry ve Ron'a asla söyleyemem biliyorsun."
Ginny başını salladı, "Biliyorum. İşte bu yüzden Luna ve ben seninleyiz. Yarın istediğin vakitte yanımıza gel. Konuşalım. Senin biraz kız kıza muhabbete ihtiyacın var."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Rica ederim, Hermione." diye cevapladı. Oğlanların yanına dönerken Ginny sırıttı, "Merak etme ben Michael'ın ağzını mühürlerim."
Yanlarına döndüklerinde Draco ve Michael koyu bir Quidditch sohbeti içerisindeydi. "Hufflepuff'ın toparlanması zor fakat Gryffindor'da Potter hala sağlam bir arayıcı."
"Sırf o yüzden tüm yaz antrenman yaptığını iddia etti Cho Chang fakat geçen sene sonundaki olaylardan beri eski performansı pek yok. Bilmiyorum onun yerine yeni bir Arayıcı alma ihtimalimiz var."
"Ben de pek iyi değilim şu sıralar ama özellikle Vurucularda bir eksiğimiz-" Draco kızları görünce cümlesini yarıda kesti.
"Haydi gidelim, Michael." Dedi Ginny.
Hermione Draco'nun elini tutarken Draco arkalarından seslendi, "Hey!" Çift aynı anda arkalarını döndü bu beklenmedik ünlemle. "Bir ara Hogsmeade'e hep beraber gelmek ister misiniz? Belki Domuz Kafası'nda Wimbourne Wasps maçı izleriz."
Ginny ve Michael bu beklenmedik teklifle gülümsedi. "Elbette."
Draco rahatlayarak derin bir nefes aldı. Ve çift giderken yerlerine oturdular Hermione ile. Draco ona sarıldı ve iyi bir insan olmanın hayatını düzene soktuğunu fark etti bir kez daha. İçi mutlulukla dolarken Hermione'ye baktı uzun uzun. Ona hediye ettiği kolyeye ışıltılı gözlerle bakıyordu Hermione.
