KAÇIŞ

35 17 1
                                    

Merhaba arkadaşlar  vote ve yorumlarınızla lütfen beni destekleyin 😀😀

Uyandığımda saat sabahın 05.35'iydi. Evdeki işsiz güçsüz olduklarından öğlene kadar uğurlandı. Yani sedat denen şerefsizin borçlarını canimla ödemek istemiyorsam kaçıp gitmem lazımdı. Daha ben yirmi yaşındaydım hem evlenip hem de kafası yerinde olmayan biriyle evlenmek istemiyordum.
Bir hışımla yatağımdan kalkıp sırt çantama gerekebilecek birkaç eşya koydum. Odamın kapısını sessizce açıp etrafa baktım. Sonra parmak uçlarında çıt bile çıkarmaya ugrasarak ayakkabılıgın yanına geldim. Spor ayakkabılarımı elime alıp kapıyı da çekip çıktım. Üç katlı eski bir apartmanın birinci katında oturuyorduk. Ayakkabılarımı giymeden yakalanma korkusuyla kendimi sokağa attım. Evden baya uzaklaştığımı anlayınca artık yalın gezmekten acıyan ayaklarıma ayakkabıları geçirdim. Sonra bir kaldırıma oturup düşünmeye başladım. Bu gün benim kurtuluş günümdü. Artık kimsenin ağız kokusunu cekmeyecektim. Çalıştığım günlerde 1200 lira olan maaşımı 1000 lira olarak gösterip, 200 lira her ay kenara koymuştum. Bu yüzden bana yetecek kadar birikmişim vardı.
  Üzgün olduğum zamanlar sahile giderdim o yüzden kadıköy sahilin yolunu tutmustum bile. Annemler ise beni burada asla bulamazlardı çünkü beni hiç tanımamış daha doğrusu tanımak istememislerdi. Annem uyandığında kesin bu sebepten dolayı isyan edecekti çünkü eğer beni bulabilselerdi biricik kocası da ölmezdi.
  Yaklaşık beş saat boyunca müzik dinleyip dalgalara bakaraktan ağladım. Aklıma bi anda Telefonumu kapatmak geldi. Sonuçta ne yapacakları belli olmazdı. Polise giderlere telefon sinyallerinden beni bulabilirlerdi. Bu yüzden sim kartını çıkartıp kırdım. Ayağa kalkıp gezmeye başladım ve istanbuldan gitmeye karar verdim. Sonuçta er yada geç istanbuldayken bulunurdum bugün olmassa yarın.
  Yakalamak istemediğim için otogar doğru harekete geçtim. Küçükken izmirde yaşamak istediğim için izmire giden bir bilet aldım. Otobüs saat 21.00 da kalkacaktı ama daha saat 18.42 idi. Eğer şimdi Banuyu görmeye gidersem yetiştirdim. Banu benim kucuklugumden beri en yakın arkadaşımdı. Bu yüzden onu görmeden hiçbir yere gidemezdim.
  Durağa doğru yürüdüm ve otobüse bindim. Yaklaşık yarım saat sonra da indim. Banunun evine durak biraz uzaktı. Baya yürümem gerekecekti. Hava kararmıştı ve korkuyordum ne yalan söyleyeyim buralar hiç de tekin yerler değildi. Kaldırımda oturan dört gencin yanından geçerken seslerini yükselterek konuşmaya başladılar. Duymami istiyor gibiydiler. Hızlı adımlarla uzaklaşırken kulağım da onlardaydi. Benden bahsediyorum iğrenç kelimeler kullanıyorlardi. Bu da yetmezmiş gibi bir anda ayağa kalktılar. Kaçmaya başladım ama git gide daha çok yaklaşıyorlardi,hissediyordum. Sırtımda hissettiğim elle artık kacamadim. Beni tutmuştu diğerleri de kollarıma yapıştı. Beni yere attılar hiçbirşey yapamiyordum. Gözümden yaşlar firar ederken içimi bir pişmanlık kapladı. Keşke telefonumdan  kartı cikarmasaydim. O zaman belki birine ulasirdim şimdiye sadece bağırmakla yetiniyordum. "İMDAAAT."

DELİ YÜREĞiMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin