21. Bölüm: Destek

3.7K 368 38
                                    

Selamünaleyküm,

Nasılsınız canlar? Yeni bölüm az gecikmeli geldi ama inanın bana şu son birkaç gündür içimden pek yazmak gelmiyor da kendini zorluyorum. Sizi bölümsüz bırakmak istemiyorum. Ayrıca şimdi ara verirsem geri dönemem de zor olur, biliyorum. Desteklerinizi eksik etmeyin lütfen. Yazmaya motive ediyorsunuz, bilin. :)

_________


Akça ağır adımlarla yurduna döndü. Ailesi ile, şimdilik, vedalaşmıştı. Hayatı git gide düzene girmeye başlayacak mıydı? Az önceki olanlar bir adımdı, değil mi? Yapılacaklar listesinden bir maddeyi daha silmenin verdiği huzuru inkar edemezdi. Aslında hiç de sandığı kadar kötü gitmemişti. Gerçi ne bekliyordu? Korkunç kavgalar falan mı? Akça zaten aşağı yukarı olanların iç yüzünü tahmin etmemiş miydi? Bir tek annesi konusunda biraz hayal kırıklığına uğramıştı. Onunla daha uzun görüşmek ve yılların açtığı arayı birazcık dahi olsa kapatmka ve onu daha iyi tanımak; en azından tanımaya başlamak istemişti. Lakin ne zamanı ne de yeriydi. Eğer Baybora'yı dinleyip yaz başlarında konuşsalardı, buna imkanı olurdu. Fakat babasının dillendirdiği niyete bakarak okula gelme imkanının elinden alınacağı da aşikardı. Eğer şimdiki bildikleri ve güçlerine azcık dahi hakim olmayı öğrenmemiş olsaydı... Eğer Pars olmasaydı... Muhtemelen bugün ki teklifi geri çevirme gücünü bulamamış olacaktı. Demek ki birkaç ay, insanın kişiliğinin güçlenmesi için yeterli bir süreymiş.

Akşam ezanı yerleşkede yayılırken ikindiyi kaçırmış olmanın verdiği vicdan azabı ile yurttan içeri girdi. Kızlar yurdundan sorumlu ŞafakHanım, bu akşam ortalıkta görünmüyordu. Belki de hafta sonu olması nedeniyle ailesinin yanına gitmişti? Aslında kadını pek tanımıyordu. Evli mi onu dahi bilmiyordu. Hangi soya mensup olduğunu bile...

Telefonunu açıp, birkaç dakika önce arkadaşlarına gönderdiği iletiye baktı. Bengi dahil, herkesi odasına çağırmıştı. Artık ne olduğunu onlardan saklamayacaktı. Sonuçta onlar Akça'nın kardeşi gibiydi. Bengi ile diğerleri ile olduğu gibi yakın değildi, ama Bengi bir elf idi ve ailesinin yükseklerde bir yerde çalıştığını biliyordu. Hala tam olarak görevlerini bilmiyordu ama işlerine yarayabilirdi. Pars haklı ise elfler gelecek mücadelelerinde ciddi yardımları olacaktı.

"Serdar denen oğlan tam bir hödük!" dedi Melodi. "Bir böyle kur yapıyor bir tersliyor. Kısır döngü gibi. Sanırım kitabevinden istifa edeceğim."

"Ben hala senden hoşlandığını ama kötü davrandığın için tepki gösterdiğini düşünüyorum." diye fikrini açıkladı Meylis.

Serdar mı? O kim ya? Dedi Akça içinden. Anlaşılan bir şeyler saklayan tek kişi ben değilim.

"Ne hoşlanması? Saf olma, Meylis! O oğlan kaybetmenin verdiği acıyla saldırıyor. Sonra da yeniden şansını deniyor ama ben tekrar tekrar erkeklik gururunu kırdıkça delirmeye devam ediyor. Senin anlayacağın, ortada masum bir şey yok. Haksız mıyım? Siz de bir şeyler söyleyin kızlar!"

"Ben anlamam." dedi, Ecmel. "İlişki konusunda tecrübem yok. Bu konuda biraz sana benziyorum, biliyorsun."

"Bana bakma." dedi Bengi. "Kariyeri ile evli biriyim."

"Hangi kariyer o?" dedi Ecmel. "Dedikodu Ağından mı bahsediyorsun?"

Bengi'nin sesi seviyeli ama sert çıktı. "Dedikodu Ağı değil o! İstihbarat ağı! Fakat hayır, eğitimim bu yönde değil. Biliyorsun."

"Şüphem var."

"Bana baksana..."

"Hey!" dedi Meylis. "Sakin. Ne o öyle birbirinize laf atıyorsunuz?"

Hayalet Üniversite [Hayalet Serisi #2]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin