10. Bölüm: Av

4.5K 401 62
                                    

Selamünaleyküm,


Öncelikle 17 Ağustos Depreminde vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet dilerim. Yıllardır unutamadığımız ve yakın tarihimizde travmatik etkisi olan bir olaydı. Allah beterlerinden korusun.

Yeni bölümünüz Pars POV'u ve tam 6 sayfadan oluşuyor. Sanırım iki kitapta yazdığım en uzun bölüm bu. :D

İnşallah beğenirsiniz. :)

________

Pars

Akça öfkeyle çantasını siyah kanepeye savurdu. Elinde telefonla konuşuyor, odanın içinde volta atıyordu. Teknolojinin imkanlarından biri olan sesli konferans seçeneği ile aynı anda arkadaşları ile konuşuyordu.

"Ne oldu?" dedi Ecmel.

"Başlarım böyle işe!" Dişlerini sıkarak kendini susturdu. "Pars! Resmen eziyet görüyorum!"

Melodi,"Yuh! Daha iki hafta oldu." dedi.

"Bu öğrenci asistanlığın ismini 'özel hizmetçi' diye değiştirsinler. Notlarını düzenliyorum, çıktılarını alıyorum. Hatta ikinci dönemin haftalık ders programlarının yapılmasını bile üzerime yıktı. Neyse onun için baya zaman var."

"Tamam da bu olağan." dedi Ecmel. "Yani ders programı olayı biraz gereksiz olmuş, dekanların halletmesi gerek ama diğerleri olağan."

"Onlara benim de lafım yok. Sorun şu ki çay ve kahvesini getiriyorum. Kuru temizlemeden takımlarını alıyorum. Öğle yemeğini bile ben getirecekmişim! Bugün söyledi! Bu ne be?"

Meylis hak verdiğini gösteren bir ses çıkarttı. "Kişisel asistanı gibi çalıştırıyor. Maalesef özel sektörde de bu iş böyle. İş tanımları biraz belirsiz. Hem öğrencisin hem asistan, her işi görmeni bekliyorlar. Yarı tok karına üç kuruşa çalıştıracak köle bulmuşlar, kullanıyorlar işte!"

Melodi'nin sesi iğrenir gibi titredi. "Ay bu yüzden dedim size ben kendimi kullandırtmam, girmem bu işlere!"

Pars odasının girişinde Akça'yı dinliyor, bıyık altından gülüyordu. Bu kızı sinirli görmeyi seviyordu. İki hafta önce karşısına dikiltiğinde asistanlık işi için oldukça heyecanlı görünüyordu ama üzerine yıktığı işler ve tavırlarındaki istikrarsızlık kızı delirtmişti. Elbette Pars kendisine patlamasını bekliyordu telefonda arkadaşlarına değil. Besbelli ki bunca zaman onunla oynadığını fark edememişti. Bu biraz hayal kırıklığı yaratmıştı ama kızdaki sabır ve inada da hayran kalmıştı.

"Hayır, niye bu kadar derse giriyor ki? Rektörsün sen ya, otur üniversiteyi yönet! Rektör derse mi girermiş?" dedi Akça.

Pars bunun üzerine kendini tutamayıp daha yüksek sesle güldü. Akça irkilerek başını çevirdi. Odanın kapısı aralanıp Pars'ın içeri girmesi ile yüzünü buruşturdu.

"Yakalandın." dedi genç rektör tebessümle.

Kısa bir sessizlikten sonra telefondan Ecmel'in sesi duyuldu. "Ben kapatıyorum. Alya hocanın notlarını düzenleyip çıktısını alacağım. Akşam yemeğinde yemekhanede görüşürüz."

"Tamam canım. Bizim de gitmemiz gerek." dedi Meylis.

Akça kaşlarını çattı. "Nereye?" dedi, Pars'ın varlığını unutarak.

"Edebiyat Topluluğuna gidiyoruz. Geçen bahsetmiştik. Gelmeyecek misin?"

"Hatırladım, tamam." Akça gözlerini Pars'a dikerek, "Yok, birazdan hünkarımın hizmetine dönmem gerekiyor." dedi ve vedalaşıp telefonu kapattı.

Hayalet Üniversite [Hayalet Serisi #2]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin