Bölüm 3

46 3 5
                                    

     Gök gürültüsü ile yataktan sıçramam bir oldu. Vucüdum tir tir titriyor ve anlımdan damla damla terler akıtığını hissediyordum.
     
     Hani içinize birden bire bir korku girer ya sanki kötü bir şey olcakmış gibi hissedersiniz işte tam şuan öyle hisediyorum ve bu berbat bir his.

    Hem titriyorum hem terliyorum hemde korkudan ağlıyorum. İçimdeki bu his nefes almamı bile zorlaştırıyordu ve bu çok  korkutucuydu. Sanki duvarlar her an üzerime düşecek gibiydi.
  

      Evet küçüklükten gelen bir gök gürültüsü korkum vardı. Her defasında böyle olurdum fakat sanki bu sefer daha farkı hissediyordum. Daha önce hiç hissetmediğim hisler dört bir yanımı sarmıştı ve ne yapıcağımı bilmiyordum.

   Zor da olsa yataktan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım tam kalktım derken tekrar düştüm yatağa resmen ayağa bile kalkamıyorum. Allah'ım noluyor bana. Hiç vakit kaybetmeden tekrar kalkmaya çalıştım ama bu sefer yatağımın yanındaki dolaptan destek aldım ve başardım. Duvarlardan tutunarak  annemin odasına gitmeye çalışıyordum. Bağırmak istiyodum ama olmuyodu. Önümü bile göremiyodum. Düşe kalka yürümeye çalışıyordum.

   İçimdeki his çığ gibi büyürken birden gözlerim gördüklerimin şaşkınlığıyla kocaman açıldı.

   Şuan annemin odasının bütün penceleri açık yerler yağmurdan dolayı ıslak, yatağı , dolapları , eşyaları hepsi birbirine girmiş bir şekildeydi. Korkudan tir tir titreten belenim daha fazla dayanamadı. Gözüm bi açılıp bi kapanıyodu. O kadar güçsüzdüm ki. Hemen yere yığıldım ve daha fazla dayanamadı incecik güçsüz bedenim buna. Yavaş yavaş gözlerim kapandı. Sonra... Sonrasını  hatırlamıyorum.

***

   Gözümü açtığımda bembeyaz bir tavanla karşı karşıyaydık. İlk başta nolduğunu anlayamadım ve sonraki  on saniye öylece durduktan sonra annemin odasını hatırlayıp bağırmaya başladım. Evet bağırabiliyordum. Yataktan kalkıp daha da bağırdım "Annee" diye.

  Tam odadan çıkıcakken bir hemşire geldi ve tekrar yatağıma yatmamaı söyledi. Dalgamı geçiyordu? Onu takmayarak odadan çıkmaya çalışıp tekrar bağırdım. Ve bana " Yatağınıza uzanırsanız birazdan Doktor Bey gelerek sizin sorularınız cevaplarınızı verecektir.  Ama lütfen önce  yatağınıza geçin." Hemşireyi dinleyip yatağa geçtim. Aklımda o kadar soru vardı ki. Ben buraya nasıl geçmiştim? Anneme nolmuştu? Kim beni buraya getirmişti ? Annem getirdiyse neredeydi?   ve bunun gibi bir sürü soru.

  
   Yatağımda uzanmış sabırsızlıkla doktoru bekliyordum.

    Kapının açılmasıyla yataktan sıçramam bir oldu.  Ve sanırım Doktor gelmişti. Yavaşça bana doğru geldi ve yatağımın hemen yanındaki tekli koltuğa oturdu.

"Merhaba Kumsal. Nasılsın ? Kendini daha iyi hissediyormusun?" Dedi 32 diş gülümseyerek.

"Anneme ne olduğunu ve benim buraya nasıl geldiğimi söylerseniz daha iyi olacağım" dedim gâyet ciddi bir tavırla. Bana anlamadığım bir yüz ifadesiyle baktıktan sonra konuşmaya başladı.

"Evet istersen buraya nasıl geldiğinden başlayalım." Kafamı hafifçe  sallayarak onayladım.

"Dün gece hastaneyi bir erkek aradı ve sizin adresinizi vererek evde iki tane yaralı olduğunu ve acilen gelmemizi belirtti ."

     Doktorun bu dediklerinden sonra gözüm snuna kadar açıldı. ERKEK Mİ? DİĞER YARALI KİMDİ?  Gözlerimden teker teker düşen yaşlara  engel olamadım.
 

" O erkeğin buraya gelmesini istiyorum."dedim.

"Maalesef. Çünkü ambulans sizin eve geldiğinde o çocuk ortadan kaybolmuş. İlk sizi, ikinci katın merdivenlerinin yanında bulmuşlar. Ama ikinci yaralıyı bulamamışlar ve küçük bir arama yapmışlar evin her tarafını aramışlar ama nafile en son arka bahçeye bakmışlar ve... " evet şuan kalp atışlarımı duyabiliyorum."ve anneniz hayatını kaybetmiş bir şekilde arka bahçede bulmuşlar."

Evet arkadaşlar bu bölüm biraz kısa oldu ama öyle olması gerekliydi:) Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Kendinize iyi bakın♥

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 08, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonu Olmayan Bir Kabus GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin