1 Aralık 11:04am
Kendine geldiği günden beri -2 gündür-, onunla sürekli ilgilenen kişi fazlasıyla dikkatini çekiyordu ama bu iyi anlamda değildi.
Kımıldayamadığı için organlarının yerinde olduğundan bile emin olamıyordu, yada vücudunun içine uyuşturucu koyup koymadıklarını bilmiyordu. Belki fazla paranoyakça davranıyordu ama günlerdir burada, kimseyi tanımadığı bir yerdeydi.
Eğer onu sadece tedavi etmek amacı ile burada tutuyorlarsa neden bunu yapıyorlardı?
Gözlerini tavana dikmiş öylece dururken her zaman onunla ilgilenen, iğnelerini yapan kişi odaya girdi. Bu sefer yanında başka birisi vardı, önden giren kişi oldukça kendine güvenir şekilde yürürken arkasından gelen kişi bakışlarını yerden bir kere bile kaldırmamıştı.
Giyinişlerinden ya da tavırlarından onların kim olduklarını az çok tahmin edebiliyordu ama yinede emin olamıyordu.
Önden gelen serumunu kontrol etti ve hiçbir şey söylemeden eline içinde ne olduğunu bilmediği bir sıvının olduğu tüpü aldı, diğer eline de şırıngayı alıp ona sert bir bakış attı.
Şırınga iğnesini tüpe sokarak bulunan sıvıyı şırınganın içine yavaşça çekti, elinde bulunan şırıngayı yukarı doğru kaldırdı ve içinde hava kalmadığından emin olmak için hafifçe sıkıp yanına doğru yaklaştı.
Arkasından gelen adama kaşları ile göstererek bir şeyler ima etti ve adam odadan hızla çıkıp birkaç kişiyle daha beraber geldi.
Adamlar canını acıtmamaya çalışarak onu yavaşça yan döndürmeye çalışıyorlardı, iğneyi kaba etine saplayacaktı. Altında bulunan kıyafeti eliyle sıyırdı ve arkasından gelen adamın eline verdiği pamuk ile kaba etine saplayacağı bölgeyi temizlemeye başladı.
Ne yapacağını bilmiyordu çünkü canı fazlasıyla acıyordu, adam iğneyi saplayacağı anda bir anlık korku ile ellerinden kurtulmaya çalışmıştı. Kımıldamaması onun için daha iyi olacaktı ama bunun farkında değildi.
Adam hiçbir şey söylemeden bir anda iğneyi soktu ve damara gelmediğinden emin olmak için hafifçe pompayı kendisine doğru çekti, kanın gelmediğinden emin olunca hızla içindekini vücuduna boşalttı ve poposuna pamuk bile koymadan üzerini düzeltip adamlarına çıkmalarını söyledi.
Adamlar onu yavaşça bıraktılar ve seri halinde çıktılar. Aklından birçok şey geçiyordu, ona ne vermişlerdi? Birkaç organ daha almak için onu bayıltacaklar mıydı?
Adam iğneyi ve tüpü çöpe atıp ellerini temizlerken küstahça gülüyordu, yatakta şüpheci bakışlarıyla dururken korktuğu her halinden belliydi.
Eliyle odadaki adama çıkmasını işaret etti, elini temizlediği bezi de çöpe attıktan sonra saçlarını geriye doğru ittirip, "Korkma, bu sadece ağrı kesici. Eğer bunu yapmasaydım hala acıdan kıvranıyor olacaktın." dedi.
Bu söylediğine pek inanmasa da nedense ona güven veriyordu çünkü tahminleri doğrultusunda onu kurtaran kişi bu adam olmalıydı.
Güvenip güvenemeyeceğini de bilmiyordu aslında ona ne yaptıklarını hala bilmiyordu. Sert bir tavırla kaşlarını çatarak, "Beni neden buraya getirdiniz? Kimsin sen?" dedi.
Adam sandalyeyi alıp ona olabildiğince yakın bir mesafeye koyarak oturdu, sadece bakışlarını gezdiriyordu. Konuşmadan önce dudaklarını ıslattı, "Murakawa-san'ı tanıyor musun?" dedi.
İlk başta kim olduğunu anlayamasa da sonra aklına geldiğinde derin bir yutkunuşun ardından sadece, "Hayır." dedi.
Onun hakkında konuşması yasaktı, onunla olan ilişkisinden kimseye bahsetmeyecekti. Eğer parasını almak istiyorsa sadece altında zevk alıyormuş gibi inleyecekti.