1 yıl 5 ay önce / 6 Haziran / 10:48am
Kyungsoo geniş yatağa saçlarından sertçe sürüklenerek savruldu, "Kai-sama, size bir şey yapmayacaktım! Sadece izliyordum!" dedi dün gece yaşadıklarının acısını tekrar hissedip inleyerek.
Gözlerini kapattı ve dişlerini sıkıp gelecek darbeyi bekledi ama o darbe bir türlü gelmiyordu. Yavaşça gözlerini açtı ve yukatasını çıkarmaya çalıştığını gördü, kalbinin kan pompaladığından bile emin değildi. Heyecandan adeta rengi atmıştı, "Kai-sama üzerinizi değiştirecekseniz dışarı çıkabilirim." demişti şaşkınlıkla.
O ise ağzını bile açmadan yukatasını omuzlarından düşürüp bakışlarını sadece odaklandığı noktalarda gezdiriyordu, odada çırılçıplak bir halde dolaşarak sigarasını arıyordu. Çalışma masasının üzerinde olduğunu fark edip uzanmıştı ki elinin çarpmasıyla kutu yere düştü.
Dizlerini kırmadan kutuya eğildiği anda Kyungsoo her gördüğü kare için olduğu yerde kalp krizleri geçiriyordu. Sigarasını paketinden çıkardı ve yakıp yatağa doğru yaklaşmaya başladı. Kyungsoo üzerinde olan bakışlarını toparlanıp kucağında duran ellerine çevirdi. "Soyun." demişti dumanını üflerken, "Soyun ve kendini hazırla." dedi sigarasını yeniden içine çekerken.
Kyungsoo bunun gerçek bir istek mi yoksa bir deneme mi olduğunu anlayamamıştı ama sorgulamak için bir isteği de yoktu. "Keşke vücudum yara bere içerisindeyken görmeseydi." diye düşünüp duruyordu. Ona eşsiz, kusursuz bir biçimde gözükmek istiyordu.
Kıyafetlerini tek tek çıkarıp yere parça parça bırakıyordu, dün geceden kalan halatların bıraktığı morluklar ve söndürülmüş sigaraların sulu yaraları ile kendisinden utanıyordu. Her zaman Murakawa-san ile birlikte olmuyordu, o gelirini insanların gecenin sonunda ona bıraktıklarıyla sağlıyordu. Bunun sadece para olmasını umut etmedi hiçbir zaman ama O'nun karşısına çıkacağı ihtimali ile artık o yaşadıklarını yaşamak istemiyordu.
Ona öyle umutsuz konuşuyordu ki bu günün geleceğini tahmin de edemiyordu bu yüzden acısını dindirmek için acı çekmek istiyordu.İnsanlar ona acımasızca davransın, acısını unuttursun istiyordu ama en ağır durumlarda bile aklında her zaman o oluyordu.
O ise gözlerini bütün izlerde gezdirip sigarasını içine çekiyordu, "Diz çök ve orada hazırla kendini." dedi parmağıyla bulunduğu yeri göstererek. Kyungsoo olduğu yerde bacaklarında bulunan yaraları diş sıkıp unutmaya çalışarak döz çöktü. Parmaklarını dudaklarının arasına aldı ve karşısında anadan üryan bir şekilde duruşu onu daha çok cezbediyordu.
Parmaklarını emip gözlerinin içine bakıyor onu hissetmeye çalışıyordu, parmaklarını dudaklarından aşağıya doğru indirmeye başladı. Teninde dolaştırıp önce aletinin etrafında gezdirip oradan deliğini ıslatarak okşamaya başladı.
Okşarken gözlerini ondan ayırmıyordu, yaptıklarını onun yaptığını hayal ederken dudakları yavaşça açılmış ve nefesi derinleşmişti. Parmağını yavaşça içeri yollamaya başladı, kendisine acımayacaktı ve aynı anda 3 parmağını birden sokmaya çalıştı.
Sabahın erken saatlerine kadar içerisinde birçok kişi bulunduğu için daralmayan deliği parmaklarını kolaylıkla içerisine kabul etmişti, gözleri kaymaya başlamıştı. Parmaklarını içine daha da ittirmeye çalışıyor ve onları biraz daha genişlemesi için hareket ettiriyordu.
Başı önüne düştü ve derin derin nefes alıp can acısı ve zevk karışımı inleyişler sunuyordu. Bir eliyle yerden yardım alıp dengesini sağlıyordu, inleyişlerinin arasında gözlerini açtı ve bakışlarını ona dikti.
