.2.

50 7 3
                                    

   Yaklaşık şehre 20 dakikalık uzaklıktaydı evi.Hatta villası demeliyim.O kadar güzeldi ki evi alt katı yanı zemini tamamen camdı.Üst katı ise baya büyük bir balkonu vardı ama ahşaptandı.Çatısı da üçgen çatıdandı orası da ahşaptandı.Bahçesi ise çimenlikler.Bahçeye yani girdiğimiz kapı sanki şato kapılarını andırıyordu.Giriş kapısının hemen yanında Siyah otomatik kapısı olan garaj vardı.Zemin katın karşısında normal bir büylükte havuz vardı.Evi çevreleyen duvarlar ama duvarlar deseni taşlardandı.Duvarların üzerindeki demir parmaklıklar tamamen sarmaşıklarla kaplıydı.Havuzun sağ bölümünde 3 tane şenzlong vardı.Sol tarafında ise oturma yerleri vardı üzerimde şbüyük bir ahşaptan şemsiye vardı.O çok gösterişli giriş kapıyı geçtikten sonra merdivenlerden indik sanki evi prenses eviydi.Kaoısının önündeydik elini sade beyaz çantasına attı ve o çok güzel kırmızı çelik kapının anahtarlarını çıkarıp kapıyı açtı.

Kapıyı açar açmaz çantayı kapının hemen sağ tarafındaki vestiyele attı.

-Dylan ben çok ama çok yoruldum.Bir duş alayım gelirim bu arada sen de keyfine bak.Ha eğer cıktıysan(elini kapının sol tarfında yaklaşık 2 metre uzaklıkta kapısız mutfağı göstererek) mutfak orada istediğiniz yiyebilirsin.Burası senin evin unutma.Bir de bana have yaparsan sevinirim.

-Aa şey tabiki de yaparım.

Ben derken zaten o beyaz merdivenlerden yukarı çıkmıştı bile.

Mutfağa girdim ve aç değildim nasıl olabilirim ki yaşadıklarımdan sonra kendimde bile değildim.kahveleri yavaş yavaş hazırladım.Fincanlar elimde salona gelip L biçimindeki siyah koltuğa oturdum.Evi sadeydi,siyah ve beyaz kullanılmıştı ağırlıklı olarak.Evin dış görünüşü şatafatlıydı.Televizyonu vardı Sony siyah.Etrafa bakınıyordum ki o gelmişti.

Böyle sanırım özel harekattan kalma kıyafetlerini giyinmişti.Altında asker yeşili gibi bol ama paçaları dar,ayakkabı ise bottu.Üzerinde ise beyaz bir t-shirt dar,kolunda siyah bir saat.Saçları toplu sırtında ise polislerin tabanca koymak için sırtlarına taktıkları şeyden vardı.Adı aklıma gelmiyor şuan.İnanamıyorum çok güzel olmuştu.Anladım ki Tris'e ne giyse yakışıyordu.Gerizekalı ben keşke geçmişte bu kıza açılsaymışım.

-Kahveler hazır.

Kahveyi alıp bir yudum aldı.

-Hm güzel olmuş.Evet asıl konumuza gelelim.Peşimizdeki şu adamlar tanıyor musun?

-Hayır hiçbir şeyi hatırlamıyorum ki tanımıyorum da zaten bilmiyorum.

-Tamam o zaman sana bir silah vermeliyim korunman için belikli peşimizi bırakmayacaklar.Een yakın zamanda peşimize düşeceklerdir.Dylan şimdi beni takip et.

Salondan çıktık ve merdivenin yanındaki koridordan geçip elindeki karta bir odanın kapısını açtı.Gizli bir oda olmaydı,harika off her çeşit silah vardı.Bu kız çok iyi ya...

-Eveett bay Parker nasıl buldunuz odamı?

-İnanılır gibi değil muhteşem.

-Bak tabancalar şu tarafta.dedi elini pompalı tüfeklerin yanındaki rafı göstererek.Otarafa doğru yöneldim.Bir stabanca gözüme kestirmiştim.Blow F92 evet harika görünüyordu çok beğenmiştim.Hemen aldım.

-İyi bir seçim güzel tabancadır ben e beğenirim.Evet bir de çakı al tabancaların bulunduğu rafın altındaki kapaklı dolapların içinde.

Bir tane de çakı almıştım.Birlikte salona geçip oturduk

-Dylan silah kullanmayı biliyorsun.Sana öğretmiştim çünkü.

-Ah evet biliyorum.Hatırlamıyorum öğrettiğini ama sana teşekkür ederim işime yarıyacak.

KAPANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin