Okula gittiğimde arkadaşlar başıma üşüştü tabii. "Kim yaptı?","İyi misin?" gibi bin tane soru soruldu. Hepsine teker teker cevap vermek yerine çıktım sınıfta kürsüye bağırdım "Bi'şeyim yok lan iyiyim!" diye. 1-2 teneffüs sonra herkes günlük okul rutinine geri döndü,ama ben o çocuğu düşünüyordum. Hangi sınıftaydı acaba? Bulmak için diğer sınıflardan bir arkadaşla görüştüm. Pencerelerden olayı gören var mı yok mu diye sordurdum her sınıfa. Sonunda çocuğun adı ve sınıfının haberi geldi bana. Okul çıkışını bekledim. Adını öğrendiğim an içimden geçenler şu şekildeydi ; "Bittin oğlum sen,bunun hesabını sorarım ben sana,ağzını burnunu kırıcam olum senin.". 2 tane arkadaşı aldım yanıma, çıkışta çocuğu bekledik. Ama benim öfkem geçmişti,sadece çocukla konuşmak istiyordum.Çocuk okuldan çıkarken durdurduk,kenara çektik.Yaptığı şeyin -yediği bokun- farkındaydı,ve korktuğu her halinden belliydi. Yüzü bembeyaz olmuş çocuğun,heralde bu anın gelmesini bekliyordu. Arkadaşlara arkada durmalarını söyledim,çocuğu aldım okulun karşısındaki çocuk parkına götürdüm. Oturdum betona. Cool havalar... Dedim ki; "Kardeş yaptığın şeyin farkında mısın? O oynadığınız zımbırtı ağzıma değil gözüme gelseydi neler olurdu biliyorsun değil mi?". Cevap vermedi.Kafa salladı sağa sola. "Neyse.." dedim. "Git evine,olanları unut,bir daha herhangi bir şey olursa o zaman kötü olur." dedim.Çocuk gitti.Olay da o parkta kapandı ve unutuldu. Tabii sınıftakiler sordu o kadar "Ne yaptın çocuğa?", "Hallettin mi?", kızlar daha çok "Ya vurmadın diii miiii?" diye. Yine ufak bir kürsü konuşmasından sonra günlük hayata geri dönüldü.