🌷🌷🌷
Duyduğum dalga sesleri ve yüzüme vuran rüzgarla uyandım ama gözlerimi açabilecek gücü kendimde bulamıyorum.
Sanki yorgunluk beni karanlığına geri çekip oraya hapsetmek istiyor.
Bir dakika!! Nerdeyim ki ben?Beynime süzülen sorularla hemen gözlerimi açıp doğruldum.
Hala Barış Bey'in arabasında ve onun rahat koltuğundaydım.Onu bulmak için yanımda ki sürücü koltuğuna baktığımda olması gereken yerde yoktu.
İçerisinde bulunduğum son model araba deniz kenarına park
edilmiş.
Dalga seslerini işitebilecek kadar yakındım mavinin derinliğine.Ama Barış Bey yoktu.
Gözlerim istemsizce onu bulmak için her köşeyi ararken sonunda aradığını buldu.
Denize en yakın banka oturmuş kollarını da yaslanma kısmına koymuş sanırım denize bakıyordu.
Bana arkası dönük olduğundan o beni göremiyordu.
Üstümde ki sanırım ona ait olan deri ceketi daha önce hiç duymadığım eşsiz kokuya veda ederek yan koltuğa bırakıp arabadan indim.Yavaş yavaş yanına adımlarken denizdeki huzur beni burdan bile mest ediyordu.
Havalar güzeldi bu sıralar, kış ayları bitmişti. Şehrin üzerini örten kara bulutlar gitmiş yerini masmavi gökyüzüne bırakmıştı.Ama bize gecenin karanlığında lacivert rengini gösteriyordu gökyüzü.
Ay karanlık gecenin tek feneri gibi en tepede duruyordu.Yanına oturduğumda başını çevirip bana baktı bende ayın altında göz kamaştırıcı parıltılarla duran denizden gözlerimi alıp ona baktım.
Ona yakın olduğum bu fırsatta yüzünü inceleyebilirdim.
Gözleri insanı kendine çeken bir girdap gibi.Öyle donuk bir kahverengi değil.
Nasıl anlatsam sarıya yakın bir kere.
Imm böyle bal köpüğü gibi.
Sanki beyaz çehresine özenle koyulmuş.
Burnu yüzüne yakışır derecede düzgün.
Dudakları desen ne kalın ne de ince.
Yüzü öyle fazla kemikli değil.
Saçları... Bir görseniz elinizi arasına geçirip okşamak istersiniz.Yumuşaklığı karşıdan bile belli.
Çok açık kahverengi.Her zaman dağınık olduğu kadar düzgün de.Sonunda kendime gelip"teşekkür ederim" dedim biraz durdum"yani beni kurtardığınız için "başını salladı"evinin yerini sordum ama uyumuşsun"evet anlamında başımı salladım.
"Ben....özür dilerim yani gece gece başınıza iş açtım ama ne isterseniz yapabilirim" biraz düşündüm "size borçlu kalmak istemem"
Gülümseyerek bana doğru oturdu"iki şey isteyebilir miyim?" Düşündüm.En fazla ne isteyebilir ki "evet"dedimBoğazını temizledi "ilk isteğim bana artık Bey deme bundan hoşlanmıyorum tamam mı"
Bu muydu canım kolaymış"tamam Barış Bey"dedim .Ama ne dediğimin farkına sonradan vardım.Tek kaşını kaldırarak bana baktığında "alışkanlık olmuş"dediğimde devam et dercesine başını salladı.Zorlukla "Barış"diye tamamladım cümlemi."Evet güzel şimdi gelelim ikinci isteğimize ama sakin ol"kahkaha attım"yoksa kitap klişesi gibi anlaşmalı evlilik mi teklif ediceksin" sanırım kafam güzel. O kadar içersem olacağı bu.
Gülümsemesi soldu."E-evet bir nevi"
"Anlamadım "deyip kolumu banka yasladım."yani evlilik değil de sevgilim gibi davranmanı istiyorum"
Güldüm elimi sallayıp" sanki o kadar da klişe değil" dediğimde güldü "aynen hem onların sonunda evleniyorlar bizde imkansız"ayağımı denize doğru uzatıp"aynen"dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların Ötesi
HumorSen acımasız bir kış güneşisin belki de ama ben bahar çiçekleriyim.Ben senin ışığına aldanıp yanlış mevsimde açmış ve kendini solmaya mahkum bırakmış bir bahar çiçeğiyim... Mutlu olucağımız yer dünya değildi belki de. Hem baksana sonsuzluğun dünya d...