2.BÖLÜM

50 4 0
                                    

4 GÜN SONRA
Dayak yiyip, bayıldığım günün üstünden tam dört gün geçti. Arada sırada böyle oluyor zaten. Mert veya Tolunay beni evlerine götürür, birkaç gün onlarda kalırım. Aileleri de beni tanırlar ve severler. Ayrıca dayak yediğimi bildikleri için evlerinde kalmama sevinirler bile. Bu dört gün içinde, yaralarım biraz iyilesmisti. Sadece kolumdaki parmak izleri ve yanağımdaki hafif morarıklık izleri vardı. Bu da demek oluyor ki yarın okulda yine malzeme olacaktım. En çok cevap verememek koyuyor insana be.

"Karan'ım nasılsın birtanem?"

"Iyiyim, Mert.Hersey için çok teşekkür ederim."

"Saçmalama kızım. Sen benim
biricik kardeşimsin."
Yanıma çektim ve sarıldım.Birbirimize çok sık sarılırdık. Mert'e baktığımda gözleri sulanmıştı, benim dayak yediğim zamanlarda kıyamaz gözleri dolardı hemen.

"Ağlama lan,onca dayağı ben yedim ağlamadım sana ne oluyor?"

"Karan öyle deme ya!"

"Mert ya üzülme.Her zaman böyle oluyorum, yeni değil yani."

"Kızım sana kıyamıyorum ben. Varya o adamı öldürmek istiyo...."

"Kes be,saçma sapan konuşma."
Saatler hızla ilerledi ve benim iş saatim geldi çattı. Yarın okul olduğu için, bugünden okuldakiler gelmeye benimle laklak yapmaya başlarlar.

"Merto, benim is saatim geldi.Gitmem gerek."

"Seni bırakalım, oradan da ben işe geçerim."

"Ben tek giderim, sen de kendin git!"
Böyle iyiliklere bir türlü tahammül edemiyorum.

"Kardeşimi bırakmak benim görevim! "

"Allah allah ya.Çekil şuradan Mert. "

"Yolumun üstü zat..."

" Zıt yönlere gidiyoruz. Neyse seninle çene çalamam. Sonra görüşürüz."

"Ama Karan be...."
" Hoşçakal, Merto"
Yanından geçip çıktım evden. Her zaman ki gibi; siyah kotumu, siyah yarım kol bluz ve siyah kapişonulumu giydim.

Tam vaktinde iş yerine geldim ve hızla içeri girdim.Patronum yalakanın tekidir.Çok kişiyi kovdu, zenginler istedi diye.Sirada ben veya herhangi birisi var.Zaten beni kovmak icin
fırsat kolluyor. Piç kurusu!
Mekan gene doluydu.Bu akşam pert olacağım kesin.Hemen arka kapıdan içeri girdim ve garson kiyafetlerimi giydim.Bir türlü sevemedim şu meretleri.Dar siyah dizimin beş parmak üstünde biten etek ve beyaz dar
Siyah çizgili gömlek. Ayakkabı siyah babetti. Bu ne be! Sürtük gibi aynı. Giyinme işimi bitirip, göreve başladım.

Zaman durdu sanki anasını satayım. Hah bizim okulun sürtükleri geldi. Luna, Arya ve Berra. Isleri güçleri benimle dalga geçmek. Yanlarına ilerledim ve sordum.

"Buyrun, ne alırsınız? "
Luna sürtüğü hemen atladı.

"Ben bi sütlü kahve alayım. Ama kuş sütü olsun.Hahah!"
Mal.kendini beğenmiş orusbu.

"Ayy Luna, şununla uğraşmayı özlemişim!"

"Artık ne istediğinizi söyler misiniz? "

"Tamam tamam.Soyleyelim bari.Okuldan birileri yok bugün. Yani rezil olmazsin. Yarın devam ederiz."
Dediler ve istediklerini söylediler. Demekki yarın rezil edeceksin. Et bakalım LUNA.

FARKLI HAYATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin