BÖLÜM 6

55 2 1
                                    

Biliyorum sizleri ve bu hikayeyi ihmal ettim. Özür dilerim. Ama yine karşınızdayımm canım okurlarım.....

Yine sıkıcı bir akşam yemeğinde herkes sus pustu. Sadece çatal kaşıkların sesleri vardı koskoca salonda.

" Şey benim size söylemem gereken bir şey var. " dedim.

Herkes kafasını kaldırıp soru soran gözlerle baktılar.
" Ben beni iyileştirecek doktoru buldum." dedim.
" Aaa çok sevindim. Nerdeymiş?" dedi annem.
"Muğla da" dedim.
" E biz nasıl geleceğiz? İşler malum " dedi babam.
" Ensarın arkadaşı varmış orda. Ensarla beraber gideceğiz. " dedim.
" Ooo baş kaharamanımız." dedi abim.
"Malum sen gelmeyince o eşlik edecek bana." dedim.

Kafasını kaldırmadı bile. Abimin bu huylarına sinir oluyordum. Basbaya kıskanıyordu Ensarı işte.

Odama gittiğimde leptoptan müzik açtım. Biraz internette dolaştım. Telefon çaldığında sandalyemi iterek masama ilerledim. Arayan Ensardı. Açtım hemen.
" Naber? " dedi hemen.
" Süperim. " dedim.
" Çok iyi. Amcamlar?" dedi soru sorarcasına.
" Omo boz golomoyoz ko oşlor molom" diye babamın taklitini yaptım.
" Aa çok ayıp küçük hanım. " dedi gülerek.
" Amaan artık takmıyorum." dedim.
" O zaman sana bir müjdeli haber veriyim. Evi ayarladım. Ordaki arkadaşlarım sağolsun. Yarın erkenden yola çıkalım. " dedi.
" Sen ciddi misin?" dedim.
" Hiç olmadığım kadar." dedi.
Kocaman bir kahkaha attım. Mutluluktan ne yapacağımı şaşırdım.
"Mutluluktan ne diyeceğimi bilmiyorum ya." dedim.
" Bişey deme bavul hazırla sen." dedi.
" Şey tamam. Ben.... şey yapıyım o zaman .... şey yapıyım. Ya ben napıyım? " dedim.
" Bavul diyorum bavul. Fazla birşey almana gerek yok. Ordan tamamlarız." dedi.
" Tamam o zaman. İyi geceler." dedim.
" Iyi geceler küçük hanım. " dedi ve kapattık.

Sevinçten hemen mutfağa gittim.
"Nuriye teyze doktoru bulduk." dedim direk.
"Allah'ım biliyordum dualarımı kalbul edeceğini." dedi geldip boynuma sarıldı.
Bende sarıldım.
" Nerde? Nasıl?" dedi ayrılınca.
"Ensar Muğla'dan bulmuş. "
" ah benim oğlum yine koştu imdadına. " dedi.
" Aynen. Ama benim bavulumu indirir misin?"
" Tamam kızım. Hadi gel. " dedi.

Odaya gittik. Bavulumu indirip gitti Nuriye teyze. Bende bavulumu açtım. Spor kıyafet aldım biraz. Elbise aldım bir iki tane. Bir de pijama takımı aldım. Bavulumu kapattım. Çantama da özel eşyalarımı aldım. Yattım yatağıma.

Gözümü kapatıp hayallere daldım. Ayağa kalktığımı hayalledim. Merdivenlerden sevdiğim gibi seke seke inmeyi, çocuklarla koştuğumu, en çokta kendi kendime gezmeyi, kimseye muhtaç olmamayı özledim.

Sabah telefonumun sesiyle uyandım. Uyandığım da çok sinirli ve huysuz olurum. Hele de uyandırıldığım da....

Dün muzik dinlerken yere koyduğum telefonumu alıp kimin aradığına bakmadan açtım.

"Bana hala yatmadığını söyle " dedi Ensar.
" Sabahın köründe kalkmak zorunda mıydık?" dedim uykulu sesimle.
"Ohooooo Cennet hanım şuan kalkıyorsun, ayılıyorsun artık orasını nasıl yaparsan , rahat kıyafetlerini giyiyorsun, yarım saate ordayım. " dedi.
" Ama... " kulağıma gelen dııtt dııtt sesi Ensarın ciddi olduğunun kanıtıydı.

Oflayarak kalktım. Kollarımdan destek alarak kendimi sandalyeme attım. Biraz zor olsada lavaboya girdim. Ayılana kadar yüzümü yıkadım. Çıktım lavabodan. Siyah pantolonla siyah tişörtümü giydim hemen.

Gerçekten de ayılmışım. Şaka maka Muğla ya gidiyorduk ve buraya ayakta gelebilme ihtimalim var. Yüzümde ki gülümsemeyle çıktım odamdan.

Güler yüzle Nuriye teyze karşıladı beni.
" Günaydın Nuriye teyzem. "
" Günaydın güzel kızım. " dedi.
" Bavulun dışarı da. Poğaça yaptım size giderken yersiniz." dedi.
" Ellerine sağlık. " dedim.

Korna sesiyle Nutiye teyzeyle dışarı çıktık. Ensar gelmişti.
"Günaydın güzel bayanlar." dedi.
" Günaydın" dedik bizde.

Yan tarafta ki bavulu alıp bagaja yerleştirdi. Nuriye teyze dolu gözlerle eğildi önüme.
" Kızım hissediyorum güzel haberlerle geleceksiniz inşAllah." dedi. Gülümsedim.
"InşAllah teyzemm."dedim. Kucaklaştık.

Nuriye teyze Ensarı da kucakladı. Elimize sıcacık poğaçaları tutuşturdu. Son kez vedalaştıktan sonra Ensar beni ön koltuğa oturttu. Sandalyemi yerleştirdi. Nihayet evden çıkabilmiştik.

"Nasılsın küçük hanım? " dedi.
" Mutlu, hüzünlü, iyi, kötü, karışık yani. " dedim.
"O zaman ilk babama gidiyoruz." dedi. Elimi vitesin üzerindeki eline koydum.
"Bunu nasıl yapıyorsun? " dedim.
"Neyi? " dedi.
" Bilmiyormuş gibi yapma." dedim.
" Zor değil. Mutlusun çünkü tedaviyle eski haline kavuşma şansın olacak. Iyisin çünkü sana değer veren insanlar olduğunu görüyorsun. Kötüsün çünkü bu kişilerin ailenden birileri olmasını isterdin. Hüzünlüsün çünkü ailen yerine koyduğun amcan yok." dedi.
" Sen nasılsın peki? " dedim.
" Mutlu ve hüzünlü" dedi.

Elini alttan çekip elimin üzerine koydu.
" Ben senin bakışından değil nefes alışından biliyorum neler hissettiğini." dedi.

Birşey dememe fırsat bırakmadan durdu. Çünkü gelmiştik. Hemen sandalyemi getirdi ve beni indirdi.

Mezarlığa gelince kendiliğimden acılar, feryatlar , özlemler hissediyorum. Bu kadar aile birilerini özlüyor. Okadar acı var ki ben hiç gelmem o yüzden.

Ensar bu yüzden hep aniden getirir beni. Oda tek başına gelemez çünkü.

Amcamın yanına gelince Ensar da çöktü yanıma. Ellerimi açıp bildiğim duaları okudum.

Çok zor oluyor böyle. Bu toprak yığınının başına geçip sadece dua etmek. Elinden birşey gelmiyor çünkü. Yokluğunu bir kez daha hissediyorsun. Anılar doluşuyor zihnine. Gözünden yaş damlarken dudakların eskilerin hatrına kıvrılıyor. Gözünü kapatıyorsun ve sadece 1 saniyeliğine o ana gidiyorsun. Ama dudaklarından içeri sızan, gerçekleri acımasızca yüzüne vuran tuzlu göz yaşı damlasını hissediyorsun. Gözünü açıyorsun ki yine o toprak. Altında senin geri getirmek için nelerinden vazgeçeceğin yatarken zor oluyor.

Kafamı yan tarafa çevirdim. Ensar bana bakıyordu. Baş parmağını sanki hemen kırılacak birşeye dokunacakmış gibi uzattı. Parmağının ucuyla göz yaşlarıma değdi. O anda onun da gözünden bir damla yaş inadına düştü yanağına. Bende elimi uzattım yüzüne. Onun acısını dindirebilecek gibi parmağımın ucuyla sildim göz yaşını.
" Ensar...... sen ağlama. Ben dayanamıyorum. " dedim.
" Bende sana dayanamıyorum. Sanki senin için yapacak birşey var da ben yapamıyormuş gibi.... Çaresiz hissediyorum. " dedi.
"Sen daha ne yapabilirsin ki? Sen benim olmayan ailemsin." dedim. Gülümsedi.

Ayağa kalktı.
" Görüşürüz baba. Bir daha ki geldiğim de Cennet beni ayakta getirecek sana" dedi ve sürmeye başladı.

Arabaya bindiğimizde sessizlik vardı.
"Ben biraz uyuyacağım." dedim.
" Tamam. " dedi sadece.

Ikimizde aklımızdakilerle boğuşuyorduk. Acılarımızı yok etmeye çalışıyorduk. Bense en basit olanını uyumayı tercih ediyordum. Kendimi bir müddet de olsa uyuyarak rahatlatıyordum.

Kafamı cama yasladım. Gözümü kapattım ve amcamın da bizimle geldiğini hayal ederek uykuya daldım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 16, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Engelli Hayaller...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin