"Yifan geldi Lu. Şimdi ne yapmalıyım?""Sesin neden yankı halinde geliyor Jongdae?" kaşlarımı çatarak sordugumda telefonun diger ucundan Jongdae'nin sinirli bir tıslaması kulaklarıma ulaştı.
"Çünkü seni gerizekalı, tam yarım saattir tuvalette kilitliyim. Lanet olası Baekhyun'un tuvaletinde telefon çekmiyor! Klozetin üzerindeyim ve umarım kapak kırılmaz.."
Avcumun ortasıyla alnıma sert bir biçimde yapıştırdım. Bu sesin telefonun diger ucundan duyulmamasını umuyordum.
"Tamam, tamam. Sadece git ve telefonu al. Ardından bir yolla odaya gir.""Deneyeceğim.."
Telefonumu hemen yanıma koydum ve büyük yatakta büzüşerek yatmaya devam ettim. Yifan'dan önce Baek'in evine gelmiş ve onun "Neden hep ben ve Channie'min evinde bir bokluklar karıştırıyorsunuz!" azarlamasından sonra ben koltukta uyuma taklidi yapmıştım. Tabi Baekhyun'un rahat bırakmayacağını biliyordum. Elinde terlikle popoma vurarak beni koltuktan kışkışlayıp yatak odasına soktu ve burada uyumamla ilgili birşeyler zırvalayıp gitmişti. Işte şimdide mal gibi yatıp Jongdae'yi bekliyordum. Tamam planımız biraz saçma olabilirdi ama işe yaramıştı yani, sanırım. Yaptığımız şey planmıydı onuda bilmiyordumda..
Derin bir nefes aldım ve içimdeki duygu kargaşasına bir son vermek istedim. Çünkü herşey birbirine girmişti. Korku, endişe, merak, heyecan, sevgi, umut..
Kris'in Yifan çıkmasından neredeyse emindim fakat ya benimle dalga geçiyorsa? Karşıma çıkıp 'Sen beni ciddiyemi aldın?' demesi...
Bunun düşüncesi bile kalbimi birisi sıkıyormuş gibi hissettiriyordu.
Peki ya o degilse? Tamam bundan %90 eminim fakat, ya degilse? Yaşayacağım hayal kırıklığını düşünemiyorum. Pekala Yifan'dan hoşlanıyordum. Zaten hoşlanmadığımı söylesem, duygularım beni kazığa oturttururlardı.
Gözlerimi kapatınca onun sırıtan yüzünü görmek ne kadar doğruydu?Tekrar derin bir nefes aldım. Kalbimin sesi kulaklarıma ulaşıyordu. Şimdi iyi yanından bakmalıydım. Kris, Yifan çıkarsa ne yapacaktım peki? Cazgırlığımı kullanıp apartmanı ayaga kaldıramazdım. Aksi taktirde benden daha pis cazgır olan bir Baekhyun vardı. Apartmandakiler beni kovmadan o camdan atardı. Cam vardı, Baekhyun vardı ve ben vardım. Yapardı.
Tamam, zaten aşırı derecede kızmayacaktım. Ama o oyuncağı aldığı için saçlarını tek tek yolabilirim. 'Şirin bir geyikçik' demişti birde ya! Tanıştığımızdan beri 22 gün olmuştu ve o zaman biçiminde bana dedigi "kızsı" şeylerin hepsini ona yedirttirebilirdim.
Aniden kapının açılmasıyla sıçradım ve gözlerimi korkuyla kapıya çevirdim. Gelen Jongdae'ydi.
"Tanrım... Jongdae ölüyorum sandım."
Jongdae birden bana birşey fırlatınca son anda tutmuştum. Bu... YIFAN'IN TELEFONUNU ALABİLMİŞTİ!
"Dostum almışsın!"
Kapıyı kilitledigi anahtarı kafama fırlattı. "Mikrofon istermisin Luhan? Çağır Yifan'ı o da gelsin. Beraber karıştırırsınız telefonu."
Elimle hızla ağzımı kapattım. Ama kıkırdamalarımı engelliyemiyordum. Ellerim bile titriyordu. Telefonu önüme koydum ve bakmaya başladım. Telefonu garip bir şekilde benimkiyle aynı markaydı. Kenarları biraz yı- "Telefondanmı, yoksa Yifan'danmı hoşlanıyorsun? Bir karar ver ikisini birden yürütemezsin."
Dedigi garip şeylerle tek kaşımı kaldırıp ona baktım. "Acele et Luhan telefonun yanında olmadığını çakarsa biteriz. "
Kafamla onaylayıp düşünmeden telefonu açtım ve bilin bakalım neyle karşılaştım. "Siktir..." Ekrana dokundum. "İkinci bir siktir.. Ben bunu parçalarım ha!" sinirle yataktan fırlamaya çalıştım fakat Jongdae beni tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal 바보 // KrisHan Texting // ✔
FanfictionSangnamjaHan: Bana bir daha güzel dersen, SangnamjaHan: Senin kafanı kanalizasyona sokarım! CoolGalaxy~: Peki güzelim ;) ________ - KrisHan texting