9

28 0 0
                                    

İyi okumalarr :)

Multimedia : E.R.S

Bedenim uyuşmuştu. Bu ev fazla soğuktu... Woldven'e beni bırakması için ne kadar yalvarsam da faydası yoktu. Birilerine gördüklerimi anlatacağımı düşünüyordu. Beni korur diye saçma bir düşüncem vardı düne kadar...

'Benim için bir çöpten farkın yok' demişti değil mi... Evet gerçekten kırılmıştım. Zaten şu olanlar yeterince psikolojimi altüst ederken bana yaptıkları...

Belirsizlik içerisindeydim. Bu olağanüstülük beni kemiriyordu. Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Titreyen bedenimi haraket ettiremez hale gelmiştim. Neredeydi? Tam 5 saattir yoktu.

Aşağıdan gelen tıkırtıyla yataktan fırladım. Woldven gelmiş olmalıydı. Hemen aşağı indim. Tahminim doğruydu. Woldven elinde poşetlerle mutfaktaydı. Usulca yanına yaklaştım. Titreyen dişlerimle konuştum.

"W-Woldven... Be-n biraz üşü-yorum... Bana bir-"

"Veremem."

Anında böyle cevap vermişti. Bu kadar acımasız olamazdı değil mi! Dolan gözlerimle yanına daha çok yaklaştım.

"Wold-ven.. Lütfen..ço-k üşü-üdüm.." bana baktı ve kafasını öne eydi.

"Benim odamdaki dolapta bir şeyler var. Git al."

Rahatlamıştım.

"Teşekkür ederim. " diye fısıldayıp odaya çıktım.

Odası ferahtı. Karakterine ters bir şekilde... Dolabına doğru ilerledim. O kadar büyüktü ki içine bütün mevsimlik kıyafetleri sığabilirdi. Kapakları açtım. Tek renk vardı. Siyah. Şaşırmadım. İçlerinden bir tane polar seçtim ve giydim. Derin bir nefes aldım. Bu beni sıcak tutardı.

Tekrar aşağıya indim. Woldven hala mutfaktaydı. Bir şeyler hazırlıyor gibiydi. Merakla yanına gittim. Makarna yapıyordu. Hemde domates soslu!

"En sevdiğim." lafı çıkıverdi ağazımdan. Woldven bana baktı yine donuk bakışlarıyla.

"Senin için yaptığımı kim söyledi?"

Yine kırılmıştım. Yutkundum. Tek suçum bir şeyleri bilmek miydi yani? Bunun içinmiydi bu kadar kötülük... Hiç bir şey söylemeden arkami dönüp yürümeye başladım. Bana baktığını hissedebiliyordum.

Yukarıya çıkıp odaya girdim. Yatağa uzanıp burada kaldığım her gece yaptığım gibi ağlamaya başladım. Neden bunlar benim başıma geliyordu ki...

Henüz 17 yaşındaydım ben. 18 'ime girmeme 1 ay kalmıştı ama ne olacağım bile belli değildi. Belki beni öldüreceklerdi yada bir yere atıp benden kurtulacaklardı... Woldven 'e beni Aslan'ın elinden kurtardığı zaman güvenmek istemiştim. Kendimi iyi hissetmiştim ama o...

Bu düşüncelerle çoktan uyuduğumu farkettim ama bu çok uzun sürmedi. Woldven'in kızgın kükreyişi doldu kulaklarıma. Alnımda bir el hissettim. Nedense açamıyordum gözlerimi.

"Lanet olsun! Yanıyorsun. Mira kalk hadi!"

Ateşim mi vardı? O yüzden mi bu kadar üşüyordum... Havalandığımı hissettim. Beni bir yere taşıyordu. Bir müddet yürüdükten sonra sırtımda soğuk fayansı hissetmemle daha çok titredim. Su sesini duymamla banyoda olduğumuzu farkkettim.

"Woldven.. Lüt-lütfen.. Ço-ok üş-üşü-yorum... "

Fakat beni dinlemedi. Suyu vicudumda hissettim. Soğuk değildi ama sıcakta değildi. Yine de donuyordum. Gözlerimi araladım. Öylece durmuş beni seyrediyordu. Ben  ise her geçen saniye daha fazla titriyordum. Ayağa kalkmaya çalıştım. Tam dengemi sağladım derken kaymam bir oldu.

Woldven'in beni tutmasıyla yere düşmekten son anda kurtulmuştum. Oda ıslanıyordu. Tamamen suyun altına girmişti. Yüzlerimiz , bedenlerimiz o kadar yakındı ki ateşim olduğunu hatta üşüdüğümü bile unutmuştum.

" Mira..." diye fısıldadı. Sanki yeniden dünyaya gelmiştim... Yeni doğan bir bebeğin kulağına adını fısıldar gibi fısıldamıştı... Gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum.

"İşimi zorlaştırmaktan , beni sinirlendirmekten başka hiç bir şey yapmıyorsun."

Sustum. Ellerim istemsizce yanağına gitti. İrkildi. Ne yapıyorsun dermiş gibi baktı suratıma. Ben de bilmiyordum. Sadece bir kez olsun dokunmak istemiştim o eşsiz yüzüne. Bir anda geri çekildi.

"Hadi seni çıkaralım. Biraz kurulan ve uyu. Ateşin düşücektir. Ben duşa gireceğim." dedi.

Banyodan çıktım ve üzerimi degiştirip saçlarımı kuruttum. Hala aklımdan çıkmıyordu o yakınlık... Ah kafayı yiyor olmalıydım! Tam yatağa yatacakken kapı çaldı. Kim gelmiş olabilirdi ki?

Woldven banyoda olduğu için ben açmalıydım. Kızarmıydı ki... ama belkide önemli bir şeydi. Aşağıya indim. Kapı tekrar çaldı. Yutkundum. Ve yavaşca kolu indirdim.

Karşıma alımlı , esmer bir kadın çıkmıştı. Gerçekten çok güzeldi.. Fakat bir tuhaflık vardı. Onunda gözleri siyahtı...

--------------------------------------------

GÖLGE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin