B'6 (mükemmel bölüm)

50 7 0
                                    

Alarmımın muhteşem sesiyle uyandım. Tatilde bile alarmla kalkan garip bi kızım işte. Ya da üşengeç sanırım alarmı kapatmaya üşeniyorum. Yattığım yerden telefonumu aldım ve alarmı susturdum. İnterneti açıp gelen mesajları kontrol ettim. Buse "Kanka ekildim foruma gidelim mi?" yazmıştı. Açıkçası dışarıya çıkmaya çok istekli değildim. Yatağımda mutluydum. "Kanka bilmiyorum da anneme sormam lazım" yazdığımda "tamam kanka haber verirsin" dedi. Sosyal medya hesaplarıma bakarken whatsapp bildirimini gördüm. Ege "günaydın" yazmıştı. "günaydın" diye cevap verdim. Hal hatır sorma şeysi falan geçince "Bizimkilerle birlikte foruma gidicez biz de bugün" dediğinde yüzümdeki mutluluğu hissedebiliyordum. Az önce yataktan kalkamayan kız "aa ciddimisin biz de foruma gidicektik bugün orda buluşuruz artık" yazıp direk duşa girdim. Hızlıca hazırlanmaya başladığımda buseye de "kalk hazırlan kanka foruma gidiyoruz" yazabildim. Hazırlanıp anneme de çıktığımı haber verip koşa koşa aşağı indim. Forum'a (alışveriş merkezi) girdiğimde buseyle kocaman sarılıp içeri girdik. Ege'yi beklerken biraz dolaştık. Ege'yi gördüğümde beynimde şimşeklerin çaktığını, kalbimde fillerin oynaştığını hissediyordum. Arkasını dönüktü, omzuna dokunduğumda -bu kısımda ellerim titriyor- bana doğru döndü ve gülümsedi. Naber nasılsın fasıllarını geçtikten sonra Buse gitmesi gerektiğini söyledi. Biz de Ege ve arkadaşlarıyla birlikte sinemaya girmeye karar verdik. Sohbet ederek sinema salonunun olduğu kata ilerledik. Ege benim de gitmek istediğim bir korku  filmini seçti. Filmin adı "Siccin (cümrü aşk)" ve güzel bir filmdir diye düşünüyorum.

Biletleri alıp film başlayana kadar oturmak için sinema salonunun dışında bir masaya oturduk. Kendiyle ilgili şeyler anlatmaya başladı. Gözlerine bakarak dinledim bütün konuşmasını. Onun gözlerine bakmak, bütün bedenimi uyuşturuyordu. Bir arkadaşı Ege'nin arkasından bana "sana aşık, seni seviyo" dediğinde istemsizce gülümsemiştim.

Bana kendi hayatıyla ilgili özel şeylerini anlatıyordu. Ve bu bana kendimi çok özel hissettiriyordu. Çocukluğuyla ilgili anılarını anlatırken gözlerini kocaman açması, masum masum bakması beni kendine daha çok bağlıyordu. Karşısında ağlamamak için çenemi sıkıyordum.

Fazla mutluydum çünkü. Sevdiğim adam yanımda bana özel şeylerini anlatıyor. Gözleri gözlerimde ve o herşeyiyle yanımda.

Arkadaşları filmin başlayacağını söylemek için yanımıza geldiler. Salona girdik ve koltuklarımıza oturduk. Koltuklara ilerlerken bir kaç kıza "açıkta birşey mi gördün" bakışı atıp yürümeye devam ettim. Ege bana dönüp sen bu tarafa geç diyip gülümsediğinde bende gülümseyip söylediği yere oturdum. Az önceki kızların kötü bakışlarını üzerimde hissediyordum.

Kızların hemen önünde oturmamız beni biraz rahatsız etsede nasıl kıskandıklarını gördüğümde rahatladım ve arkama yaslandım. Yaklaşık 1 dakika sonra Ege'de başını omzuma yasladığında dünyanın een huzurlu kızı hissettim kendimi. Arkadan fısıltı seslerini de duyabiliyordum ama umrumda bile değildi açıkçası. Ege'yi yeterince hissetmek istiyordum. Saçlarının kokusunu içime çekip filme odaklandım.

İlk korku sahnesinde korkup ellerimle yüzümü kapattığımda Ege gülüp elimi tutmuştu. ELİMİ Mİ TUTMUŞTU? ELİMİ TUTMUŞTU MU? TUTMUŞTU MU ELİMİ?

Ege'nin elinin elimde olmasından mı yoksa çok korktuğumdan mı anlayamadığım bir şekilde ellerim buz gibi olmuştu. Ege'nin  elleri ise tam tersine sıcacıktı. Çünkü benim diğer yarımdı o. Ellerim hep soğuk olurdu benim ellerimi ısıtacak kişiydi o.

Biraz sonra elini çekti ve başını tekrar omzuma koydu. Korku sahnesi geleceğini anladığı her sahnede elini yüzüme getirip korkma diyordu. Her seferinde aynı şeyi yapması beni biraz güldürüyordu. Bir sahnede gözlerimi sıkıca yumduğumda kıkırdama seslerini duyunca gözümü açtım ve Ege'nin bana baktığını gördüm. Gülüşüne gülümseyip önüme döndüm ve filmi izlemeye devam ettik.

Bir süre sonra Ege'nin beni izlediğini farkettim. Baktığının farkındaydım ama ona dönemiyordum. O da biraz beni izledikten sonra tekrar omzuma yattı. Sanırım kalbimin sesini duyabiliyordur. Duyabiliyorsa şuan baya rezil oluyorum bence. "kalbinin canı sıkıldı heralde kanka kulağında atıyo ajzkjxkx" diyen iç sesime bir miktar gülmüş bile olabilirim. -Evet iç sesim random gülüyor-

Sinema ekranı tekrar bembeyaz olduğunda araya girdiğimizi anlamıştık. Ayağa kalktığımızda elimi Ege'nin koluna koyup arkadaki kızlara piçsmile attıktan sonra salondan çıktık. Sigara içmek için terasa doğru ilerledi. Terasın kapısında durup bana döndü ve "Ben seni sokmam buraya çok erkek var" dedi. Gülümsedim. Sayemde bir sigara içememişti. İçmesini de istemiyordum zaten.

Biraz bekledikten sonra salona girip yerlerimize oturduk. (Kızlardan bahsetmeme gerek yok heralde djzlxlz) Ege'nin  başı omzumdayken o rahatsız olmasın diye çok korkamıyordum aslında.

Film bitince dışarı çıktık. Salondan çıkınca Ege "Nasıl korktun ya tipe bak" diyip yanağımı sıktı. Kendimi küçük kız çocuğu gibi hissettim bir an. Minibüse bineceğim yere varınca içimi kocamaaan bir hüzün kapladı. Ya benide götür ya da gitme diye haykırırım diye de korktum hatta. O da gidemiyordu hissettiğim kadarıyla. Ama gitmek zorundaydı kafamın içinde Sezen Aksu'dan "Git.. git.. git-me duur ne olur" dizeleri çalıyordu. "Altı üstü evlerinize dağılıyorsunuz ne dram yaptın lan" diye bir ses duydum. Ege'nin  duymadığına eminim çünkü canım iç sesim. Ege'ye el salladım ve gittim. Yolda tabiki olanları Buseyi arayıp anlatmam gerekiyordu. Kankişlerimin hepsine anlattıktan sonra eve girdim.

Hayatımın en günüydü diyebilirim. Yanımda Ege, gözlerimde gözleri. Mükemmeldi.

Farklı bir adamdı, insan hissediyor. Her şeyiyle çok güzeldi. Adı, gülüşü, saçları, bazen kulağının arkasına koyduğu sigara bile... Hele gözleri... Çok farklı bakardı. bu güzellik ile açıklanabilecek kadar kolay değil ama. Bakınca masmavi bir şimşek kalbinin en derinini dahi delip geçer gibi hisseder insan. Gözlerinde bir ışık var sanırdım. Meğer gözleri ışığın ta kendisiymiş. O ışık en karanlıkta kalmış hislerini bile aydınlatır insanın. O bakınca gözlerinin mavisi senin de ruhunun da gökyüzü olur. Onunla karşılaştığımda çok kötüydüm, onca kalabalığımın arasında bile yalnızdım, berbat bir haldeydim. Gördüğüm andan sonra ise hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Süreya'nın bir dizesi özetliyor o günkü halimi; "Sana rastladığım gün susuzdum, yalnızdım, bir çırpıda içtim gözlerini."...

GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin