isterseniz medya ile okuyun xd ama aşağıda koyduğum şarkıyı kesin açın!!!
Gün geçtikçe kötüleşiyordum ve ölümün yakın olduğunu hissedebiliyordum. Ve sevgili eşimin de bunu hissettiğini biliyordum. O her zaman kötü şeyleri hissederdi.
Bir gün ben bunun sadece onun kuruntuları olduğunu söylediğimde şöyle demişti.
"Küçükken babama lunaparka gitmek istediğimi söylerdim, babam kabul eder ve beni götüreceğini söylerdi ama götürmeyeceğini bilirdim, hissederdim. Sanırım bunlar benim ilk hayal kırıklığımdı." Son cümlesinde acı bir şekilde gülmüştü. O an bir kara delik olmak ve bütün acılarını içime çekmek istemiştim.
Aslına bakarsanız ölümün benim için kötü mü yoksa iyi mi olduğuna karar veremiyordum. Çektiğim acılar son bulacaktı ama onu ardımda bırakıp gitmek istemiyordum. Öldüğümde artık hissedebilecek miydim bilmiyordum ama onsuz olmak istemiyordum.
Ben bencil bir adamdım.
Ona olan hislerim kelimelerin çok ötesindeydi, her zaman onun da benim gibi hissetmesini istemiştim. Olmuştu da. Ama onun 'üzüntüsü' kelimelerin ötesindeydi.
Böyle bir şeyin geleceğini ve sonumun böyle hastalıklı bir şekilde olacağını biliyordum. Biliyordum ama kahretsin ki onu sevmiştim ve beni sevmişti.
Gözleri sürekli dalıyor ve biz saatlerimi öyle geçiriyoruz. Ne düşünüyor bilemiyorum, çikolata gözlerini benden kaçırıyor. Sadece bir yere bakıyor ve ben de onu izliyorum.
O artık ölümü kabullendi, hala korkuyor ama aynı zamanda da bekliyor.
Bir insanın ölümünü beklemek ölecek olan insan için değil geride kalanlar için zordur. Elinden bir şey gelmeyeceğini bilirsin ve bu his seni yer bitirir. İlk başta kabullenemezsin hatta çoğu zaman sevdiğin o kişinin öleceği gerçeğini unutursun. Ama günden güne elinden kayıp gittiğini ve lanet kanserin tüm vücuduna yayıldığını gördüğünde büyük çaplı bir şok yaşarsın.
O ölüyordur. Yüzlerce anını paylaştığın o kişi her geçen saniye uçuruma yaklaşıyor ve sen sadece izliyorsun.
Bağırıyorsun ama sesin çıkmıyor.
İşte Nessa'nın da durumu böyleydi.
Üstünden yıllar geçmiş gibi hissettirse de daha birkaç gün önce yapabildiğim gibi konuşabilseydim eğer üzülmemesini söylerdim. İyi olacağım. Böyle yaşamak beni daha fazla öldürüyor. Alınırdı o da. Çok hassas bir kalbi vardı, hemen suçu kendinde arardı. Bu dünyanın hak etmediği kadar iyi kalpli biriydi.
Hayır, böyle yaşamak değil seni böyle görmek beni öldürüyor, derdim.
Ama ağlardı, biliyorum. Bana belli etmemek için kahve alacağını söyler ve dışarı çıktığı an gözyaşlarını salardı.
Şimdi onu bu şekilde izlerken son kalan güçlerimi kullanarak elimi ona doğru uzatıyorum. İçinde bulunduğu transtan çıkıp uzattığım elime tutunuyor. Sanki yönünü kaybetmiş küçük bir sincap gibi görünüyor.
"Seni..seni üzgün görmek beni de üzüyor." Fısıltılar benim daimi dostum olmuştu. Ama böyle dediğime bakmayın, yakında fısıltılarla birlikte ben de yok olacaktım.
"Benden üzülmememi bekleyemezsin Zayn. Sen...gittiğinde elimde seninle ilgili kalan tek gerçek bu olacak." Kaşlarımı çatıyorum yavaşça ve önceden planladığım şeyler için Tanrı'ya bir kez daha şükrediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gift °zm°
Short StoryHasta bir bedenle sana verebileceğim en iyi şeyi verdim. Benim bir parçamı. ▲for you from me ▲