from me

422 33 2
                                    

Onun kaybedişimin ardından altı ay geçmişti.

Ben hala kapıdan gelip o güven verici kolları ile beni sarmasını ve her şeyin iyi olacağını söylemesini istiyordum.
Her şey tabi ki iyi olurdu!

Eğer o hala yanımda olsaydı.

Kabullenemiyordum! Ölümü nedense hiç kabullenememiştim. Onun o narin bedenini toprağın hapsetmesine dayanamıyordum. Bir toprak nasıl bu kadar bencil olurdu ki!

İçim parçalanıyor. Artık ağlayamıyorum, ağlayamıyorum ama her gün sol yanımdaki acıyla yaşıyorum. Ne yapmam gerektiğini ise asla bilemiyordum.

Sanki benim yaşam fonksiyonlarım da Zayn'inkilerle birlikte çalışmayı bırakmıştı.

Her bir parçamı Zayn'e adamışken onun gidişine bu kadar yas tutmam saçma mıydı? Değildi. Yaşadığım üzüntü azdı bile. Ona daha iyi bir yaşam sunamamıştım. Acı çekmemesini sağlayamamış sadece ölümünü izlemiştim.

Elimden bir şey gelmeyeceğini biliyorum ama kabullenemiyorum. Birilerine suç bulmak istiyorum oysaki ortada hiçbir suçlu yokken.

Günlerim hep bu şekilde kendimle olan savaşlarımla geçiyordu ve tabi ki yenilen ben oluyordum.

Kanuni'nin karşısındaki ülkeler gibi hissediyordum. Yenileceğini bile bile savaşa giren o devletler gibi.

Bir gün sabah uyandığımda kendimi hem çok iyi hem de çok kötü hissediyordum. Neden iyi olduğumu bilmiyordum ama iyi olduğum için kötü ve vicdan azabı hissediyordum.

O olmadan nasıl iyi olabilirdim ki?

İçimdeki acıya o kadar alışmıştım ki şimdi acı gittiğinde kendimi o dolu görünen bulutlar kadar boş hissediyordum.

O gün bedenimi kontrol eden ben değildim. Her zamanki rutinlerimi yapmamış ve odamdan çıkıp kendimi kahvaltı masasına atmıştım.

Erkek kardeşim, annem ve babam o kadar şaşırmıştı ki! Aaron içtiği - annemin binbir zahmetle hazırladığı- portakal suyunu babamın yüzüne püskürtmüştü. Babam yüzünden akan sularla beraber çatalını düşürmüş ve ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu.

Annem ise bana öyle bir şefkatle bakıyordu ki aylardır reddettiğim kollarının arasına girdim ve ilk kez tek göz yaşı dökmeden durabildim. Gördüğüm şefkat ve ilgi her zaman beni ağlatırdı.

Sevgiye aşık bir insandım.

Babam ve Aaron da sarılışımıza ortak olduklarında sanki tamamlanmış gibiydim ama onların kolları arasından ayrıldığımda yine boş hissedecektim.

Uzun zaman sonra iyice karnımı doyurmuş ve biraz da olsa gülümseyebilmiştim. Zayn öl... Gitmeden önce yaptığım gibi kitap okumuş o yanımda yokken ya da onunla konuşmuyor olduğumuz zamanlardaki gibi kendimi başka işlere vermiştim.

Piyano çalmış, minik kedimiz Pati ile ilgilenerek ve köpeğimle - kendisi bir sibirya kurdu- vakit geçirerek öğleden sonraya kadar gelebilmiştim.

Her şey saat tam 4.26 da olmuştu. (bizim evlilik yıldönümümüzün tarihiydi)

O kapı açıldığında hayatımın tamamen değişeceğini bilemezdim.

Bir cümle hayatınızı nasıl değiştirebilirdi?

"Nessa Malik için bir mektup var."

Aslında mucize mektupta ya da cümlede falan değildi.

Mucize tam da benim içimdeydi.

Hay gays

Sizin için yazdım ve buradayım
Yarın ileri fizik quizi var fak fak fak fak
İleri fizik ne yavv

Hope you feel it.

gift °zm°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin