Koşuyordum.
Zihnimde bir sürü patlama yaşanıyordu ; kaçmaya çalıştıkça daha da büyüyor,peşimi bırakmıyordu.
Sonsuz bir karanlıkta nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Sonra o sesi duydum. Yine .
“Tessa… buraya gel.”
Ah, o ses.Annemin sesi.
“Anne? Nerdesin?!”
“Buraya gel hayatım”
Sesin nerden geldiğini idrak etmeye çalıştım. Sağa mı gitmeli yoksa sola mı ? Ben bunları düşünürken bir anda karanlığın yerini ışık aldı, daha doğrusu alevlere dönüştü. Alevler ve alevlerin içindeki annem.
Annemin sakin sesi yerini acı çığlıklara bırakırken ona doğru koşmaya başladım.Bedenim annemle arama giren tahtalar yüzünden durmak zorunda kaldı.
“Anne!”
Ona doğru uzanmaya çalıştım.Ne kadar uzanırsam uzanayım yeterli gelmiyordu .
Çok yaklaştın Tessa, onu kurtarabilirsin
Bana ne olacağı umrumda değildi. Alevlerin arasına girdim ve onu tuttum.Yerde yatan bedeni kendime çevirdiğimde dudaklarımdan sadece“Hayır” diye bir fısıltı çıktı.Fısıltının çığlığa dönüşmesi uzun sürmedi “Anne!”
“Tessa!”
Biri beni sarsarak adımı söylüyordu ve o kişinin annem olmadığına emindim.Alevler sönmüş ,her şey yeniden karanlığa bürünmüştü.gözlerimi yavaşça araladım ve endişeli gözlerle bana bakan teyzem Amy’i gördüm.
Ağzımdan çıkabilen tek kelime “Onu kurtaramadım” oldu. Amy her zamaki gibi bana sıkıca sarıldı.Annem öldüğünden beri -6 aydır- yanımda kalıyordu,gerçi intihar girişimim yüzünden beş ay boyunca rehabilitasyon merkezindeydim ve toplumdan iyice soyutlanmıştım;muhtemelen herkes Fransa’da iyi vakit geçirerek kendimi toplamaya çalıştığımı sanıyorlardı. Bütün arkadaşlarıma yalan söylemiştim. En yakın arkadaşım Lucy de buna dahildi. Aslında ona anlatmak istiyordum,biriyle dertleşmeye ihtiyacım vardı ama Amy teyze bunu kesinlikle yapmamı yasaklamıştı.
“Ben iyiyim,tamam mı?Ağlama lütfen” diyerek kollarından ayrıldığımda elindeki mendille gözlerini kurulamaya çalıştı. “Sana kahvaltı hazırladım” dediğinde yanağına bir öpücük bıraktım “birazdan aşağıda olurum “ dedikten sonra aşağı indi ve bende banyoya girdim. Aynaya döndüğümde çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Gri gözlerim kanlanmış,kızıl saçlarım darmadağın olmuş,kabusun etkilerini hala üzerimde taşıyordum. Kısa bir duşun ardından üstümü giyinip aşağıda kahvaltı yapan teyzemin karşısına geçtim. İkimizde konuşmadan kahvaltımızı yapıyorduk.Kabuslarım hakkında konuşmayı sevmezdim,o da buna uyup her zamanki gibi hiçbir şey olmamış gibi davranırdı.Sessizliği ilk bozan o oldu “Lucy aradı.Sana 5 aydır arayıp sormadığın için bozulmuş durumda. Telefon kullanmadığını söyleyip bu akşam onunla buluşabileceğini söyledim”
Ah, ben ve dışarı çıkmak . Dışarıdan korkuyordum, güvenli değildi.Daha doğrusu annemin başına gelenlerden ve rehabilitasyon hayatımdan beri böyleydim.Benim için hayat dört duvar arasındaydı;kimsenin bana erişemeyeceği ve zarar veremeyeceği bir yerdi burası . Tabi iç sesim buna katılmıyordu ‘ annen dört duvarın arasında kaldığı için öldü Tess, onun gibi mi olmak istiyorsun ?
“Gitmek zorunda değilsin.İstersen arayıp iptal edebilirim?”
Derin bir nefes aldım. Kabuğumdan çıkmaya hazırdım.
“Hayır, gideceğim”
Demek istediğim, denemeden ne olacağını kimse bilemez değil mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske
ChickLitDudaklarını dudaklarıma dokundurunca başımı hemen yana çevirdim. Güldü. Bu sefer ki gerçek bir gülüştü, tatmin olmuş bir gülüş. Dudaklarını kulağıma getirip kulak mememi emdi ve kulağıma dudaklarını sürttü. İliklerime kadar ürpermiştim, kısık sesle...