POPSTAR KAÇIRILDI !!

PK-2

İşte yeni bölümm  resimdeki teoman ve neşe ayrıca şarkıyı da dans kısmında açın ...

-“Neyi olacak, tabiî ki ne haltlar karıştırdığınızı anlatacaksınız?!”

Eylül bunları söylerken gözleri Neşe ve Teoman arasında gidip geliyordu. Onları böyle aralarında görünmez bir duvar varmış gibi görmek istemiyordu. Ne de olsa ailesi öldükten sonra bu çifte kumrular Eylül’ün her şeyi olmuşlardı. Her ne sorun varsa, ikisinin de birbirini sevdiğini biliyordu ve bu yüzden de barışmaları için elinden geleni yapacaktı.

-“O anlatsın!”

Neşe, Teoman’a karşı oldukça soğuk bir tavır sergiliyordu. Teoman, her zaman yanlış anlaşılmış olmanın ceremesini çekerken, ondan uzak kalamayacağını söylüyordu kalbine. Her şeye rağmen onu delicesine sevdiği için bu kadar sabır göstermiyor muydu zaten? Neşe'nin evlenmeye hazır olduğunda bütün bu sorunların ortadan kalkacağını bilerek, büyük bir sabır gösteriyordu Teoman.

-“Bana ‘O’ deme Neşe!”

-“Yaa! Şimdi de ‘Neşe’ olduk öyle mi!?”

-“Başka ne olacaktın ki? Temel Reis olmaya mı karar verdin?”

Eylül araya girme ihtiyacı hissederek bir espri yapmaya çalıştı. Tabiî ki buna ne kadar espri denilebilirse… Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da, durumun ciddiyetini dakikalar geçtikçe daha çok kavrıyordu. Çünkü Neşe gerçekten kötü görünüyordu.

-“Hiç komik değildi Eylül!”

-“Bak, canım-“

-“Canım deme bana!”

-“Neşe yeter! Ne söylesem kızıyorsun, beni dinlemiyorsun bir de üstüne üstelik tavır yapıyorsun. Eğer böyle yaparsan sorunlarımızı nasıl halledeceğiz?!”

Neşe bunun üzerine sus pus oturmaya başladı. Ancak Teoman, onun bu halini gördükçe üzülüyordu. Ona sert çıkmak istememişti, ama haklıydı. Kimse ilişkisindeki sorunları karşısındaki kişiyi yıpratarak çözemezdi.

-“Neyse, özür dilerim. Sanırım ben gitmeliyim. Konuşmak için doğru zamanlama değil.”

-“Otur Teo.”

Kimse ilişkisindeki sorunları karşısındaki kişiyi yıpratarak çözemezdi, evet. Ama kimse sorunlarından da kaçamazdı. Bu yüzden Eylül, barışmasalar bile en azından olayı anlayıp yardımcı olmaya çalışmak istiyordu. Sözlerini söylediğinde Teoman’ın kendisine yönelen şaşkın bakışlarını fark etti Eylül. Ve aynı anda da bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti.

-“Pekâlâ, şu sorununuzu anlatmadan şuradan şuraya gidemezsin.”

-“Neden sorunlarla hep ben yüzleşiyorum? Şu hale bak, onu çok seviyorum, bir şeyler için çabalıyorum ama hanımefendi olayı anlatmaya bile tenezzül etmiyor!”

Bunları duyan Neşe sinirden kızardı ve Teoman’a doğru döndü. Yüzleşme kısmı şimdi başlıyordu. Neşe her ne kadar kalbindeki cam kırıklarından kaçmak istese de, onlar orada durdukça canını daha çok yakacaktı. Bu yüzden de yüzleşip içindekileri dışarıya atarak en azından canının yanmasını engelleyebilirdi.

-“Neyi anlatayım? Beni nasıl aldattığını mı?!”

Bu sözler balkondaki masaya adeta bir bomba gibi düşmüştü. Teoman, böyle bir şeyle suçlanacağını biliyordu zaten. Fakat yine de bunları sevdiğinden duymak kendisini yaralamıştı. Neşe, içinde tuttuklarının verdiği buruk rahatlamayla derin bir nefes verdi. Eylül ise Neşe’nin söylediklerinin şokundaydı.