Seance//Zaylena

Revival~2.

Sonda size sorularım olacak. Çok eğlenceli olacak la ehueheueheu. Medyaya tapalım 😍😍😍😍

3169 kelime

İthaflar:D
whenikilledyou
ecesdfgh

Bölümü yazarken esinlendiğim şarkılar(yani bu şarkılarla bölümü okuyabilirsiniz :D):

Adele-Rolling in the Deep
Shawn Mendes-Stitches
Paloma Faith-Only Love Can Hurt Like This
Kehlani-Gangsta
Maroon 5-Maps (omg)
Taylor Swift-All You Had To Do Was Stay
Little Mix-The End

Kalbimin içinde bir yangın başlıyor
Tutuşup, beni karanlıktan çıkartıyor
Durma, harca beni, b*mbok yatıyor olacağım
Gör bak, her bir parçandan nasıl arınacağım
Yapacağım şeyleri hafife alma
Kalbim avuçlarının içindeydi
Ve sen onunla oynadın
Acımı hazine altınına çevirdim
Bana her şekilde geri ödeyeceksin
Ve seni kızdıracağım

Eve dönmek Selena için tuhaftı. Eve dönüş aynı zamanda tüm gerçeklerle yüzleşmek demekti. Ama dönüş kararını verirken bunu çoktan göze almıştı. Sadece buna duygusal olarak ne kadar hazır olduğuna emin değildi. Kızlarla konuştuktan 1 gün sonra Christopher'la geri dönmüşlerdi. Chris, her ne kadar bu ani karara şaşırsa da bir yorumda bulunmamayı tercih etmişti. Sabah 10'da çoktan şehre varmışlardı ve Chris işlerini halletmek için hastaneye gitmek zorunda kalmıştı. Ama gitmeden önce Selena'yı Michelle'e bırakmış ve yemek yediğinden de emin olmuştu. Bu nazik ve düşünceli hareketleri karşısında Selena sadece gülümsemekle yetinmişti, çünkü tüm bunlar, uzun zamandır hayatında olmayan şeylerdi.
Bir sürü yeni haber vardı Michelle cebhesinde. O süper yakışıklı-Michelle'in dediğine göre en az Christian Gray kadar-patronuyla kavga etmiş ve sonucunda istifa etmişti. İşten ayrılırken de 'kahve makinesini ben kırdım la la la' diye bağırmış ve kahkaha atmış. Tüm bunlar Selena'ya oldukça normal geliyordu, çünkü söz konusu yıllardır tanıdığı Michelle idi. Eşiyle de araları eskisinden de iyiymiş ve Ashley'de kalmayı bırakmış. Ashley için de her şey iyi gidiyordu. Okuldan onu ve birkaç arkadaşını 1 aylığına Kanada'ya yollayacaklardı ve yolculuk 2 gün sonraydı. Herkesin hayatı iyi gidiyor gibiydi. Selena da artık iyiydi. Artık gülüyor ve espriler yapıyordu. Aldatılmış olması tabii ki, hâlâ canını sıkıyor ve bazen ağlama raddesine geliyordu ama hemen kendisini topluyordu. Güç onunlaydı.

Bir süre Michelle'le Forever izlediler sonra da Hit the Floor'a geçtiler. Ardından Doctor Who, The Walking Dead. Sonuç olarak uzun bir dizi maratonundan sonra kendilerini kürtaj için hastanede bulmuşlardı. Tüm bu izlenilen diziler aslında Selena'nın aklını dağıtmak içindi. Çünkü Selena bu kararı aldığından beri kendisini katil gibi hissediyordu ve bunu her dile getirdiğinde Michelle'in gazabına uğruyordu.

Selena iç çekti ve titreyen ellerini yumruk yaparak bir süre bekledi. Mayıs ayı olmasına rağmen üşüyordu. Kapıdan içeri girmek istemiyordu. Çünkü biliyordu; şu kapıdan içeri girdiği anda tüm oyunun başlayacağını.
Belki 'asla yapmam' dediği şeyleri yapacaktı, belki karakterinden ödün verecekti. Ama karar çoktan verilmişti. Bunu yapmadan da gidebilirdi. Tüm diğer aldatılan binlerce kadın gibi eşyalarını toplar, ona küfür eder ve birkaç gün sonra da boşanma davası açarak yüklü bir tazminat koparırdı. Ama her şey bu kadar kolay olmamalıydı. Aldatılmanın bedeli sadece birkaç bin dolar değildi. Hem onu aldatan adamdan para almanın ne kadar iğrenç bir durum olduğunu düşünmeden de edemiyordu. Gerçekten de bedel bu muydu? Ezikce ağlayıp, sızla sonra da bavulunu alarak defolup git. Bunu yapmayacaktı.