3.Bölüm

251 78 111
                                    

    Uzun bir aradan sonra yeni bölümle geldim. Beğenmeniz dileğiyle. ☆'a basmayı unutmayın. Yorumlarınızdan da beni mahrum bırakmayın. İyi okumalar...

  Hafif bir esinti tüylerimin diken diken olmasına yeterliydi. Turuncu saçlarım rüzgar ile ahenk içerisinde dans ediyor üzerimde hoş bir etki bırakıyordu. Siyah hırkama daha çok sarılıp oturduğum salıncağın sallanmasını sağladım. Yavaş bir ritimle ileri ve geriye doğru ilerlerken annemin ninni söyleyerek saçlarımı okşadığını hayal ettim. Benim ki uçuk kaçık bir hayal değildi ama hiçbir zaman gerçekleşmemişti.

  Uyusunda büyüsün eeee
  Annesi onu çok sevsin eeee
  Saçlarını tarasın
  Ninniler söylesin eeee.

  Dadım Ebru ablanın sesi kulaklarıma doldu. Bana ninni söylerken hep sözleri değiştirir gülümsememi sağlardı. En sevdiğim hali buydu. Ben uyumuş büyümüştüm ama annem ne beni çok sevmiş ne de saçlarımı tarayıp ninniler söylemişti. Çocukken yalnızlığa mahkum bırakılmış bir hayattı benimkisi. Bir çok insandan daha iyi durumdaydım. Anne ve babam bedenen hayatta olsalarda ruhen yanımda olmayan ebeveynlerdi.

  Havadan süzülerek bir yaprak düştü yere. O an bir yaprak olmak istedim. İlkbaharı heyecanla bekleyip açan, yaz gelince rengine renk kata  ve şuan sonbaharın hüznüyle dökülen bir yaprak olmak istedim. Yaprağı elime alarak yanıma koydum. Buradan çıkmayı başarabildiğimde anı olarak yaprağıda yanımda getirecektim. Ateş çıkılamayacağını, denediklerini söylesede atladıkları bir şey olmalıydı.  
İlk öncenin buranın nasıl bir yer olduğunu kavramalı sonra da çözüm bulmak için elimden  gelenin en iyisini yapmalıydım. Biraz daha bu konu hakkında düşünürsem beynim alev alacaktı. Düşüncelerimi sonra düşünmek üzere beynimin ücra köşelerine kaldırdım.

  Rüzgar kuvvetle eserken biraz daha salıncakta oturursam zatürre olacağım kesindi. Ayağa kalkıp heybetli eve doğru ilerlerken bir anda durup ayakkabılarımı çıkardım. Toprağı ve çimenleri hissetmek istiyordum. Negatif enerjimi toprağa akıtıp arınmalıydım. Çocukluktan beri yaptığım bir oyun haline gelmişti. Ne zaman karamsar düşüncelere dalsam kendimi toprağın huzuruna bırakıp rahatlamaya çalışıyordum. Her zaman işe yarardı. Belki de ben yaradığını düşünürdüm. Çünkü şu anda işe yaramış görünmüyordu.

  Derin soluksuz bir nefes çektim içime toprağın naif kokusu doldu ciğerlerime. Koku da oldukça tanıdık gelen bir his vardı. Yağmurla akıp giden çocukluğum.

 
"Onu doğurmaman gerektiğini sana söylemiştim ama sen ne yaptın lanet olasıca çocuğu doğurdun."

  Bağırma sesleri yükselmiş benim odama kadar geliyordu. Çoğu zaman kavga ederlerdi ama bu sefer ikiside nefretlerinu kusuyorlardı. Küçük oyuncak ayımı alarak dolabımın içine girdim. Güvende hissedecekmişim gibi ayıma sarıldım.

  "Bu çocuğu tek başıma yapmadım. Her şeyi ben yapmışım gibi davranmaktan vazgeç. Aldırmayı denemedim mi sanıyorsun ama çok geç kalmıştım."

  Kötü bir şeyler olduğunu seziyor ama çocuk aklım ne olduğunu kavrayamıyordu. Büyüdükçe kavgalar daha şiddetli boyutlar almış hiç çekinmeden beni istemediklerini yüzüme vurmuşlardı.

  Ben anne ve babamın isteyerek yaptığı bir bebek değildim. Evlenmek zorunda kalmalarının sebebiydim. Bazı zamanlarda keşke doğmasaydım desemde ikisinin yaptığı hatanın bedelini kendim ödememeliydim.

  "Senin yüzünden bu hayata mahkum oldum. Gençliğimi heba ettim. Keşke o doğumda ölseydin. Benim hayallerimi öldürdün yaşamayı hak etmiyorsun."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ateş Çukuru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin