Temmuzla biraz daha dolandıktan sonra gözümün bir yere takılmasıyla durakladım. Odaklandığım yer sanırım bir bardı. İçerisi tıklım tıklım doluydu. Temmuz'a doğru döndüm ve ona karşımda duran barı gösterdim. Gösterdiğim yöne doğru baktığında yüzünde bir gülümseme oluştu. O da benim gibi burayı beğenmişti sanırım. Yanıma geldiğinde heyecanla konuşmaya başladı;
''Ilgın burası harika lan! Hadi girelim.''
Burası gerçekten güzel bir mekandı ama, doğrusu beni buraya alacaklarını pek sanmıyorum. Neden mi? Çünkü aşırı sosyetik be!
''Kızım bi sakin olsana sen. Tamam içeri girelim ama buraya beni almazlar lan. Baksana şuranın haline...'' diyerek elimle barı gösterdim ve devam ettim.''İçerisi zengin kaynıyor.'' , Temmuz'un ne cevap vereceğini öğrenmek için ona doğru döndüm. Ona baktığımı farkettiğinde sonunda gözlerini bardan çekip bana odaklandı.Ve birden kolumdan tutup çekiştirmeye başladı.
''Ilgın, konuşmayı bırak ve ilerle. Çünkü fazla bir seçeneğimiz olduğunu sanmıyorum.Ve bu işe alınmayı başaramazsan sanırım seni döveceğim.''
Temmuzun bu söylediğine sadece göz devirerek cevap verdim ve ondan kolumu kurtarıp önden ilerleyerek barın kapısına kadar yürüdüm. İçeriye son bir kez daha göz atıp girdim ve barmenin olduğu tezgaha doğru yürümeye başladım. Arada bir arkama dönüp Temmuzu kontrol etmeyi ihmal etmiyordum çünkü bu kalabalıkta onu kaybetmem fazlasıyla olası bir durumdu.
Tezgaha vardığımda durdum ve bir sandalye çekip oturdum. Temmuz'un da yanıma oturup barmene seslenmesi bir oldu.
''Pişt, bir baksana!'' Barmen bize dönüp gülümseyerek yaklaşmaya başladı. Yeterince yaklaştığında elinde kurulamakla uğraştığı bardağı tezgaha bırakıp bize doğru döndü;
''Buyurun bayanlar! Ne alırdınız bakalım?'' Temmuz benim konuşmama izin vermeden bodozlama lafa girdi:
''Aslında biz dışarıda asılı olan ilan için gelmiştik , arkadaşımın bir işe ihtiyacı var'' diyerek beni gösterdi ve devam etti, ''Yardımcı olabilecek birilerini arıyorduk.''
Aslında bana sorarsanız dışarıda bir ilan olduğunun bile farkında değildim.Neyse...
Barmen iş aradığımızı duyunca gülümsemesini biraz daha arttırıp dirseklerini masaya koyarak daha çok yaklaştı ve heyecanla konuşmaya başladı.
''Demek iş arıyorsunuz ha? Bir düşünelim bakalım... Seni buraya kabul edebilir miyiz ? Sanırım bunda bir sakınca yok... İşe alındın tatlım!! '' diyerek doğruldu ve ellerini çırpmaya başladı.
-_-_-_-_-_-_-_-_-_-
İşe başlamamın üzerinden tam olarak 3 gün geçti. Ve şuan bir garson olduğum doğrudur.
Çalıştığım yerin sahibi Tuna adında biri. Kendisi biraz ukala biri , yakışıklı falan ve egoistin teki.
Gelelim şu ilk günkü barmenimize; kendisi aşırı tatlı ve eğlenceli biri, aynı zamanda buradaki en iyi arkadaşım.İlk gün beni hemen işe almasının sebebi ise acil garsona ihtiyaçları olduğundan dolayı , iş başvurusuna ilk gelen kişiyi , bu işe uygun olduğu sürece direk işe almaları gerektiğiymiş.
İş yerimdeki zamanım genellikle etraftaki masaları dolaşmakla geçiyor. Yani normal bir garson ne yapıyorsa aynısını uygulamaya çalışıyorum.Fakat tek bir sorun var, o da şu ki; gece 1'e kadar çalışıyorum!!
-_-_-_-_-_-_-_-_-
Sabah erken kalkmak kadar saçma bir eylem yoktur, eminim!! Yine sabah erken kalkmak zorunda olduğum bir gün ve yine inatla uyanmak istemeyen bir Yiğit. Evet, hala onun evinde kalıyorum ve sanırım bu biraz daha devam edecek.
Uzanmış olduğum kanepeden kalktım ve hızla Yiğit'in odasına doğru ilerlemeye başladım. Kapısının önüne geldiğimde ise sakin bir şekilde kapıyı çalıp içeride yaşam belirtisi olup olmadığını kontrol etmek için kapının diğer tarafına doğru seslendim.
''Lan Yiğit ! Kalksana lan manda yavrusu! Her sabah seni kaldırmak hoşlandığım bir şey değil biliyorsun değil mi arkadaşım?! O yüzden ben oraya gelmeden senin kahvaltıya gelmeni diliyorum. Umarım beni duyuyorsundur çünkü mutfağa gelebilmen için sadece 5 dakikan var, Yiğit! Eğer sen gelmezsen ben gelirim ve gelirken yanımda sürahiyi de getiririm haberin olsun. Çabuk ol! '' diyerek kapıdan uzaklaştım. Mutfağa doğru yürümeye başladığımda, kapının diğer tarafından ayak sesleri gelmeye başladı. Sanırım bu işi de yavaş yavaş kavrıyordum ha?
Dolapta bulduğum bir kaç parça malzemeyle yaptığım sandiviçleri masaya bırakırken bir yandan da bardak çıkarmaya çalışıyordum ki arkamdan gelen sesle irkildim.
'' Açım ben kadın!! ''
Sadece şunu söylemek istiyorum,
GERİZEKALI.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Issız
Dla nastolatkówArkadaşlarından başka kimsesi olmayan bir kız, Şerefsiz bir baba, Ölü bir anne... Hayatın ne kadar güzel olabilir ki?