Odasının kapısını hızlıca açıp kapattı ve ardından masasında duran dosyayı inceledi. Bir eli belinde diğer eli ise dosyadaydı ama derin düşüncelere dalmıştı... Kapının çaldığını bile duymamıştı. Yavaşça omzuna konulan elleri fark edince ürperdi ve hızlıca arkasını döndü...
"Yine dalmışız bakıyorummm."
"Sen miydin?"
Hâle yavaşça masaya kahvesini koydu ve oturdu.
"Senin sevdiğinden aldım, kremalı americano."
"Sağol cnm."
"Ee nasıl geçti sunumun."
Efran kahvesini alıp Hâle'nin karşısına oturdu ve bacak bacak üzerine attıktan sonra sözlerine başladı...
"İyi geçti. Ayrıca hastanemizin yöneticisin oğluyla karşılaştık."
"Ee nasıl birisi,"
Efran ilk karşılaşmalarını gözlerinin önüne getirdi ve bir kez daha düşündü...
"Sert, sinsi, uyuz birine benziyor. Yani anlaşamayız..."
Hâle kahkaha atmaya başladı... Efran ise kaşlarını çatarak Hâle'ye baktı...
"N'oldu? Neden güldün şimdi?"
"Efrancım eğer sen böyle dediysen kesin anlaşırsınız..."
"Nedenmiş o. Yani şimdi sen bana sert, uyuz, sinsi mi demek istiyorsun."
"Hayır cnm. Sadece biraz anlaşılması zor birisin."
Efran kahvesini yudumlamaya başladı. Hâle ayağa kalktı.
"Hadi ben kaçar, sana iyi nöbetler..."
"Görüşürüz, zaten biraz dinlenip acile ineceğim bende..."
Hâle dışarı çıktıktan sonra kahvesini bırakıp ayaklarını masanın üzerine koyup göz bandajınıda taktıktan sonra uykuya daldı. Aradan yarım saat geçtikten sonra içeriye hızlıca giren hemşire Efrana yaklaştı.
"Hocam?"
Efran yavaşça bandajı çıkarttı ve gözleri kamaştığı için gözlerini sıktı.
"Efendim, Aslı?"
"Hocam acile hemen gelmeniz lazım, trafik kazası olmuş 3 yaralı ve 1 ölü geldi. Aras hoca da aşağıda ve sizi çağırıyor."
Efran hızlıca ayağa kalktı ve kapıdan çıkar çıkmaz koşturmaya başladı. Yürüyen merdivenlerden hızlıca indi ve acilin kapısına geldi. Ileride yatan hastaya koşturdu. Steteskopunu takıp kadının göğsüne baktı. Yanında duran hemşireye döndü.
"Nefes alması zorlaşıyor, göğüs bölgesinde kanama mevcut. Acil ameliyata alıyoruz."
"Almıyorsunuz."
Arkadan gelen sese döndü ve Aras yavaşça yaklaştı.
"Ne?"
Efran terler içinde Aras'a baktı ve kaşlarını çattı.
"Hastanın nefes alması zorlaşıyor, üstelik böbrek yetmezliği var. Ve midesinde kanama mevcut." Aras'ın eliyle işaret ettiği adama baktı.
Efran Aslı'ya döndü.
"Aslı sen hastayı ameliyathaneye götür. Bende birazdan geliyorum."
Aras sinirlendi ve kaşlarını çattı. Aras'ın arkasına dizilen ekibi Efrana bakıyordu...
"Aslı, o hastanın ameliyatı acil değil. Bırakın o hastayı ve buraya gelin."
Efran iyice sinirlendi. Ve patlama derecesine geldi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşler Ülkesi #Wattys2016
Romans"Gökyüzü kadar sevdim seni, kocaman..." Bunu söylerken nasıl hissettiğini biliyor muydu acaba? Onu nasıl sevdiğini ve giderken nasıl üzdüğünü biliyor muydu? Bir şarkının sözleri gibiler, düşler ülkesinde yaşıyorlar. Hayatın acımasızlıklarıyla yüzle...