Herkese merhaba;
Kurgu tamamen değişmiştir.Güncellenen bölümlerin yanında belirtilecektir.Şimdiden iyi okumalar :)
Gecenin ayazına aldırmadan,parmaklarımın arasına sıkıştırdığım sigaramı evimin camından esen sert rüzgarla içime çektim.
Hoş benim kendi evim bile değildi ya neyse!
Ne zaman kendimi bu kadar yabancı hissetmeye başlamıştım.Kendimi değil,aslında yaşadığım yer,bu şehir bana yabancılaşmıştı artık.
Belki de konuşup artık burada kalmak istemediğimi söylemeliydim.Bu gece eve gelirler mi ki?
Düşüncelerim arasından çalan telefonumla sıyrıldım.Samet odununun kendini bilmez naçizane kibarlığıyla söylediği bu kadardı.
''Geliyorum..!''
Daha –ALO-bile demeden suratıma kapanan bir telefon.Kararlıydım bu gece dananın kuyruğu kopacaktı.
''Hasta olacaksın..''Evet en azından Samet gelmişti,anlaşılan pekte hoş gelmemişti.
Samet'in sinirli bir şekilde camı kapatmasıyla istemeden yerimden sıçradım.Kesin Hazan'la çok çekişmeli bir kavgadan mağlup olarak gelmişti.Bu sinirinin başka açıklaması yoktu çünkü.
''Geldin''dedim en sakin sesimle.Bu halime kayıtsız kalamayacağından masum masum gözlerine baktım.
Dayanamadı.
''Geldim,geldim de cadı bu cam neden açık,ev buz olmuş buz hasta olacaksın.''Sinirli-sinirsiz ve dünyanın sonu yaklaşıyordu.çünkü Samet bana kendine hiç de uymayan bir şekilde uzun cümle kurmuştu.'Hadi kızım kaçırma bur fırsatı,adam şeb'ti şeker olmuşken yapıştır.' Diyen iç sesime öyle bir beşlik çaktım ki olduğum yerden fırlayıp resmen Samet'in üstüne zıpladım.Benim bu hallerime dayanamayan yegane insanlardı Samet ve Hazan ikilisi,diğer yandan Yaser ve Hakan!Başka kimse yoktu ki şu hayatta başımı yaslayabileceğim.onlara da mecbur kalmıştım,başka çarem kalmadığı ve burada yaşamaya mahkum bırakıldığım içinde bu gel-gitli hallerim.Adını bile anmak istemediğim bir adamın beni mecbur bıraktığı hayat buydu!
''Ne yapayım sıkılıyorum,sıkıldıkça da kendimi sigaraya veriyorum.''mızmız konuşmam işe yarayacaktı dahası yaramak zorundaydı.
''Yapma be Elif şu dünyamız sana bir şey olursa viran olur gider.''Bu söylediğinin sebebinin yarısı beni sevmeleriyken öbür yarısı abi gibi,baba gibi gördükleri adama olan sadakatleriydi.
Öyle bir sarılıyordu ki birazdan kemiklerim kırılırdı.Biraz kıpırdandım ve dananın ''da ''kısmını ağzımdan atıverdim.
''Samet,Hakan'ı da arar mısın?Sizinle konuşmak istediklerim var.''tek kaşı hava da usulca ama bir o kadar da hızlı beni göz hapsine alıp inceliyordu.Aslında baktığı ben değildim sadece iyi olup olmadığımı kontrol ediyordu.Ben yerde ki halıya o kadar odaklanmıştım ki telefonu eline aldığını bile fark etmemiştim.
''Hakan buraya gel!''dedi ve kapattı.Katıksız odun iki kelime çıktı ağzından selam versen nasılsın desen ölürdün zaten.
''Aslında Yaser'in de burada olmasını tercih ederdim ama''dedim devamını getiremedim.Öyle yırtıcı bir kuş gibi bakıyordu ki ''yurtdışında olmasaydı''diye kendi kendime cümlemin devamını mırıldanarak getirip hemen mutfağa kaçtım.En iyisi bu kediciğin karnını doyurmaktı.
Allah'a şükür mutfakla aram çok iyiydi.Buraya geldiğimde sırf sinirimi atmak ve bir şeylerden uzaklaşmak için kendimi mutfağa kapatır ve saatlerce çıkmazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esir Aşk (Esaret-i aşk serisi)
General Fiction#30.03.2017 genel kurgu 35 #01.04.2017 genel kurgu 45 Kurgu değişmiştir.Lütfen hikayeyi silip yeniden ekleyiniz ''Elif'im''dedi ya durdu dünya, ''Senin için senden gittim!''dedi ya yıkıldı dünyam. Neydi hayat?Aile mi,kardeşlik mi,aşk mı?Hangisi...