Beyaz Tilki

138 31 32
                                    

Nuna , iki yaşında yürümeye başladı.
Beş yaşında ormandan uzak durması gerektiği söylendi.
On yaşında kar tanelerinin düşüşünü keyifle izledi.
Ve on beş yaşında ormana doğru ayak izlerinin peşinden gitmeye başladı.
Evini geride bırakıp...

Nuna'nın ormanın içinde attığı adımlarının sonu gelmek bilmiyordu.Diğer yandan daha önce görmediği türden bitkilerle harmanlanmış kahverengi ve yeşilin mükemmel tonlarına hayranlıkla bakıyordu.Çoğunun kalın yaprakları arasında beyaz kar birikintileri vardı.Yerden bitme , küçük çalılıkların ise çıplak dallarını bembeyaz bir örtü sarmalıyordu .

İsmini dahi bilmediği göğe doğru yükselen çeşit çeşit ağaçların kapattığı bir fanusun içinde ilerliyordu.

Biraz daha.. Biraz daha...

İzler dik bir doğrultuda devam ediyordu ve bu da Nuna'ya kaybolmaması için bir avantaj sağlıyordu.Dinlenmek için adımlarını yavaşlattı ve bir süre hareketsiz kalma hissine kapıldı.Durdu ve yere doğru eğildi.Ayak izlerinin birbirine olan yakınlığına baktı.

Fazla acelesi yokmuş demek ki , diyerek eğildiği yerden kalkıp iz sürmeye devam etti.

Ama asıl soru izler miydi , yoksa uzak durması gerektiği ormanın gizemini merak etmesi miydi ?

Ayak izleri bir şeyleri tetiklemişti.Yıllardır içinde bastırdığı bir duygunun açığa çıkmasına sebep olmuştu.Nasıl bir karmaşaya düştüğünü kendisi bile açıklayamıyordu.İşte bu yüzden de bu hissettiği yeni duyguların sebebini öğrenmesi gerektiğini biliyordu.O ilk adımı atarken de bunu biliyordu.Evinden ayrılma fikri kafasında tereddütler oluştururken de bunu biliyordu.

Ama ormanın gizemi hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

Ve bu da kafasındaki soruları daha da derinleştiriyordu. Var olduğunu hatırladığı en uzak anılarından beri annesi , babası ve büyük babasının silik görüntüsünden başka kimseyi tanımıyordu.

Küçüklüğünden beri her yıl , bir ay boyunca kulübelerine uğrayan Alaca Kiraz Kuşları vardı.Uzun kanatlı , kısa burunlu cüce kuşları andırırlardı ve geldiklerini büyük bir neşeyle etrafındakilere duyururlardı.Kahverengi tüyleri gitmelerine yakın tamamen beyazlaşan büyüleyici kuşlardı. Nuna'ya karşı da sevgileri ve düşkünlükleri vardı.Yem vermek için evden çıktığında hemen ellerine omuzlarına konan kuşlar olurdu.

Nuna , diğer canlıları babasının papirüs kağıtlara çizdiği resimlerde gördüğü kadarıyla biliyordu.Kara kömür kalemiyle çizilmiş ayrıntılar ve isimlerle dolu kağıt rulolarını her açışında yeni bir şey öğrenebilmenin heyecanını yaşardı.En çok kurtların tam olarak neye benzediğini bilirdi , çünkü çizimlerin yarısından fazlası onlar ile ilgiliydi.Kurtların yanı sıra geyikler , isimlerini bilmediği tüylü yırtıcılar , kuşlar ve son olarak tilkilerle ilgili çizimler de mevcuttu.Buna rağmen babasının özenle sakladığı bir rulosu daha olduğunu biliyordu.Ona hiç bir zaman bakma fırsatı bulamamıştı.Babasının hayatıyla ilgili sakladığı çoğu şeyi olduğunu biliyordu ,ama bu konuda fazla meraklı olup onun eşyalarını karıştırmayı hiç bir zaman düşünmemişti.

Babası şöyle derdi ,

"Hayvanlara iyi bak Nuna. Yolunu kaybettiğinde sana rehber olurlar.İnsanlığını kaybettiğinde ise sana kim olduğunu hatırlatırlar."

Hayatı boyunca babasının bilgeliklerini büyük bir hayranlıkla dinlemişti.Verdiği her nasihat aklındaydı ve keşfedilmeye hazır bir dünyanın heyecanını daha da fazla arttırıyordu.Bununla beraber yine de içinde bir burukluk olurdu.Sonsuza kadar kulübedeki genç kız olmaktan korkuyordu.Sonsuza kadar aynı yerde kalmaktan ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KIZIL TILKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin