"Yetti artık, bıktım!" - Sabah sabah iyice çıldıran Hoseok eline geçen her şeyi fırlatıyordu.Yoongi, "Sakin ol, gücünü olur olmadık şeyler için sinir krizi geçirip kaybedemeyecek kadar yorgunsun zaten," - diye onu sakinleştirmeye çalışıyordu ama çabalarının pek de iyi sonuçlandığı söylenemezdi.
"Lanet olasıca! Doktorlar tamamen sağlıklı olduğumu söylüyorlar ama zaman zaman yataktan kalkmaya bile halim olmuyor!" - histerisi o kadar büyüyordu ki az daha dalganın altında boğulacak gibiydi.
Yoongi küçüğün ensesine tokat yapıştırarak, "Bağırmayı kes, böyle yaparak durumu iyileştiremezsin." – diye homurdandı – "En iyisi git ve biraz uzan, ben yiyecek bir şeyler hazırlayayım."
"Sınav yarın, notların yüzüne bile bakmadım," – Hoseok, kanepeye uzanarak tavanı hipnotize etmek için gözlerini ovuştura ovuştura salona doğru gitti.
Hoseok, abisinin homurdanması ve tabak çanak seslerini dinlerken bir ara uykuya bile daldı ama iyi uyuyamadı, rüyasında zararsız noel ağacı ve gittikçe çoğalıp battaniye gibi üstünü örten kar görmüş olmasına rağmen.
Min, "Hoseok-ah, uyan. Yemek yiyeceğiz, etli-sebzeli pilav yaptım." – diye tam zamanında uyandırdı.
"Cidden?" – yumurtadan çoktan bıkan ama başka bir şey yapamayacak kadar güçsüz ve tembel olan Hoseok çok sevindi.
"Evet, hadi." – Yoongi, kalkmasına yardım ederek gülümsedi.
"Teşekkürler hyung." - Hoseok, menüsünü daha önce değiştirmesi gerektiğini düşünerek kanepeden yere kaydı.
Yemekten sonra kendisini daha iyi hissettiği için yarınki sınavda her şeyi yüzüne gözüne bulaştırmak istemediğinden en azından ana fikri kapmaya çalışarak konulara bile göz attı. Uykuya dalarken Hoseok artık daha kötü olmayacağını umuyordu lakin ertesi sabah ekonomi sınavında yine bayıldı.
***
Taehyung, neredeyse tüm hafta boyunca noel ağacı maketi oluşturarak bitkin düşene kadar projesi üzerinde çalışıyordu. Sabah neredeyse hiç kalkamayacak gibi oluyordu ama geleceğinin buna bağlı olduğu düşüncesi onu yataktan çıkmaya motive ediyordu. Bunun artı yönleri de vardı, fiziksel olarak öyle yoruluyordu ki kafasını yastığa koyar koymaz rüyasız sakin bir uykuya dalıyordu.
"Taehyung, senin projen kazandı, düşünebiliyor musun?" - Jungkook mutluluktan yerinde duramayıp çocuğun etrafında koşturup duruyordu. – "ve şehir merkezimizdeki noel ağacı senin çizimine göre yapılacak. Harika değil mi?"
"Harika" - Taehyung gözlerini sakin Jimin'e odaklamaya çalıştı – "Artık dinlenebilir miyim?" – diye mırıldanarak onu yakalamaya yetişen çocuğun kollarına düştü.
Daha sonra, kendi yatağında uyandıktan sonra, sarışın temiz hava alabilmek için balkona çıktı. Ama nihayetinde gecenin büyük kısmını aslında birkaç güne yetecek olan sigara stoklarını tüketerek geçirdi. Balkon camını açmamış olsa da gece esen rüzgar yeterince serindi ama Taehyung kalkıp kendisine kahve yapmaya ya da hırka almaya üşeniyordu. Son izmariti de balkondan aşağı atınca kemiklerine kadar işleyen soğuğa aldırmadan hüngür hüngür ağlamaya başladı.
***
Hoseok sigara dumanıyla boğuluyor olması nedeniyle uyandı fakat sorun şuydu, odasında kimse sigara içmiyordu. Pencerenin kapalı, kendisi sıcak yorganın altında olmasına rağmen çok üşüyordu. Artık hiçbir şeye şaşırmayan genç üzerine polar geçirerek biraz da olsa ısınabilmek için yine yorgan altına girdi.Telefon ekranı gece üçü gösteriyordu ama yanaklarından akan göz yaşlarını fark ettiğinde hala uykusu yoktu. Doğrulup oturan Hoseok niye ağladığını anlamadan gözlerini kırpıştırarak birkaç damlayı daha sildi. Nihayetinde Hoseok tüm gece içindeki boşluğun coşmasına bir çıkar yolu bulamadan göz yaşlarının yüzünü yakmasına müsaade ederek sabaha kadar uyanık kaldı.
Bir hastalığa yakalandığı için hiçbir şey eskisi gibi olmayacakmış gibi geliyordu. Ve görünüşe göre bu ruhsal hastalıktı ki bu daha çok korkutuyordu onu. Hoseok, kendisine olanları nasıl anlatabileceğini bilmiyordu. Bilemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı iplikle: İkiye ayrılmış || VHope
FanficHoseok hasta olduğunu düşünüyordu. Taehyung deliriyor olduğunu düşünüyordu. Aslında sadece Kırmızı İplik'le bağlılardı. Ama anlayamamak onları az daha geri dönüşü olmayan yere götürecekti.