Hoseok uyumuyor ve Yoongi ile oturmuş kahve içerek kendi fikriyle ilgili konuşuyordu. Min, hayaline dönen arkadaşı için mutlu ama onun geleceği için endişeliydi. Kötü bir şey olacakmış hissi bir türlü yakasını bırakmadığından Hoseok'un evinde kalmaya ve bir şey olursa yardım etmeye karar verdi.
Ve yaklaşık bir saat sonra korktuğu oldu, Hoseok birden yere yığıldı. Acı içinde kıvranıyor ve görünür bir zarar olmasa da yavaş yavaş canını teslim ediyor gibiydi. Yoongi arkadaşına sarılmış Kırmızı İp'inin ölüme karşı gelebilecek kadar güçlü olması için dua ediyordu.
Sabaha doğru artık hiçbir şey kurtaramayacakmış gibi olduğunda Hoseok birden sessizleşip daha rahat nefes almaya başladı. Gözlerini açar açmaz Jung kendi kendine bir şeyler mırıldanarak doğruldu. Neredeyse öbür dünyaya gider gibi olduğu bu anda Taehyung'un incecik bileklerinde aynı kendi bileğindeki gibi yara izlerini gördüğünü anımsadı.
Hoseok'un yara izlerinin hepsi aynı anda ortaya çıkmış gibi görünüyor olsa da Taehyung'unkilerin hepsi farklı zamanlarda ortaya çıkmış gibiydi ve çok taze olanlar da vardı. Kendi kendine söylenerek evden dışarı fırladı. Kendi kendine "Lütfen, yetişeyim. Geç kalmayayım" gibi bir şeyler söylenerek üst kata çıkıyordu. Kapıyı ya da zili çalma gereği bile duymadan açık kapıdan içeri daldı.
Salonda başka birisinin daha olduğunu gördü ama o kişinin kim olduğuna bile dikkat etmedi sadece göz ucuyla gördüğü kadarıyla az çok Yoongi'yi andırıyordu. Hoseok Taehyung'u odasında bileği sarılmış ve tamamen solmuş bir şekilde buldu.
"Aptal güzellik, ne yaptın sen?" - gözlerini açan sarışına sordu.
"Hoseok?.."- küçük şaşırdı. - "Neden buradasın?"
"Aşık olduğum kişi ölmeye niyetlenmiş ve sen nedenini mi soruyorsun" - Jung dudaklarını büzdü.
"Ama sen beni terk etmemiş miydin? Biz şey.. yani... şeyden sonra..." - Taehyung tereddüt etti, yanakları ise kızarmaya başladı.
"Kafayı mı yedin?" - küçüğü dizlerine çekti. - "Cidden meşguldüm, seni çiziyordum Taehyung-ah."
"Çiziyordun?"
"Resim bölümüne gitmek istiyordum ama ailem izin vermemişti. Çıktığım biri çizimlerimle dalga geçince de tamamen bırakmıştım," - Hoseok, küçüğün saçlarıyla oynayarak anlatıyordu, - "sonra da hiç zamanım olmadı ama seninle karşılaşınca yeniden aklıma geldi. Seninle geçirdiğim o geceden sonra yeniden çizmek istedim ve bir hafta boyunca yaptığım da buydu, o nedenle senden kaçıyordum. Özür dilerim, seni hemen tanıyamadığım için." - küçüğün bileğine öpücük kondurdu.
"Hoseok, bir daha beni bırakma, sensiz dayanamıyorum. Bunca zamandır sana acı çektirdiğim için özür dilerim."
"Seninle her şeyi paylaşmaya hazırım" - Hoseok, sarışınla parmaklarını kilitleyerek gülümsedi.- "Hayatı da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı iplikle: İkiye ayrılmış || VHope
FanficHoseok hasta olduğunu düşünüyordu. Taehyung deliriyor olduğunu düşünüyordu. Aslında sadece Kırmızı İplik'le bağlılardı. Ama anlayamamak onları az daha geri dönüşü olmayan yere götürecekti.