UÇAKTA KARGAŞA

144 6 0
                                    

Lily Allen-Sheezus

Kimseye görünmeden valizimi kaçırmayı başarmıştım. Yoldan geçen bir taksiyi durdurdum. Valizimi yerleştirdim ve kendim bindim.

"To the airport."(Hava alanına) Başını salladı. Hava alanına geldiğimde parayı ödeyip taksiden indim. Kendime ayırttığım bileti aldım. Uçağa geçtim. Kısa süre sonra uçak kaltı.

Lan uçak anonssuz kalktı!

Bu işte bir bokluk var ama öğreneceğiz iç ses.

Ayağa kalkıp pilotun odasına ilerledim. İlginç hostes de yok. Kapıyı açıp girdim. Birkaç silahlı adam. Dudaklarımı büzdüm. Kapıyı kapattım. Tüm gözler bana döndü. Silahlar bana doğrulunca ellerimi iki yana kaldırdım.

"Selam ben dünyadan Esin. Siz de aydan olmalısınız." dedim. Karşımdaki 5 meteora bakarak. Bir tanesi sırıttı.

"Abi kızı ne yapalım?"

"Bağlayın." dedi uçağı kullanan. Anladım bunlar uçağı kaçırıyor. Kolumu tutan adamdan kolumu çekip dirseğimi suratına geçirdim.

"Hadi adamım gelin." dedim gelin der gibi işaret parmağımı sallarken. Silahları yere attılar. Birisi kolumu arkadan birleştirdi. Sağlam mı diye kontrol ettim. Acayip sağlam. Birisi önümde durdu. O yumruk aramadan bacak arasına tekmemi geçirdim. Sonra da arkamdaki şahısa. İkisi de acıdan baygınlık geçirirken geriye kalanlardan ikisi geldi. Yumruk atmaya kalkanın elini tuttum ve döndürdüm. Acıyla bağırdı.

"Bu fazla zayıf gibi geldi." sonunda tekmeyi geçirmemle bayıldı. Öbürküsünün de ensesine dirseğimi geçirmemle bayıldı. Kontrol masasına ilerledim. Otomatik pilota aldım. Çocuğu kolundan tutup ellerini bağladım. Bacaklarını da bağladım. Ağzını unutmayalım. Mikrofonu elime aldım.

"Millet hareketli bir uçuşa hazır olun kemerleri bağlayın hızlanıp takla aşacağız." dedim.söylediklerim gayet net bir şekilde yayıldı. Diğer pilotlar lafı ağızlarında geveliyorlar demek ki. Otomatik pilotu kaldırdım. Hızlandım ve döndüm. Takla aşarken uçağı kaçıran şahıs bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Diğerleri de bağlıydı. Dövdükten sonra bağlamıştım. Ayağa kalkıp pilot kapısını kilitledim. Tabii ki uçak bu arada düşüşe geçmişti. Geri koltuğa oturup yukarı kaldırdım. 

                                                                                   ...♫♫♫...

Hızlı gittiğimiz için 2 saatlik yolu yarım saatte gelmiştik. Adamları çözdüm. Gayet başarılı bir iniş olmasına rağmen içimde bir korku vardı. Uyanık olan adam boğazımdan tutarak beni kaldırdı.

"Sen ne  yapmaya çalışıyorsun?" Boğazımdaki elinden kurtuldum. Anlamamış gibi yaptım.

"What?I do not understand you."(Ne seni anlamıyorum.)

"What's your problem?"(Senin derdin ne?) Bu sefer de Rusça'ya geçiş yaptım.

"YA anlayabıy vas!"(Seni anlayamıyorum.)

"Anlamıyor ayağına yatma."

"Off yakalandım." tekme atacakken ayağımı tuttu ve çekti.

"Ahh! Popom! Ona ne yapmaya çalışıyorsun? Çanağı mı kırayım?" güldü.

"Has Türk'müşsün seninle İngilizce anlaşmaya çalışıyorum."

"Dua et 'gari' falan demiyorum." dedim.Gözlerini devirdi. 

"Neyse sen benimle geliyorsun."

"Hadii! De Vallah. Hadi gari bırak bacağımı." yaptığım hatayı fark etmemle ağzımı kapattım.

SOKAK ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin