3.Bölüm

539 46 27
                                    

Bill pekte kalabalık olmayan sokakta yavaş adımlarla yürüyordu. Hava soğuktu ama üşütmüyor iyi geliyordu. Karşıdan gelen bir çift tartışarak yürüyordu.
"Konuşmak istemiyorum!"dedi kadın. Oldukça sinirli duruyordu. Kaşlarını çatarak yere bakıyordu.
"Ama sevgilim be-"
"Ben senin sevgilin değilim!"
"Evet sen benim sevgilim değilsin. Sevgilim olmak için fazla her şeyimsin."dedi adam. Kadın bu sözle yumuşamıştı. Adamın gözlerine baktı,yüzünü avcunun içine aldı. Onu nazikçe kendine çekip dudaklarının buluşmasına izin verdi. Ayrıldıklarında barışmışlardı. Bill bu sıradışı olaya tanık olduğunda biraz şaşkındı. Kadının tek bir sözle yumuşaması ona tuhaf gelmişti. Neden tartışmış olabilecekleri hakkında düşünüyordu.
"Belki de büyüyecek bir şey yoktu. Kadın sadece trip atıyordu ve adamın pekte afilli olmayan sözüne tav olmuştu."diye mırıldandı. Birden esen rüzgarla içi titremişti. Ellerini cebine sokup yürümeye devam etti. Birkaç adım ötedeki dükkâna baktı. Ne alacağını hatırlamaya çalıştı.Alınacaklar listesini hatırladığında dükkâna girmişti. Gazete okuyan ve hiçbir şeyi umursamayan adama bakıp;
"Sigara bir de viski istiyorum."dedi. Adam gerçekten umursamıyordu. Gazetesini okumaya devam etti. Bill 'burdayım' dercesine öksürdü. Adam göz devirip oturduğu yerden kalktı. Raftan bir paket sigara aldı. Aklına bir şey gelmiş gibi olduğu yerde sıçradı.
"Sigara esrarlı mı olsun?"dedi. Bill bir an şaşırdı. Dipper'ın esrar kullanıp kullanmadığını bilmiyordu.
"Bir tanesi esrarlı olsun."dedi.Dipper içmese bile kendisi içebilirdi.

Adamın bu sorusuna şaşırmıştı çünkü esrarlı sigara satmanın yasak olduğunu biliyordu. Adamın hiç tereddüt etmeden bu soruyu sorması onu daha çok şaşırtmıştı. Adam siyah bir poşete sigaraları ve viskiyi koyarken Bill;
"Bir tane de bira istiyorum."dedi. "Benim de içmeye ihtiyacım var."diye düşünüyordu. Adam Bill'in sonradan söylediği cümleye karşı sinirlenmişti. Kaşlarını çatarak rafa yöneldi orta boy bir bira şişesini alıp poşete koydu. Siniri hala geçmemiş bir şekilde poşeti Bill'e uzattı. Bill adamın sert hareketine cevaben poşeti hızlıca çekti. Elini cebine atıp paraları çıkardı. Sert bir şekilde fırlattı.Öyle ki bozukluklardan biri adamın kafasına geldi. Hızla dükkandan çıkıp yürümeye başladı.

Dipper hakkında düşünüyordu. Ona neden intahar etmeye çalıştığını sormamıştı. Sorma gereği duymamıştı. Ama ailesiyle ilgili bir şey olduğunu kız kardeşine ettiği telefondan sonra anlamıştı. Belki zamanı gelince Dipper ona kendisi anlatırdı. Onun iyi bir insan olduğuna emindi. Eğer öyle olmasa onun gay olduğunu duyar duymaz giderdi. Hatta ona küfür bile edebilirdi. Gerçi alışmıştı o küfürlere,hakaretlere,
dışlanmalara. Hiç alışmak istemeyeceği şeylere alışmıştı. Hayatı dışlanmak ve sevilmemekten ibaretti. Bunları düşününce içi daraldı. Bir an önce eve gidip içmek için adımlarını hızlandırdı. Saat daha erkendi. Içmek için akşamı beklemek daha doğruydu. Ama acıtmak için  akşamı beklemiyordu gerçekler. O zaman içmek erken olabilirdi.

Telefonun çalmasıyla yavaşladı. Bilmediği bir numara arıyordu. Kimseyle konuşmak istemediği için telefonu sessize aldı. Az sonra telefon yeniden çaldı. Arayan yine aynı numaraydı. Bu kez telefonu tamamen kapattı. İnsanlar onun dünyasını bugüne kadar çok yıkmıştı ama artık buna izin vermeyecekti. Kendi dünyasında mutlu olmaya karar verdi. Yüzüne belli belirsiz bir gülümseme çöktü. Mutluydu ve bunun bir sebebi yoktu. Bu duyguyu sevmişti. Mutlu olma duygusunu.

Gözlerini yere çevirip yürümeye devam etti. Ev görüş mesafesine girmişti. Seri ve hızlı adımlarla yürüyordu. Dışarıdan bakan insanlar onun bir yakının hastaneye kaldırıldığını ve buna yetişmeye çalıştığını düşünebilirdi! Eve ulaştığında yanakları soğuktan ve hızdan kızarmıştı. Cebindeki anahtarı çıkarmaya çalışırken yan evde oturan Victoria'yı gördü.Victoria güzel bir kızdı,fiziği mükemmeldi,zekiydi,
kültürlüydü ve iyi biriydi. Üstelik Bill'den hoşlanıyordu. Tüm erkeklerin rüyalarındaki o kusursuz kızdı. Ama Bill'in dikkatini çekmiyordu. Onun iyi biri olduğunu biliyordu ayrıca güzel olduğunu da düşünüyordu. Ama duyguları bundan öteye geçmiyordu. Victoria ona aşkını itiraf ettiğine aç bir şekilde dudaklarına saldırmıştı. Bill ona karşılık vermeye çalışmış hatta zevk almak bile istemişti. Ne kadar uğraşsa da bunu yapamamıştı. Bu olaydan sonra tam iki hafta evden çıkmamış ve kimseyle konuşmamıştı. İşten atılma korkusu yüzünden çıkmak zorunda kalmıştı. Victoria'ya gerçekleri söylemek yerine sevgilisi olduğu yalanını uydurmuştu.

Victoria ona bakarak gülümsedi. Bill de ona nezaketen gülümseyip önüne döndü. Kapıyı açmak için anahtarı eline aldı. Victoria hala ona bakıyordu. Bakışlarından hayranlık ve mutluluk akıyordu. Bill onu sevmiyordu ama ona bakmak bile Victoria'ya sonsuz bir mutluluk bahşediyordu. Bill bu sırada içeri geçmiş gözleriyle Dipper'ı arıyordu. Kapıyı kapatıp mutfağa yöneldi. Dipper camdan dışarı bakıyordu. Burada olduğunu belli etmek için poşeti tezgaha bıraktı. Şişelerin çıkardığı ses istediğini yapmasına yardım etmişti. Dipper arkasına dönüp gülümsedi.
"Istediklerini aldım. Bu arada içip içmediğini bilmiyorum ama esrarlı sigara aldım."dedi Bill. Suratında soru soran bir ifade vardı.
"Aslına bakarsan normal sigarayı bile dünden beri içiyorum. Pacifica diye bir arkadaşım vardı. O hep içerdi bende merak ederdim. Birlikte içeriz olmaz mı?"
"Olur tabii."dedi Bill gülümseyerek. Dipper bu gülüşün ardından Bill'in çok güzel güldüğünü görmüştü. Bu düşünce aklında fazla dolanmadı. Tezgahın üstündeki poşeti alıp içine baktı. Viskisini çıkardı,masanım üzerindeki bardağa doldurmaya başladı. Poşetteki biranın Bill için olduğunu anlamıştı.Bir bardakta ona çıkardı.
"Bira bardakla içilmez. Her içkinin bir adabı vardır dostum. Birayı şişeden içmeyi tercih ederim."
Dipper bu cümleden sonra içki konusundaki eksikliğinden utandı.
"İçmeye kaç yaşında başladın diye sordu?"birden. Icmek için tercihleri olduğuna göre yeni değildi.
"16."dedi Bill bir çırpıda. Bunu çok normal bir şeymiş gibi söylüyordu. Dipper şaşkınlık sınırlarını zorluyordu.
"Ciddi misin?!"diye sordu. Şaşkınlığı mimiklerine yansımıştı.
"Insanlar sana da öyle davransalardı sende içerdin."dedi. Bir yandan da sigara yakıyordu. Dipper'ın bu cümleyle içinde bir şeyler kırılmıştı. Kendini onun yerine koymuştu.
"***********!"Küfretmişti ağzından bir andan çıkan bu kelime ikisini de gülümsetmeye yetmişti.

Bill sigarasını üç dakika gibi bir sürede bitirdiğinde Dipper paketi açmaya çalışıyordu. Bill mutfaktan çıkıp yavaş adımlarla merdivenlere yürüdü. Elleri tişörtünün altını kavramıştı. Yürürken soyunuyordu. Banyonun kapısını aralayıp içeri girdi. Isınması için suyu açtı. Su ısınırken o soyunmaya devam ediyordu. Radyoya yönelip açma tuşuna bastı. Fransızca bir müzik çalıyordu. Bu parça onun en sevdiğiydi. Su sesi müziği bastırmasın diye sesini sonuna dek açtı. Suyun sıcaklığını kontrol edip kabine girdi. Gözlerini kapayıp düşünmeye başladı. Düşündükleri birbirinden bağımsızdı. Su yüzünü okşuyor o düşünüyordu. Dipper'ın onu izlediğinden habersizdi.

Dipper kapı aralığından Bill'e bakıyordu. Su damlalarının kaslarından geçişi onu izlemeye itmişti. Müziğin damlaların uyumu muazzamdı. Sanki bir müzikaldeydi. Bill gözlerini açıp ellerini saçlarının arasından geçirdi. Saçının ucundan damlayan su damlaları onu karşı konulmaz yapıyordu. Suyu biraz daha açıp vücudunu köpükle yıkamaya başladı. Karın kaslarından aşağıya kayan köpükler Dipper'ın gözlerinin kocaman açılmasına neden oldu. Hayranlıkla karşısındakini izliyordu. Gözü bir an Bill'in erkekliğine kaydı. Yaptığından utanarak kapıdan uzaklaşıp mutfağa indi.

Hala Bill'i düşünüyordu. Bir bardak soğuk su içip sigarasından derin bir nefes çekti.

İkimizi Islatan YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin