4.Bölüm

471 53 29
                                    

Hava soğuktu iki genç ellerinde içkileri karanlığa sarılmış gökyüzünü izliyorlardı. Kimse konuşmuyordu. Nefes alıp verişleri bir şeyler anlatmak ister gibiydi. Dipper birkaç günde mahvolan hayatını düşünüyordu. İçkiye başlamış,sigara içmiş,eroin bile dememişti! Bunların hepsi o kadın(!) yüzündendi. Ama onun canını en çok Mabel'ın yaptıkları yakmıştı. O kendisini bile bu kadar önemsememişken Mabel'ın Dipper'a bunu yapması pekte adalet değildi.

Bill her zamanki gibi insanlar ve kendisi arasındaki ilişkiyi düşünüyordu. Onlara üzülüyordu. Yaptıklarından çok zavallı insanların zavallı karakterleri onu üzüyordu. Gözü Dipper'a kaydı. Mutsuz duruyordu. Aklına gelen ilk şeyi söyleyiverdi.
"Burda oturup sıkılmaktansa biraz eğlenmeye ne dersin?"
"Ne yapacağız ki?"
"Bu akşam motor yarışı var. Beraber gidebiliriz. Hem ben motor kullanmayı biliyorum."
"Hadi o zaman."dedi Dipper neşeyle. Evde oturup içmekten farklı bir şeyler yapmak ona da iyi gelecekti.

Biraz sonra ikiside motorun üstündelerdi. Hızla gidiyorları. Bu Dipper'ın motora ilk binişi değildi. Mabel ile birlikte bir keresinde Stan Amca'nın motorunu kaçırmışlardı. Benzini bittiği için fazla uzaklaşamadan dönmek zorunda kalmışlardı. Bill motoru fazla hızlı sürüyordu. Bu Dipper'ı endişelendiriyordu. Bill'in belini daha sıkı kavradı. Önü açık olan deri ceketinin altından ince kazağa dokundu. Karın kasları belli oluyordu. Çıkıntılar parmaklarının altında özgürleşiyordu. Birkaç saat önce yaptığı şey onu utandırmıştı. Yanağını Bill'in sırtına bastırdı.

Çok kısa bir süre sonra gelmişlerdi. Her yerde motorlar,sigara külleri ve boş içki şişeleri vardı. Bir tarafta bir müzik grubu vardı. Elektronik gitar çalan genç kendinden geçmişti. Müziğe kendini kaptırmış basını sallayarak mutlu oluyordu. Az ileride oldukça kaslı iki adam uzun ve kalın bir demirde kendilerini yukarı çekerek yarış yapıyordu. Çevrelerinde toplanmış insanlar isimlerini söyleyerek tezahürat yapıyordu. Az sonra kirli sakallı bir adam onlara yaklaşıp
"Bill! Sonunda kıçını kaldırıp gelebilmişsin."dedi. Neşeliydi. Bill muzipçe gülümsedi.
"İşlerim vardı Adelhard."deyip adamın omzuna vurdu. Dipper adamın Alman olduğunu adından anlamıştı. Ve isminin anlamı ile aynı olup olmadığını düşünmüştü.
"Beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın?"
"Ah tabii. Adı Dipper. Birkaç gün bende kalacak."deyip Dipper'a baktı. Ve ekledi;
"Bu da Adelhard. Eski bir arkadaşım."
"Memnun oldum Adelhard."deyip elini uzattı Dipper.
"Kısaca Hard de."deyip göz kırptı adam. Dipper'ın elini sıkma gereği duymamıştı. Arkasını dönüp öylece yürümüştü. Deri ceketi,kot pantolonu,dövmeleri ve uzamış saçlarıyla oldukça havalı olan bu adamın yaptığı hareket Dipper'ı şaşırtmıştı. Şaşkın bir ifadeyle Bill'e baktı. Bill bu olayı normal karşılaşmıştı. Bir şey demeden Hard'ı takip etti. Dipperda onların arkasından yürüyordu.

Kalabalığın arasından geçip motorların olduğu yere gittiler. Hard bir adamla konuştuktan sonra tekrar Bill ve Dipper'ın yanına geldi.
"Yarışacakmısınız?"diye sordu. Bir yandan da yeni yaktığı sigarasını ağzına götürdü. Bill Dipper'a soru soran bir ifadeyle bakıyordu. Bill olabilir anlamında başını salladı.
"Bize Bahoz'u ver."dedi Bill. Hard motoru getirmek için gitti.
"Bahoz ne demek?"diye sordu Dipper.
"Kürtçe bir kelime. Anlamı fırtınadır. Çok hızlı olduğu için böyle demiş olmalılar. Sahibi Ermeniydi. Bir kazada öldü. Motoru vasiyet yoluyla buraya bağışladı. Genelde ilk alınan motor o olur. Kıymetlidir yani. Eğer şansımız var onu alabiliriz."diye yanıtladı onu Bill.

Az sonra Hard elinde siyah ve büyük bir motorla gelmişti. Bill hayranlıkla motora bakıyordu.
"Bu o!"diyerek Dipper'ı dürttü.
"Çok güzel!"dedi Dipper. Dili tutulmuş gibi bakıyordu. Hard alayla onlara güldü. Motoru onlara yakın bir yere koyup anahtarı Bill'e fırlattı. Baş ve orta parmağını birleştirip hızlı bir şekilde anlına vurarak veda etti.
"Peki. Şimdi ne yapıyoruz?"diye sordu Dipper. Cümlenin yarısında Bill'e dönmüştü. Bahoz'un güzelliği onu sersemletmişti. Motor oldukça büyük ve siyahtı. Metallarinin loş ışık altındaki duruşu onu tıpkı bir insan gibi heybetli kılıyordu. Her yarışı yenebilecek gibi duruyordu. Rakiplerinin sadece Bahoz'u görerek korkacakları kesindi.
"Yarışıyoruz!"dedi Bill heyecanla. Bir çocuk gibiydi. Neşeyle koşup motora bindi. Başıyla Dipper'a gel işareti yaptı. Dipper biraz korkmuştu. Ilk kez bir motor yarışına katılacaktı. Bu yüzden tedirgindi. Ama buna rağmen Bill'i ikiletmedi. Koşarak motora bindi. Yavaş sayılabilir bir hızla yarışın başladığı yere gittiler.

Diğer motorların arasında yerlerini aldıklarında Bill kemerini çözüyordu. Dipper şaşırarak ona baktı. Ne yapmak istediğini anlamamıştı. Bill gülümseyerek Dipper'a baktı.
"Bunu ikimize bağla. Düşmeni istemiyorum."dedi. Dipper bir Bill'e bir kemere bakıyordu. Şaşırmıştı. Kısa bir bakıştan sonra kemeri alıp Bill'i kendine bağladı. Ellerini motorun arka kısmına sabitledi. Düşmemek için ayaklarını yandaki kısımlara sıkıca yerleştirmişti.

Az sonra iki kız motorların arasına geçti. Ellerindeki flarları sallamaya başladılar. Bir süre gösteriyi devam ettirip flarları yavaşça yere bıraktılar. Bu hareketin ardından bütün motorlar harekete geçti. Bill ve Dipper'ın önünde iki motor vardı. Bill onları geçmek için gaza daha çok yüklendi. Ani hızlanmanın ardından Dipper sarsılmıştı. Sağ elini Bill'in beline koydu. Bill bunu hissetmemişti. Şuan düşündüğü ve hissettiği şey kazanmak hırsıydı. Her saniye daha çok hızlanıyor Bahoz'u zorluyordu. Bill hızlandıkça Dipper ona daha çok yaklaşıyordu.

Bitiş çizgisi görüşlerine girdiğinde Bill ve Dipper en öndeydi. Bill hemen varmak için motorun son gücünü kullandı. Aniden gaza basmasının ardından motordan kısık bir ses çıkmıştı. Dipper'ı Bill'e bağlayan kemer bir anda çözülmüştü. Dipper ani bir refleksle Bill'in omuzlarını kavradı. Ama tutunamadı. Hızı gittikçe azalan ve tuhaf sesler çıkaran motordan düşüverdi. Sırtını yere çarpmasıyla nefesi kesilmişti. Elini başına götürdü eli ıslanmıştı. Kaldırıp baktığında gördüğü kanla beraber gözleri kocaman açılmıştı. Nefes almaya çalıştı. Ama bu çabası onun sadece canını yakmıştı. Koşarak yanına gelen Bill'e baktı. Kendini zorlayarak;
"Cipher?"diyebildi.

Bu tek kelime çok şey anlatıyordu. "Ne oldu?" demişti,"Neden ağlıyorsun?". Tek bir kelime ile birçok şey söylemişti dostuna. Bill'in yanağından süzülen tek damla yaş Dipper'ın dudaklarına düştüğünde Dipper şuurunu kaybetmişti. Bill onu sarsarak uyandırmaya çalışıyordu. Elli metre ötedeki bitiş çizgisinden yanlarına koşan iki adam "Ne oldu?"diye sormuştu aynı anda. Bill ona bakıp üzüntü ve korku dolu bir sesle;
"Motordan düştü."dedi. Adamlardan biri telefonu kulağına dayamış 911'i arıyordu.

On beş dakika gibi bir süre sonra ambulans gelmişti. Dipper'ı sedyeyle içeri taşıdılar. Bill de arka tarafa oturmuştu. Hemşire ilk müdahaleyi yaparken Bill'e nasıl oldu,kaç yaşında gibi sorular soruyorlardı. Kanamayı azalttıklarında hemşire korkuyla Bill'e bakıp;
"Kaburgaları kırılmış olabilir. Bu da iç kanama riskini artırıyor. On dakika içinde ameliyata almazsak kaybedebiliriz."dedi.

Bill korkmuştu.
Üzülmüştü.
Kırılmıştı.
Kaybetmekten kaçmıştı.
Onu kaybetmek istemiyordu. Ona bir pislik gibi davranmayan ilk insanı kaybetmek istemiyordu.

İkimizi Islatan YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin