"Uyuycam ben. Git başımdan."
"Ciddi misin?"
"Hayır şaka yapıyorum."
"Hadi kalk o zaman!"
"Cipheeeer!"Dipper'ın kükremesinin ardından Bill hızlıca odadan çıkmıştı. Neşeyle merdivenlerden inip mutfağa gitti. Islık çalarak kahvaltıyı hazırlamaya başladı. Müziğin sesini yükseltip sofrayı hazırlamaya başladı.
"Uyuycam demiştim."dedi Dipper mutfağa girerek. Bir yandan da gözünü ovuşturuyordu.
"Yüzünü yıkamadın mı sen?"diye sordu Bill. Azarlar bir tavrı vardı ama gülüyordu.
"Yıkamadım."dedi Dipper yüzünü yere indirerek cevap vermişti.
"Git ve yıka kahvaltı yapacağız."
"Off! Peki!"
Dipper'ın tepkisi üzerine Bill sadece gülmüştü.Dipper ayaklarını vurarak banyoya gidip yüzünü yıkadı. Aynada kendisine baktı. Saçları uzamış ve dağılmıştı. Gözlerinin altında halkalar vardı. Elini saçlarının arasındaki yaraya götürdü. Parmakları bir müddet orada gezindi. Sonra yüzüne indirip kendini incelemeye devam etti.
"Harika görünüyorsun."dedi Bill. Banyonun kapısına yaşlanmış Dipper'ı izliyordu.
"Yalan söylemek kötü bir şeydir Cipher."
"Biliyorum."
"O zaman söyleme."
"Söylemedim zaten."
"Saçlarımı keser misin?"
"Neden kuaföre gitmiyorsun?"
"Evden çıkmak istemiyorum."
"Dipper. Bir aydır evden çıkmıyorsun. Pansumanlarını bile bana yaptırdın."
"Eğer benimle ilgilenmek seni rahatsız ediyorsa gidebilirim Cipher."Bill'e omuz atarak mutfağa gitti.
Bill göz devirerek arkasından yürüdü.
"Öyle demek istemediğimi biliyorsun Dipper."
Dipper cevap vermemişti.
"Peki. Saçlarını ben keserim."
Dipper gülümseyerek Bill'e baktı. "Hadi yemek yiyelim."dedi sonra. Somurtmayı bırakmıştı. Kahvaltısını yapmaya başlamıştı. Ikisi de uzunca bir süre konuşmadılar.
"Dün sen uyurken Mabel geldi."nihayet sessizliği bozan taraf Bill olmuştu.
"Ne istiyormuş."dedi Dipper çatalı sıkarak.
"Seni görmek istiyormuş. Uyuduğunu söyledim."
Dipper cevap vermemişti. Yemeğini yemeye devam etti. Meyve suyunun son yudumunu içip yerinden kalktı. Salona doğru yürüdü ve kendini koltuğa attı. Ardından Bill geldi. Dipper kanalları değiştiriyordu.
"Saçlarını yıka da keselim."dedi Bill.
"Peki."deyip gülümsedi Dipper.Saçlarının kesilecek olması onu mutlu etmişti. Kendini yeniden hayatta hissetmişti. Hastaneden çıktıklarından beri evden çıkmıyordu. Bill hariç kimseyle konuşmak istemiyordu. Onunla da konuştuğu şeyler pek iç açıcı değildi. Genelde kavga ediyorlar sonra bir şey olmamış gibi oturup film izliyorlardı. Dipper genelde uyuyor Bill onu izliyordu. Dipper uzunca bir süredir burada olduğu için misafir odasını onun odası haline getirmişlerdi.
Dipper duştan çıktığında Bill telefonla oynuyordu. Dipper Bill'in yanına oturup can atan gözlerle ona baktı. Bill bu çocuk hareketin karşısında gülerek dolaba yürüdü. Çekmecenin içinden tarak ve makas çıkardı. Dipper'ın arkasına oturup bacaklarıyla onu sardı. Dipper Bill'in telefonundaki oyunu oynuyordu. Bill tarağı nazikçe Dipper'ın saçları arasından geçirdi. Taradıktan sonra elleriyle saçını okşadı. Yüzünü yaklaştırıp saçlarını kokladı. Burnunu hafifçe ensesine sürttü. Dipper bunu fark etmemişti.
Telefonun şarjı bittiği için kapandığında bir küfür savurup telefonu karşıdaki koltuğa fırlattı. Bill geri çekilip makasla Dipper'ın saçlarını kesmeye başladı.
"O gün korktun mu?"dedi Dipper birden.
"Hangi gün?"
"Kazanın olduğu gün."Bill şaşırmıştı çünkü Dipper ilk kez kazadan kendi isteğiyle bahsediyordu.
"Çok korktum. Sana bir şey olması beni çok korkutuyor. Seni kaybetmek istemiyorum Pines."bu kez şaşıran Dipperdı. Bill ilk kez ona Pines demişti. Bunda şaşılacak bir şey yoktu ama Dipper şaşırmıştı işte. Bill başka bir şey demeden kesmeye devam etti.
"Biliyor musun şu hayattaki tek dostumsun. Hatta ailemsin. Bunu nasıl başardın bilmiyorum ama hayatımın odak noktasısın resmen."dedi ve güldü Dipper. İçindekileri ilk kez söylüyordu ona. Ilk kez döküyordu içini.
"Sen benim için her şeysin Cipher."dedi ve yüzünü Bill'e döndü. Bill elinde makas Dipper'a bakıyordu.
"Önünü dönde bitireyim."dedi. Susmak istemişti. Çünkü biliyordu ki bir konuşsa susmayacaktı. Susamayacaktı. Onu nasıl sevdiğini söyleyecekti. Aynı evde yaşamalarına rağmen onu nasıl özlediğini, o uykuya daldıktan sonra sabaha kadar onu izlediğini, onu öpmek için nelerden vazgeçebileceğini, ona bir kez sarıldıktan sonra nasıl ölmek istediğini... Her şeyi işte. Kalbini zorlayan her şeyi.
Dipper önüne dönerken;
"Öküz."diye söyleniyordu.Nihayet bittiğinde yerinden kalktı Bill. Bir şey demeden odasına çıktı. Kendini yatağa bıraktı. Kalbi sıkışıyordu. Ona söylemek isteyip de söyleyemediği her şey boğazında toplanıyordu. Gözleri dolmaya başlamıştı. Yanakları yanıyor onu düşündükçe kalbi daha hızlı atıyordu. Elini yumruk yapıp sıktı. Kendini sıkıyordu. Ağlamamak için direniyordu. Icinden ağlamak geliyordu. Bağırmak istiyordu. Ama susuyordu. Hep olduğu gibi. Yine susuyordu.
Az sonra kapı aralandı ve içeri Dipper girdi. Yavaş adımlarla yatağa yaklaştı. Bill gözlerini kapayıp uyuyor gibi yaptı. Dipper bir müddet durup karşısındaki adamı izledi. Sonra yanına uzandı. Elini beline attı. Başını boynuma gömüp gözlerini kapattı. Bill hiçbir şey demeden uyumaya karar verdi. Kendini uykuya bırakacaktı. Dipper'ın elinin altına kendi elini koyup gözlerini kapadı.
Öğlen olmuştu. Dipper yeni uyanmıştı. Bill'e baktığında o hala uyuyordu. Bir müddet onu izledi. Yerinden kalkıp yüzünü yıkadı ve neşeyle Bill'in üstüne atladı. Bill inleyerek uyandı. Gözlerini açıp üstünde oturan adama baktı. Onu omuzlarından tutup yatağın diğer tarafına fırlattı. Yerinden kalkıp banyoya gidip yüzünü yıkadı. Yanakları kızarmış ve kolu uyuşmuştu. Kolunu hareket ettirmeye çalışarak Dipper'ım yanına gitti.
"Saçlarımı beğendim."dedi Dipper neşeyle. Fazla mutlu duruyordu. Bill onu daha önce hiç böyle görmemişti.
"Sevindim."diye karşılık verdi. Gülümsüyordu.
"Dışarı çıkmaya ne dersin?"
"Sen ciddi misin?"
"Evet."
Bill şaşkınlığın verdiği etkiyle mimiklerini değiştirdi.
"Ne yapacağız ki dışarı çıkıp?"
"Ciddi misin? Günde en az bir kere bana dışarı çıkalım diyorsun. Şimdi sen söylemeden dışarı çıkmak istiyorum ve sen nereye gideceğiz diyorsun?"
"Çöplüğe gidelim."
"Ne yapacağız çöplükte?"
"Seni atıcam."
"Demek benden sıkıldın Cipher?"
"Evet."
"Sen kaşındın."Dipper yatağın yanındaki Bill'e baktı ve sinsice gülümsedi. Arkasını dönmesinden faydalanıp sırtına atladı. Bill aniden gelen bu ağırlık karşısında sendeledi ve ikisi birlikte yere düştüler.
"Agh! Hayvan mısın ya? Ne diye sırtıma atlıyorsun?"
"Off! Ne biliyim ya şaka yapacaktım. Hem benim suçum ne sen düşürdün bizi."Dipper dedi ve kafasını tuttu. Bill bunu görür görmez;
"Yoksa kafanı mı çarptın? Kanıyor mu?"diye sordu. Endişelenmişti. Hızla yerinden kalktı. Çok hızlı hareket ettiği için halı ayağının altından kaydı ve tekrar yere kapaklandı.
Dipper kahkaha atarak gülüyordu. Bill ters ters ona baktı. Dipper gülmesine engel olamıyordu. Dudaklarını birbirine bastırıyor, yanağını ıstırıyordu ama yine de kendini durduramıyordu.
"Gülme."dedi Bill kaşlarını çatarak.
"Peki peki."diyerek sustu Dipper. Gözünden akan yaşları siliyordu.
"Bir yerin acıdı mı bari?"diye sordu bu kez.
"Kafamı çarptım sanırım."dedi ve yarım ağız güldü. Dipper yerinden kalkıp Bill'in yanına gitti. Elleriyle yüzünü tuttu. Bir müddet gözlerine baktı. Sonra saçlarının arasına bir öpücük bıraktı.
"Başka?"diye sordu geri çekilip. Bill bir çocuk gibi bakıp;
"Kalbim." dedi. Dipper bir an sendeledi. Sonra yüzünü yüzüne yaklaştırıp dudağıyla yanağı arasında kalan kısmı öptü. Dudakları Bill'in durağına değmişti. Bill deli gibi atan kalbine sakin ol demeye çalışarak Dipper'a baktı. Dipper ayağa kalktı. Koridorda yürürken ;
"Git ve yüzünü yıka. Kızardın."diye bağırdı. Bill elini yanağına götürüp gülümseyerek yerinden kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkimizi Islatan Yağmur
Fanfiction"O gün korktun mu?"dedi Dipper birden. "Hangi gün?" "Kazanın olduğu gün."Bill şaşırmıştı çünkü Dipper ilk kez kazadan kendi isteğiyle bahsediyordu. "Çok korktum. Sana bir şey olması beni çok korkutuyor. Seni kaybetmek istemiyorum Pines."bu kez şaşı...