şuanbuodada

172 21 9
                                    

"Gece klişeleri."

Arabamı okula doğru sürmeye başladım. Az da olsa kafam dağılsın düşüncesiyle radyoyu açtım, hareketli bir müzik gelene kadar değiştirdim ve en sonunda durdum. Hala içimde bir alışılmamışlık vardı. Ne iyi ne de kötü bir histi. Yok gibiydi ama vardı. Hafif hissediyordum, bu ilginçti. Oysaki şu an Selin'i öptüğüm için üstümde büyük bir ağırlık olması gerekliydi ama ben aksi şekilde rahatlamış hissediyordum..

Ve bu durumdan gerçekten hoşnuttum..

💋-Sabah-

Gözlerimi tavana dikmiş başımın ağrısının geçmesini bekliyordum, dün gece o kadar çok içmişim ki başım ağrıdan patlayacak gibi hissediyordum. Kızlar dün gece neler olduğunu anlatınca delirecek gibi hissetmiştim. Ama sadece bir tanesinde çok sinirlenmiştim. Ali'nin beni bırakıp gitmesine.. Hiç mi orda ne duruma düşeceğimi düşünmemişti?
Ya da insanların neler düşüneceğini? Bizi sevgili sanıyorlardı!

Az da olsa rahat nefes almak için elimi yüzümü yıkamak için yatakta doğruldum. Başım döndü, bunu yaşamaya alışkındım. Uzun süredir yaşamam bunları unuttuğum anlamına gelmezdi. Aksine direnç kazanmıştım. Yataktan destek almadan ayağa kalkmaya çalıştım. Nitekim başarılı oldum da, dediğim gibi daha çok direnç kazanmıştım.

Her odanın kendine özel bir banyosu olması okulun en mantıklı yaptığı şeydi..

Banyoya doğru tembel adımlarla ilerledim. İçeri girdim ve aynaya baka kaldım. Bu dudaklarımın hali neydi? Olduklarından bilmem kaç kat daha dolgun duruyorlardı. Dışımdan bir küfür savurdum;
"Siktir!"
Ve konuşmaya başladım,

"Kızlar öpüştünüz derken bunu mu kast etmişti!? Napmış bu hayvan benim dudaklarıma? Ruj bile bırakmamış onu da sömürmüş, sanki dudaklarımı sömürdüğü yetmezmiş gibi!"
Musluğu açtım ve avuçlarım içine su doldurarak yüzüme onlarca kez su çarptım.

Nefes alabildiğimi anca o zaman hissedebilmiştim.
Başımın ağrısı azalıyordu,
"Gün boyu başıma gelen en iyi şey! Thanx God!" diye bağırdım ve odaya geçtim.

🕶

Sesli nefes alışlarımla boş odayı inletiyordum.
Vücudumdaki her hücre sinirden kudurmak üzereydi. Sağ elimle önüme düşen bir tutam saçımı geriye attım.

Baş ucumda duran sürahiyi elime aldım, kısa sayılabilecek bir sürede sürahiyi inceledikten sonra tereddüt etmeden boş duvara doğru yarısı dolu sürahiyi fırlattım.

Kısa bir anlığına odayı benim sesli nefes alışlarım değil de camın parçalanma sesleri doldurdu.

Sürahiyi fırlattığım duvara uzunca baktım. Yer,su ve cam parçaları ile doluydu. Duvar da ıslanmıştı.

Net bir şekilde 'olanlar umrumda değil'di.
Yastığıma başımı koydum ve gözlerimi kapattım. Tam o sırada odaya çat kapı birisi girdi. Ben sakinleşmeye çalıştıkça bir şeyler oluyordu. Hem zaten Emre ve Savaş'a kapıyı üstüme kilitleyin demiştim, niye şimdi içlerinde biri gelme gereği duymuştu ki?!

"Ne yaptığını sandın sen o barda?!"
Selin'in sesini duyduğum gibi gözlerimi açtım ve yatakta doğruldum. Selin mahvolmuş haliyle tam karşımdaydı.

"SENİN AKLIN YOK MU ULAN?!" Sinirle yanağını dişledi. Ayağa kalktım ve onun karşısına geçtim.

"CEVAP VEREMİYORSUN DEĞİL Mİ? BENİ BU HALDE GÖRÜNCE DİLİN TUTULDU!"

Flashback.⚡️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin