KOMŞUM=ZORAKİ EŞİM

Gelinlik/Damatlık- Sürtük Şebnem

"Oh ne güzel, mutluluklar" "sanada" "ne diyorsun be!?" "EV-LE-Nİ-YO-RUZ" ben şaşkınlıkla ona bakarken o gülümsüyordu. Oyun mu oynuyoruz, ben varım hadi bakalım... "Bu şimdimi söylenir iki hafta yap şunu gelinliğiydi, pastasıydı off çok yoğun olucaz tüm toplantıları üç hafta sonrasına erteleriz. Bu hafta evlensek, bir hafta balayı desek tamam işte üç hafta hadi gelinlik bakmaya" ben bunları tek nefeste söylerken o şaşkınca bana bakıyordu. Şaşırmak nasılmış? onu yolcu koltuğuna otururken yanağına da öpücük kondurdum "bunla kurtulamazsın" diyerek dudağıma uzun bir öpücük kondurdu. "yaramaz" oyun oynamak eğlenceliymiş... Of Sürtük yanım ortaya çıktı! Ahahahh bu çocuğu şaşırtmak çok hoş...

"Sence bu nasıl?" "ahh hayır Ediz çıkar şunu ben beyaz takım sevmem!" "offf" ahahah bu denediği yedinci takım aslında dördüncü takım çok hoştu! "Ediiizzz" "nee?!" "şu dördüncü takımı tekrar denermisin?" "Umut oraya gelirsen" "sıkıysa gelsene!" Oha çüş!! o baklavaları ne ara yaptın ya ergenliğinden beri yapıyo herhalde! "napıyosun sen?" "gel dedin ya" " salak gir şu kabine" "Oww.... şey buyrun Ediz bey" "Ediz gir şuraya" Ediz girdikten sonra Şemben hanım "Umut hanım size de gelinlik bakalım" kafamla onaylayıp gelinlik bölümüne geçtik... Tanrım burası muhteşem bir sürü gelinlik var bembeyaz Tanrıımmm...

İlk giydiğim gelinliği paket yaptırıp Ediz'in yanına gittim. Hop Şebnem'e bak sen "öhöhöö sevgilim gidelim mi?" "ödeyelim" "ben hallettim canım hadi" yanıma gelip, kulağıma "nasıl ödersin ya" "sevgilim benim param senin paran, senin paran benim param" gülümsedi ve elimi tutarak beni aranbaya sürükledi. "Odun" "prenses".......

Bok gibi bir bölümdü ama derslerin berbat babam tableti alıcam diyor... Bende almasın diye hemen yazdım söz bir dahaki bölümü ilk önce taslaklayıp düzeltip öyle yayınlıycam... Öpüldünüz :*