Deli gibi dolanıyorduk etrafta, oğlumu kaybetmek mi? Hemde yeni bulmuşken.. Asla ama asla! Onu kaybedersem Asrın'ı da tamamen kaybederdim! "Yok Ediz.. yok hiçbir yerde yok!" "sakin ol lütfen kendini hırpalayarak bi sonuca varamayız" "kafayı mı yedin sen! Oğlum yok, tek varlığım yok!" haklıydı. Her zaman olduğu gibi haklı! "Bebeğim... Bak haklısın ama sakinleş kendine zarar" "kes sesini!!!!!!" Bende üzgünüm ama benim üzgün olmam umurunda değil! "Ediz onu kaybedemem" " biliyorum bitanem biliyorum ama sakin olmalıyız" sarılarak ağlıyordu. "Eğer ona birşey olursa kendimi asla affetmem!" deyip tekrar boynuma sarıldı. Haklıydı bende kendimi asla affetmezdim. Hepsi benim yüzümdendi, salak gibi lafa tuttum onu o arada oğlumu kaçırdılar! "Ediz ya onu bulamazsak" "merak etme bulucam oğlunu" "oğlumuzu, Ediz ben seni seviyorum, öyle dedim ama o seninde oğlun unutma" ona sıkıca sarılıp saçlarını öptüm. Herşey çok güzel ama oğlumuzu nasıl bulacaktım. Alışveriş merkezinden çıkıp arabaya bindik. Umut bebek koltuğunu görünce yeniden ağlamaya başladı.
"Söz veriyorum bulacağız onu.."
"Kes sesini!"
Umut yerinden kalkıp alışveriş merkezinin çıkışına yürüdü. Bende peşinden gittim.
"Babamlara haber ver!"
Telefonumu çıkarıp Umut'un babasını aradım. İlk başta anlatmak çok zor geldi ama eli uzundu. Bulurdu oğlumu.. Telefonda oldukça uzun azar yedim. Ve suratıma kapanan bir telefon..
"Ediz?"
"Efendim?"
"Korkuyorum. Oğlum yok Ediz, ölüyorum ben!"
"Sakin ol, sana söz veriyorum kendi ellerimle getireceğim onu sana.."
"Sana inanıyorum.. Ama kılına zarar gelirse seni asla affetmem!"
"Biliyorum.."
Umut arabaya binip gözlerini kapadı. En az onun kadar kötü bir durumdaydım bende.. Eğer oğluma bir şey olursa dayanamazdım ki ben.. Ya Umut o daha kötü olurdu. Buna emindim... Asrın'ı o kadar çok seviyordu ki..
--
Arabayı hızlı kullanıyordum çünkü biran önce eve gitmeli ve herkesle el ele vermeliydim. Oğlumu bulmalı, biran önce annesine teslim etmeliydim. Ve içimdeki bir ses ikisini de kaybettiğimi söylüyordu..
Arabayı evin önüne park edip indim arabadan. Ben daha Umut'un tarafına geçmeden, Umut arabadan inmiş evine girmişti bile. İçeriden gelen ağlama sesleri sinirlerimi bozarken bende kendi evime girdim. Karşıma çıkan Meltem'e ter bir bakış atıp odama çıktım. Arkamdan Esin de içeri girdi.
"Ağabey, olanları duydum. Umut nasıl?"
"Tabii ki berbat!"
"Şey.. Benim yapabileceğim bir şey var mı?"
"Var.. Senin şu bi arkadaşın vardı hani, kocası polis miydi neydi?!"
"Ha, Angel! Ee?"
"Onunla konuş! Buraya gelsin.."
"Tamam, ben şimdi arıyorum."
Esin dışarı çıkınca, odada tur atmaya başladım. Sahi benim babam neredeydi!?
Aşağı inip bahçedeki Meltem'in yanına gittim.
"Babam nerede?"
"Hoş geldin hayatım.. Bilmiyorum baban nerede? Senin moralin bozuk gibi? Hayırdır?"
"Sana ne Meltem!"
Tekrar içeri girip banyoya girdim. Şuan elimden bir şey gelmiyordu ki! Ben karıma, canıma, tek varlığıma nasıl tekrar kavuşacaktım. Tabi ilk önce şu aptal kadının evimden gitmesi lazım! Sonra nişanı atmam lazım -ki zaten nişanlı değiliz! Sonra, hayır aslında ilk oğlumu bulmam lazım! Lanet olsun babam sayesinde hiçbir halt yapamıyordum!..
Hızla çıktım duştan. Üzerimi giyip Meltem'in yanına indim.
"Kalk!"
Meltem saçma sapan üzgün bakışlarını üzerime dikti. Hey Allah'ım birde kaşlarını büzmüyor mu?
"Meltem evimden defol!"
"Ama!"
"Lan ne aması! Defol!"
Meltem elindeki dergiyi havuza fırlatıp içeri girdi. Ben oturacak diye düşündüm fakat o hızla dışarı çıktı. Elindeki çantasıyla birlikte defoldu.. Evet geriye sadece oğlumu bulmak kaldı..
Uzun değildi. Fakat bir yıldır güncelleme yapmadığım için unuttum biraz.. Lütfen affedin. En kısa zamanda yeni bölüm gelecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞUM=ZORAKİ EŞİM
RomantikEdiz SEYRAN Ünlü bir iş adamı olan Ahmet SEYRAN' ın oğlu... Sıcak kanlı, sevecen bir erkek. Ha tabii yakışıklılığını da unutmamak lazım... Genç çocuk hem komşusu olan hemde iş için zorla evleneceği kıza ilk gördüğünde çarpılır. Kızı daha önce gördüğ...