-3-

72 3 0
                                    

İKİ GÜN ÖNCE BAŞLADIĞIM KİTABIMDA 35 KİŞİYE ULAŞMIŞIZ O KADAR GÜZEL Kİ AMA BİRAZ DAHA DESTEĞE İHTİYACIM VAR VOLTELERİMİZİ ARTTIRALIM BALLARIM SEVEREK YAZIYORUM YAZMAK İSTİYORUM HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM :**

Uyandığımda daha güneş doğmamıştı makyajımı bile silmeden uyuduğum için aynaya bakmaya cesaret edemiyordum kendimi boşluk da his ediyordum yıllardır babasının korumadığı kızı Atalay niye korumuştu beynim düşünmekten uyuşmuştu soğuk suyu açıp içine attım kendimi soğuk düşünmemi engelliyordu her damla biraz daha soğuğa alıştırıyordu bedenimi gözlerimi kapattım düşünmemenin  tadını çıkardım 

duştan çıktığımda zayıf olan bedenime havluyu sardım sabah 6 olmasına rağmen evde durmak istemiyordum okul formamı giyindim, saçlarımı kurutup at kuyruğu yaptım yüzüm bakılmayacak kadar kötü  olduğu için dün geceden kalma göz altı morluklarımı kapatıcıyla kapattım   yüzüme de biraz renk verdim 

anneme çıktığıma dair bir mesaj attım aynı şekilde önderle eceye beni almadan gitmelerini söyledim 

arabamı özlemiştim mini cooper s olmasına rağmen yetiyordu ana yola çıktığımda  düşüncelerden sıyrılıp her zaman gittiğim yere Ahmet abinin kafesine bastım

geldiğimde Ayşe abla kahvaltısını konuşturuyordu   o anda acıkma hissi geldi ahmet abi beni görünce alışkın olduğum gülümsemesini yerleştirdi yüzüne ''gecem gelmiş ayşe gecem''  ayşe abla koşarak yanımıza geldi bana sıkıca sarıldı ''neyi var benim kızım''  dedi sorgulayıcı tonla 

''okul başladı ya ayşe abla sadece yorgunum kahvaltını yapmaya geldim''

ayşe abla başını sallayarak içeri girdi bende her zamanki köşeme kuruldum. İki dakika içinde kral sofrasının yanında hiç bir şey kalan  kahvaltı geldi önüme 

 ben karnımı doyururken dün gece Atalayın yanında gördüğüm uzun boylu esmer ama cam gibi gözleriyle bana gelen çocuğa baktım yanıma iyice yaklaşınca duruşumu dikleştirdim 

'merhaba geceydi değil mi?' sesi kalın ama bir o kadar nazik çıkmıştı 'merhaba evet gece tanışıyormuyuz' çocuk bunu tahmin etmiş gibi gülümsedi  'hayır aslında dün Atalayın yanındaydım yani barda gördüm seni bir de bizim okuldaymışsın bende kahvaltı etmeye gelmiştim seni görünce kendimi tanıtayım dedim,ben mert' mert elini bana doğru uzatınca bende gülümseyerek elini sıktım mertle beraber kahvaltı etmiştik o kadar cana yakın bir çocuktu ki gülmekten kahvaltı yapamadım okul vakti geldiğinde beraber kalkmıştık hatta mert incelik yapıp benim hesabımı ödemişti ayşe abla sarılarak gene gel deyince başımı salladım yanağına öpücük bıraktım. 

dışarı çıktığımızda hava soğuktu Merte arabam olduğunu söyleyip arabama atladım onun arabası araba denilmeyecek kadar güzeldi Audi a1 sonuçda 

ben gazı köklerken mert beni geride bırakmamak için yavaş gidiyordu acı frenle okula girdik önderle ece çoktan okula girmişti beni görünce yanıma gelmeye başladılar mert bana göz kırpıp Atalayın gurubunun  yanına ilerledi önder bana sıkıca sarıldıktan sonra başladı sorgulamaya 'yanındaki çocuk kimdi gece' önder abi tavırları takınırken yanağına öpücük kondurdum 'ahmet abinin kafesine gittim sabah kahvaltı ederken tanıştık adı mert kıskanma canım'

'iyi tiplere benzemiyor gece' dedi sert bir tonla 'tanısan gerçekten komik biri önderim'

önderin bakışları hala üzerimdeyken eceye sarıldım 'naber havuç' ece önce anlamadı sonra bozuntuya vermeden 'iyiyim fındığım dün yoruldum ondan dalmışım' ona yemedim bakışlarımı atarken zil çaldı.

farklı sınıflarda olduğumuz için herkes sınıfına dağıldı

sınıfa girdiğimde atalayın kucağında gördüğüm çakma sarışın olduğu her halinden belli olan kızı görünce bir anda sesler kesildi sanki içimdeki kelebeklerin tek tek öldüğünü katlinin de karşımda durduğunu düşündüm göz yaşlarımla savaşıyordum yuvalarında kalmak istemiyorlar gibi inat ediyorlardı hızlı hareketlerle sınıftan çıktım derin nefesler adım içimdeki ses çığlıklar şeklinde bağırıyordu ne sandım ki ben alt tarafı  kendi mekanında ona sulanan kızı kurtarmıştı kim olsa aynısını yapardı salak gece Bu kadar yakışıklı çocuk dönüp de sana mı bakacaktı aptalsın kızım kesik kesik nefesler alıyordum sonra tekrar ettim babanın yokluğunda yaptığın duvarları böyle insanlarla kıramazsın bu bana daha iyi his ettirirken cam gibi gözleriyle mertin bana yaklaştığını gördüm gözlerindeki endişeyi görebiliyordum 'gece iyimisin neyin var noldu biri bir şey mi yaptı' endişesi içimi ısıtmıştı 'dünden beri başım ağrıyordu dayanamadım mert önemli bir şey değil içeri girelim hadi deyip sınıfa attım ikimizi mert kolumu sıvazlayıp 'daha kötü olursan doktora gideceğiz' dediğinde başımı salladım Atalayla sıramıza bakarken o yılışık beş kilo badana yapmış kızın yanında oturduğunu gördüm deli cesaretiyle kıza döndüm 'göz zevki bozmak istiyorsan kendi sıranı tercih etmelisin çık sıramdan' kızın gözlerinden ateş çıkıyordu sanki 'sen ne demek istiyorsun haddini bil' çakma sarışına semimiyetten en uzak kahkahamı atıp 'ateş olmayan yerden duman çıkmaz güzelim bir aynaya bak istersen' dememle hoca sınıfa girdi çakma sarışın sıramdan kalkıp kendi sırasına ilerliyordu Atalaya baktığımda bebeksi yüzü gülmemek için kasılmıştı dudaklarının kenarları kıvrılmış o an o kadar güzel duruyordu ki bu çocuk hep gülmeliydi.

ona aldırmamaya çalışarak sırama oturdum ders edebiyat olduğu için kulaklığımı takıp uyumaya çalıştım burnuma dolanan kokusunun gitmesini istedim sonunda zil çaldı bana aldırmadan sıradan çıktı Atalay yüzümü yıkamak için lavaboya ilerledim yıkılmış hissi beni bir türlü bırakmıyordu ece de tuvaletten çıktığını gördüm havucumla bu ara hiç ilgilenememiştim yüzü solgundu kendimden iyi tanırdım eceyi,beraber babamı gecelerce beklerdik o benim için dua ederdi bazı geceler sarılır yatardık turuncu kafası hep bana umut olmuştu ve en son onu solgun gördüğümde araba kazasında kardeşini kaybetmişti, şuan sormanın sırası değildi ne benim soracak gücüm ne onun anlatacak kadar hali vardı sadece sarıldım sıkıca 'seni seviyorum havucum' ilk başta şaşırsa da sonra o da bana sarıldı 'seni seviyorum fındığım'

öğle arasına kadar Atalayı görmemiştim mertle daha yakın olmaya başlamıştık önderle mert de iyi anlamışlardı yemek yemeğe indiğimizde melisa da bizimle geldi melisa beyaz tenli kumral saçlı minyon bir kızdı Atalayın kuzeni olduğunu öğrendiğimde ilk şaşırmıştım ama benim için bir şey ifade etmediğini söylemiştim.

ATALAYIN AĞZINDAN ;

İki gündür kafamı toparlayamıyordum babamın işleri artık canımı sıkıyordu okul belası vardı başımda tek nedeni sadece o değildi,yeni kız o kadar masum o kadar güzeldi ki insanın bakmaya kıyamayacağı bir yüzü vardı genelde sırama oturan biri olduğu zaman ya yumruklar ya da rezil ederdim kuzenim dışında kimseyle oturmazdım ama içimden istemsizce yanıma oturmasını istedi, ona bakan erkeklerin kafasını uçurmak istedim barı hatırlamak bile istemiyorum göğüsüne kadar açık bırakmıştı lan her bakan erkeği yumruklamaya kalksam 4 güne anca bitirirdim mertle de konuşamaya başlamıştı mert çocukluk arkadaşım bile olsa yanında durmasını istemedim bu kadar güzel gülüyorken tek bana gülsün istedim  bana ne oluyordu bilmiyorum ama maviliklerinden kendimi alamıyordum orada cennet vardı bana ne oluyorsa bir an önce durdurmam gerekiyordu hiç bir kıza değer vermezdim ben hepsi aynıydı gözümde sevdiğin zaman zayıflaşırsın derdi babam benim işimde zayıflığa yer yoktu 

Gecenin YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin