Gözlerimi açtıgımda sabah olmuştu bir bir aydır Atalayı görmüyordum.
En son gece yanımda uyuduğu günden beri haber alamıyordum okula gelmiyordu. çok merak etmeme rağmen merte de soramıyordum bir ara bir ümit görürüm diye mekanına bile gitmiştim ama hiç bir sonuç alamamış eve dönmek zorunda kalmıştım. Artık niye merak ettiğimi kendime bile sormak istemiyordum.
Düşüncelerimden sıyrılmak için duşa girdim suyun ısımasını beklemeden kendimi kabine attım her damla sanki iğne gibi vücuduma değiyordu dakikalar sonra su ısındı bedenim suya ayak uydurarak gevşedi üzerimdeki sıkıntı yükü hafifledi dudaklarımdan bir aydır dinlediğim şarkılar mırıltı gibi çıktı.Köşedeki ciçekçi seni sordu bu sabah
Burda yok dedim selam söyledi tazeymiş gülleri yokluğun gibi
Yürüdüm biraz seni düşledim
Umudumu senle süsledim
Ne dar sokaklar ne boş duraklar seni unutmama yardım etti
Senin küçük bir elvadan
Böyle büyük bir aşkı bitirelirmi ne sanıyorsun bazen bir kaldırım taşı bazen bir sokak çalgıcısı yani sen istanbulsun.Daha iyi hissettiğimde çıktım duştan
Hızlıca giyimdim bu gün dolaşmak istiyordum bilediğim sokaklarda kafam dağılana kadarDeri motumu kulaklığımı aldıp çıktım evden hava bahar havası gibi güzeldi hafif rüzgarla beraber insanın içini açıyordu. Yürümeye devam ettim her ayrıntıyı bilmek ister gibi dikkatlice yürüdüm sokaklarda kimi benim gibi havanın tadını çıkararak yürüyordu kimi işe gidiyor kimi çocuğunun elinden sıkı sıkı tutmuş uçacak kuş gibi kendinden ayırmıyordu.
Sahi herkes yaşıyormuydu yaşadıklarını nefes almalarından mı anlıyorlardı. İçim gitti o an zaman akıp gidiyor nefes almayı yaşamak sanan yaşamayı bilmeyen insanlar çevreliyordu dünyayı artık ben nefes almaktan fazlasını istiyordum düşüncelerim ayaklarımı hızlandırmıştı artık durmak istemiyordum. Koştum nefesimi yakan havaya inat daha hızlı,rüzgarı yenmek için daha hırslı koştum
Artık bacaklarım beni idare edemeyecek kadar yorulmuştu kendime bir bank bulmak için ugraşmadım yol kenarı bir kaldırıma attım kendimi. Bacaklarım titriyordu bu hisle dudaklarım kıvrıldı. Gözlerimi yere sabitledim nefesimi düzenlemek için louis vuitton marka ayakkabı görünce nefesimi tuttum o burdamıydı? duruşumu dikleştirdim bir aydır ortada olmayan adam burdaydı tam yanımda kendimden emin bir tavırda kaldırdım başımı ne diyeceğimi bilmiyordum o yüzden ilk sözü ona bıraktım Atalay her zamankinden daha yorgun gözüküyordu nerdeyse bu zaman kadar belli ki çok yormuşlardı kaşları hayli çatıktı "burda bu kaldırımda napıyorsun gece!'' dediklerine gülücek kadar oldum bir aydır ortada olmayan adam kalkıp nasılsın yerine hesap soruyordu komik küçük bir tebessümle karşılık verdim "oturuyorum" Atalay mümkünmüş gibi daha da çattı kaşlarını "oturuyorsun öyle mi oturucak yer mi kalmadı lan kaldırımdasın" bu sefer sinirlenmeye başlıyordum "bana hesap mı soruyorsun" Atalay bu tepkimi beklemiyormuş gibi duraksadı bozuntuya vermeden "evet soruyorum küçük" dedi sesi ilkine göre daha yumuşak çıkmıştı "bir aydır ortalarda görünmeyen biri için fazla iddalı hatta umursasam tebrik bile edebilirdim " deyip kalktım arkamdan geldigini hissedebiliyordum özlemiştim onu ama bu bana özel bir sır gibi kalmalıydı. Biraz ilerledik o adımlarını bana uydurmak için hızlandırdı bazen yavaşladık bazen yordulduk ama hiç oturmadık saatleri böyle bitirdik artık onunda yorulduğunu arkamda çıkardığı homurtulardan anlayabiliyordum sahile kadar gelmiştik kendimi denizin ucundaki kayalardan birine bıraktım Atalayda yanımda yerini almıştı bu sefer ilk ben başladım cümlelerime "Anlat bakalım Atalay bey hangi rüzgar attı seni benim yanıma" Atalay önce duraksadı yutkundu anlatacağı çok şey varmış da söyleyemiyor gibiydi "ben hep burdaydım tam yanında bir aydır" ha demek gelsede içimden anlamadım diyebildim sadece "diyorum ki bir aydır babamın işleriyle uğraştım ama her gün senin yanına ya adam gönderdim ya da seni uzaktan izledim" ciddi olup olmadığını anlamak için dikkatle yüzüne baktım şakadan eser yoktu " neden böyle bir şey yaptın" kalbim hızlanmasına engel olamıyordum resmen fazladan kan pompalıyordu " Babam gece seni öğrenmemeli" yanıma daha çok yaklaştı nefesi yüzüme çarpıyordu "seni öğrenirse tek zayıf noktamı öğrenir ve ortdan kaldırmak için her şeyi yapar sana bir şey olursa ben seni koruyamazsam o zaman dünya yerinden oynar "1 ay önce Atalayın ağızından
Babamın işleri artık beni sıkıyordu onlarla ilgilenmekten geceyi göremiyordum efsunlu yüzünü görmeden nefesim daralıyordu gülen yüzünü görünce de pişkin pişkin gülüyordum babamın en son işini de bu yüzden batırmıştım malları saatinde teslim almam gerekiyordu bense gecenin okul çıkışında onun eve girmesini beklemiştim mallar limanda kalmış iki saat sonra da polis enselemişti şimdi babamın mekanına gidiyordum gazı kökledim nasıl böyle bir hata yapardım bilmiyorum ama iyi tepkiler almayacağım kesindi
Mekana geldiğimde adamların selamına karşılık verip girdim içeri babamın onasına girdiğimde on yaşımdaki halim canladı sanki ilk buraya ayak bastığımda on yaşındaydım babam tek oğlunu küçüklükten istediği hamura sokmak için yıllarca beni eğitmişti ilk yıllar bu kadar agır değildi işim ilk adamlara emir vermekle başlatmıştı sonra iyi bir dövüşçü olmam için eğitimlerle şu mevkim ona göre velihatlıktı düşüncelerimden sıyrıldım kapısını çaldım beklemeden içeri girdim sinirli olması gereken yerde gayet neşeli görünüyordu kaşlarımı çattım "bende seni bekliyordum Atalay, malları almaya gitmemenin açıklması için" her cümlede sesi yükseliyordu nihayet olması gerektiği gibi sinirliydi "malları almama yarım saat vardı gittigimde polis çoktan enselemişti dedim buz gibi sesimle" bir kahkaha attı "okulunu bu kadar önemsediğini bilmiyordum Atalay "
Tahmin ediyordum her adımımdan haberdi olduğu gibi bunu da biliyordu tepkisiz kaldım "bende oğlum ne zaman aşık olucak diye düşünüyordum ama bir dahakine o kız yüzünden işlerim yerinde gitmezse seninde aşkın sonsuzluga gider oğlum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Yıldızı
Teen FictionSanki nefes aldığım her saniye kendimi hayattan biraz daha koparıyormuş gibi hissediyorum. İçimdeki boşluğu doldurmaya kelimeler yetmiyor. Kafamdaki sesleri müzikle bile susturamıyorum. Kalbimin her atışı beni koca bir yalana inandırmaya çalışıyor...