"İlacın etkisi geçti mi?"Uyandığında ilk algılayabildiği şey bu cümleydi.
Gözlerini aralamaya çalıştı. Vücudundaki belirli bölgelerde boy gösteren ağrı katlanılabilir değildi. Sanki biri eline bir balyoz almış ve tüm vücudunun baştan sona haşatını çıkarmıştı. Acıyı o kadar derinden hissediyordu ki ağzını bile açamıyordu.
"Kısmen, ancak hâlâ üzerinde etkileri görülebilir, efendim."
Bulunduğu yeri algılamaya çalıştı. Sert bir yerde oturduğunu hissetti. Tahminince bir sandalyeydi. Sızlayan vücudunu hareket ettirmeye çalıştı. Hissettiği acıyla bu fikirden anında vazgeçti, gözlerini kullanması gerekiyordu. Hâlâ bulanık görüyordu, fakat etraftakileri ayırt edebiliyordu. Kolunu çevreleyen kabloları seçebildi. Kafasını hafifçe çevirdi ve içerideki insanları daha net görmeye çalıştı. Takım elbiseli bir adam, beyaz önlüklü iki adam ve üniformalı, yaklaşık yirmi tane iri adam olduğunu sanıyordu.
Kızın uyandığını farkeden Pierce, son zamanlarda çokça yaptığı sırıtıştan bir tane daha ortaya çıkardı. Yanındaki doktoru es geçerek askerin tam karşısında durdu. Kemikli parmaklarını kızın çenesine yerleştirdi ve kendine bakmaya zorladı.
"O adam... Kimdi?" Askerin zor duyulan sesi Pierce'a ulaştığında Pierce sırıtışını söndürdü. İlacın etkisi tamamıyla geçmemişti. Kızın çenesindeki tutuşunu sertleştirdi ve inlemesine sebep oldu.
"Hedeflerinden biri." Katı ve sinirli sesi odayı doldurduğunda kız irkildi.
"Ama onu tanıyorum." Yönetici beklenmedik bir anda kızın sağ yanağına yumruğunu indirdi. Kızın tüm vücudu zaten ağrıyordu, üstüne aldığı bu darbe iyice sersemlemesine sebep oldu. Yarı düzelen görüşü yine bozulmaya başladı. Dudağına gelen kan tadı midesini bulandırdı. Tüm bunlar olurken Pierce'ın odadan çıktığını ve söylediği cümleyi seçebildi:
"Hazırlayın. Zorlu bir göreve gidecek."
Ve sonrası, daha da çok acı.
-
Steve, göz ucuyla arka koltuklarda oturan Natasha'ya baktı. Üzerindeki gözleri hisseden Kara Dul, hemen bakışlarına karşılık verdi. Yüzbaşı'nın tedirgin duruşuna karşın ona güven verici bir tebessüm sundu. Aynı karşılığı aldığında başını yanında oturan adama çevirdi. HYDRA'ya çalışan adam, sorgulanmak üzere Sam'in evine götürülüyordu.
Sam Wilson, arabayı sürerken gözüne bir şey takıldığında oraya dikkat kesildi.
Ve her şey o anda oldu.
Arabanın arka camlarından biri kırıldı ve siyahlara bürünmüş bir kol HYDRA'nın ajanını tek hamlede tutup karşı şeride fırlattı. Natasha olanları şokla izlerken bunu yapan silüetin arabanın üzerine tırmandığını farketti. Hızlıca kendini ön koltuğa Steve'in yanına attı. Arabanın üzerindeki kişi ateş etmeye başladığında Steve ve Natasha korunmaya çalışıyor, Sam ise arabayı düz tutmaya çalışıyordu. Steve alelacele el frenini çekti. Araba ani bir fren yaptı ve üstlerindeki kişiyi arabadan düşürdü.
Düşen kişi birkaç defa yuvarlandıktan sonra ellerini kullanarak kendini sabitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Summer Soldier | bucky barnes [winter soldier]
Fanfic"Zıt iki asker. Biri soğuk, biri sıcak. Biri dondurucu, biri kavurucu. Biri üşütür, öteki yakar." - 'Kış Askeri varsa Yaz Askeri de olmalı.' Diye düşünerek yazılmış bir hikaye. [askıda.]