11

15K 246 45
                                    

A:çok güzelsin selin, aklımı başımdan alıyosun 

selin şaşkınca yüzüme bakıyodu. Beklemiyodu bu cümleleri, hoş bende kendimden beklemiyodum ama :D 

S:ç-çıksak mı ü-üşüdüm ben

selin kolumun altından geçip havuzdan çıktı. tam gidecekken

A:selin

bana döndü. bana dönmesini fırsat bilip havada kalan kolundan tuttuğum gibi suya çektim. kendimde onla beraber girdim. suyun altında once alnından optum sonra dudaklarına tekrar yapıştım. suyun yuzune çıktığımızda da hala öpüşüyorduk. nefessiz kaldığımda ayrıldım. alnımı alnına dayayıp 

A:gör istiyorum selin beni ne hale getirdiğini gör istiyorum

S:yapma ali bunu ikimize de yapma ne olur üzeceksin beni biliyorum 

A:bunu asla yapmam selin, bilerek yapmam yapamam sana, üzemem seni

S:üzgünüm ali yapamam bunu sana ama en çokta kendime. Sonunu bildiğim, gördüğüm yola giremem özür dilerim

Ve çekip gitti. 'Kadın gitti, adam bitti.' sözünün şekil almış haliydi şuanki halim.

böyle bi son beklemiyodum. haketmiş miydim tartışılır ama kesinlikle böyle bi son düşünmemiştim. İlk defa bugün kendimi suç üstü yakalamıştım selini düşleyip aptal aptal sırıtırken. Bİ umutla girdiğim bu yoldan elimde koskocaman bi hüsranla dönmeyi kim beklerdi ki..

benim aptallığımdı. ilk defa bi kıza karşı böyle hissetmiştim, onun duygularından da emindim oysaki; neydi ters giden, beni yanlış hamleye sürükleyen? 

elimle suya bi tane vurup sinirle söylendim.

A: aptalsın ali aptal. diğer kızlara yaptığını yapamadığın için aptalsın. koca gözlerine kıyamadığın için, gamzelerini görmek için farkında olmadan çabalayacak kadar aptalsın. masumluğuna aldandığın için, güzel kokusuna aldanacak kadar aptalsın. 

havuzdan çıkıp kurulandım içeri girmek için. sahiden ben ne zaman bu kadar bağlanmıştım? asıl soru bu değildi. asıl soru ben ne zaman onu ezberlemiştim?

odama çıktım. çıkarken de etrafa göz gezdirdim. selin ortalıkta gözükmüyodu. ılık bi duş aldım ve üzerime koyu yesil bi tişort, altıma da siyah pantolon geçirdim. siyah sporlarımı ayağıma geçirip, arabamın anahtarını cüzdanımı ve telefonumu alıp odadan çıktım. alt kata indiğimde selin mutfaktaydı. evin anahtarını kaseden alırken ki sesi duyup mutfağın kapısından bana baktı önce, sonra hızlı adımlarla yanıma kadar geldi. yanıma kadar dediysem kokusunu net duyabileceğim burun dibime kadar..

S:nereye

sesi meraklı ve bi o kadar da sert çıkmıştı.

A:dışarı 

tam kapıdan çıkacakken ve o da ağzını açmış bişey söyleyecekken ben girdim söze.

A:yemek için bekleyeceksen de bekleme geç gelirim belki de hiç gelmem

kapıdan çıkacakken kolumdan tutup beni kendine döndürdü. kırılmış gibiydi.

S:beraber geçirecektik günü

emindim kesinlikle kırılmıştı bişeylere.

A:dediğin gibi geçirecektik ama ben vazgeçtim şimdi müsaade edersen çıkacam 

sert ve kırıcı konuşuyordum. artık böyle olmalıydı. iç sesim beni düzeltti. ( parantez içinde 5 dk sonra sözünden dönüp kıyamadığı için sarıldı). iç sesim bu sefer haksız çıkacaktı. son derece kararlıydım bu kararımda.

kapıyı çarpıp çıktım. arabama binip yola koyuldum. 

A: neyin hesabını sormak bu, neyin merakı. sen reddettin beni sen olmaz dedin şimdi geçmiş karşıma nereye diyo, senden uzağa anasını satıyım dönüp dolaşıp sana geleceğimi bilsem de senden uzağa.

  ne zaman kendi kendime konusmaya basladım bilmiyorum. sonradan ne dediğimi farkına varan beynim, bu cümleyi kendi içinde iki kere yankıladı.

 senden uzağa anasını satıyım dönüp dolaşıp sana geleceğimi bilsem de senden uzağa.

  senden uzağa anasını satıyım dönüp dolaşıp sana geleceğimi bilsem de senden uzağa.  

hassiktir! 

kendimi bi kez daha suç üstü yakalamanın huzursuzluğuyla frene bastım. mekana varmıştım zaten. yine bir bar klasiği yaşayacaktı mertoğlu..

ilk defa zil zurna sarhoş olmuştum. 'bu selin bana neden hep ilkleri yaşatıyo' , ortam birden sessizleşti içimden geçenleri dışa vurma günüydü anlaşılan bugün. bu cümlemi bugünün aksine haykırırcasına söylemiştim. seline.. selinime aşkımı haykırırcasına..

telefonum çaldı ansızın.. SELİN!

A:Hadi ama beynim bana oyunlar oynuyo yine.. her kimsin bilmiyorum ama beynimin oyunuyla 'selin'ile konusuyorum suan.. konusma her kimsen bu gece sadece ben konusayım ne olur.. 

gözümden düşen bir damla yaşı hızlıca sildim ve derin bi iç çekip dinleyene derdimi dinletmeye devam ettim.

çok sevdim.. ilk defa bi kadına tutuldum, masumluğuna aldandım. o da beni sever sandım ama o beni sevmeyi değil reddetmeyi tercih etti. canımın bu denli yandığına hiç şahit olmamıştım. başta her kadına yaptığımı 'becerip atmayı' düşündüm kabul ama onun masumiyetine kıyamadım. ilki olacağım çok belliydi, yanaşmaya çalıştığımda korkudan titrediğinin farkında bile değildi. aslında benden değil; ilkinin, masumiyetinin bu aşağılık herife gitmesinden korkuyordu. o ilk gün sildim aklımdan o düşünceyi. sonra farklı gelmeye başladı gözüme.. kokusuyla sarhoş olmaya başladım önce, vanilya gibi kokan o kadın başımı döndürüyodu kokusuyla.. sonra koca gözleri çekti dikkatimi; öyle güzellerdi ki acıyı o denli güzel saklıyodu ki o gece gözleri, bi an acısı olayım beni orda o denli güzel saklasın dedim.. gamzelerini görmek için, uğruna ölmek için çabaladım hep.. dudaklarını öptüğümde sürekli öpme isteği doğdu şeftali rengindeki çilek tadındaki kırmızıları.. çok seviyorum.. çok seviyodum derinden yaralandım, tükendim..

S:alii

ama bu ağlamaklı ses.. yok hayır bu da beynimin bi oyunu dedim kendi kendime.. seslice bi hıçkırık koptu telefonun diğer ucundan sonrasında ise o acı dolu feryat ve cam kırılma sesiyle birlikte telefonun kapanışı..

tam kalkacağım sırada selin geldi yanıma. elimden tutup barın üst katındaki odalardan birine çıkardı beni.

Bu bölümün yorumlarında sorularınıza cevap vermeye karar verdim. Eminim sorularınız vardır. Yb ne zaman soruları hariç. Sizi seviyorum 



HİZMETÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin