Yeni bölüm geldi !
Keyifli okumalar :))))*****
"Dur..lütfen.. yürüyecek halim kalmadı."
Evde, neler olduğunu anlamadan bir anda kendimi bu ormanda bulmuştum. En son hatırladığım şey Alazın odaya girdiğinde herkesin göz renginin değiştiğiydi. Babam birkaç saniye havayı kokladıktan sonra -Almiraya dokunmasına izin vermeyin yansıma büyüsü yapmış !- diye yeri göğü inletecek şekilde bağırmıştı.
Beynimi ne kadar zorlasam da devamını kesik kesik hatırlıyordum.
Şimdi ise uçsuz bucaksız bir ormanda çekiştirilerek yürütülüyordum."Dur diyorum sana.Çok Yoruldum"
Nefretle soluduktan sonra bileğimi sertçe bırakması düşmeme neden oldu .
Sızlayan yerlerimi görmezden gelip ağlamaktan kızarmış gözlerimi Alaz'a çevirdim. Gecenin zifiri karanlığında bile gözlerini çok net seçebilmiştim.
İnsanların gözleri duygularının aynasıydı, herkesin aynasından duygular akarken bu adamda neden sadece nefreti görüyordum .Saf nefret ..Bu duyguların mimarı kimdi ?Anneme miydi bu nefreti , babama mı? Gerçi ben bile onlara karşı iyi niyetli olamıyordum . Beni bir gecede kurallarını bilmediğim bir oyunun içine zorla koymuşlardı. Ben neydim bir Kızıl Cadı mı? Hah. Bu acizliğin örttüğü bedenim korkuyla titrerken hiçte bir Kızıl Cadıya benzemiyordum.
Seri bir hareketle eğildi. Sanırım kalkmama yardım edecekti . Yerden elimi ona doğru uzattım.
Elbisemin eteklerini tutup diz hizasında yırttı. Yürürken sürekli ayağımın takılmasına sinir olmuştu zaten.
Yırttığı parçayı atıp ayağa kalktı. Gözleri havadaki elimle buluşunca hızlıca elimi indirip bakışlarımı başka yere çektim.
İleride kalın köklerinin dışarı çıkmasından yaşlı olduğunu anladığım bodur ağacın köküne oturdu.
Yerden kalkmadan bacaklarımı kendime doğru çektim.Ürkek bir şekilde gözlerimi etrafta gezdirdim. Sahte renklerden arınmış olabildiğince koyu bir ormandı.Kusursuzluğunu koyu renginden almış ürkütücü bir orman..Alaz tüm ihtimalleri düşünüp burayı seçmiş olmalıydı.Eğer kaçarsam ya kaybolup yabani hayvanlara yem olurdum ya da açlık ve susuzluktan kendi kendimi yem ederdim. Şuan yapacağım en mantıklı şey yanağımda kuruyan göz yaşlarına bir yenisini eklemeden Alaz'ın dediklerini uygulamaktı. Elbet bir açığını bulacaktım.
İblis bile kusursuz plan yapamazdı.Yazarın ağzından..
Otuz kişinin oturduğu taş masadaki gözler, baş köşedeki derin büyücüdeydi.Masadan destek alarak ağırca ayağa kalktı.
"Aramızda bize ihanet eden biri var"
Söylediği sözlerin etkisi büyücü ve cadıların yüzlerinden belli oluyordu. Sakin adımlarla masayı dolaşırken gözlerini teker teker onların üzerinde gezdirdi. İhanet edenin elbet kendini belli edeceğini biliyordu.
Onu bulacaktı ve cezasını kendi elleriyle verecekti. Oğlunu bu güç dengesi yüzünden kurban etmişken kızını da aynı sebepten kaybedemezdi.
Almira.. Kim bilir ne haldeydi diye düşündü.
Öfkesinin mantığını ele geçirmesine engel olmak için derin bir nefes aldı. Yerinde durup masayı incelemeye başladı. Bir tarafta duygularını köreltip mantığını karar tahtına oturtan kendi cinsi derin büyücüler varken, diğer tarafta sol yanı günahlarla kaplı olan ve ismiyle çelişen beyaz cadılar vardı.
Bu zıtlık tablosunu başka zaman görse gülerdi ama şimdi en ufak hareket olmamıştı yüzünde.
Şüpheli davranan biri yoktu. Herkesin kalp atışlarını duyabiliyordu derin büyücü. Kalp atışı hızlanan kişilerin korktuğunu veya yalan söylediğini anlardı.
Ve .. Bir ihtimal olarak aşık olan insan düzensiz kalp atışlarına sahip olurdu.
Derin büyücü aşık olduğu kadına baktı. Tüm asaletiyle dimdik oturan Riva, beyaz cadıların lideri olduğunu kanıtlarcasına duygusuz bir yüz ifadesi barındırıyordu.
O ifadesiz yüzün altında hangi duyguların kasırga gibi estiğini en iyi o bilirdi. Bazı duyguları bastırmak için daha kuvvetli duygular uyandırmak gerekirdi. Nefret gibi, intikam gibi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL CADI
Teen FictionHer insan hata yapardı.. Dünyanın yaratılışından beri bu hep böyleydi . Yasak meyveyle başlayan bir günah insanlığın sonunu getirecek kadar sinsi ve ağırca işlenmişti Ademoğlunun damarlarına .. Ve insanlar günahı sınıflandırdı. Bazıları için acizli...