Bölüm-4-

14 1 4
                                    

Gözlerimi açtığım da Hazal'ın odasında uyuyordum saate baktım 10'a geliyor du bu kadar uyudum mu ben ya "Hazall" diye bağırdım bekletmemesi adına ama nafile sanki sesimi duymuyordu.
O gelinceye kadar telefonuma baksam iyi olurdu çekmecenin üstünde duran telefonumu aldım ve tabiki kimse aramamış diye sölenecekken
-26 cevapsız çağrı
-4 Yeni Mesaj
Ee bana kimse mesaj atmazdı veya aramazdı ki bu ne alaka?
Çağrıların üzerine tıkladığımda rehberimde kayıtlı olmayan bir numara buda kimdi böyle?

Hazal? Yok o beni başka numaradan aramazdı ki Bahar abla? Oda kendi numarasından arardı buda kimdi böyle?
Mesajlara tıkladığımda en son Hazal'dan mesaj gelmiş
-sen uyuyordun bende markete gittim Bahar ablaya biz de kalacağını söyledim fazla sorun etmedi herneyse bebeğim geliyorum zaten :)
Aklıma bahar ablayla konuşma işi geldi ama bu biraz ertelenecekti sanırım.

Gerisi biraz önce arayan numaradan dı heycanla mesajların üzerine tıkladım ve ellerim titremeye başladı.

-Konuşmamız gerek
-Aramalarımı gördüğün zaman cevap ver
-Bu arada ben Uraz.

Ağzım tamda o şeklinde açılmıştı bu benim numaramı da nerden buldu ve ne konuşmamız gerekiyor ki?
Hani beni hiç tanımıyordu tanımadığı biriyle neyi konuşacaktı?
Hayır anlam veremiyorum bu olanlar o kadar saçma ki.

Sıkıntıyla ofladım hayır cidden çok anlamsız.
Sıkıntıyla ofladım ve terden yapışmış olan saçlarımı iki elimle geriye attım ve odanın içinde bi oraya bi buraya gitmeye başladım genelde sıkıldığım ve daraldığım zamanlarda çok yapardım bunu.
Ben şimdi onun mesajına cevap vermelimiyim yoksa umursamayarak devam mı etmeliyim iyi de ben onun mesajına ne diye cevap verebilirim ki veya neden arıyacağım çok alakasız ama boşverirsem de içime batacak tı.
Amaan, böyle olması belki de en hayırlısıdır. Geri dönmüyorum, tanımadığım biriyle konuşamam öyle değil mi?

Giriş kapısının sesini duyduğum da Hazal'ın eve gelme olasılığını düşündüm bu evde yaşadığına göre ve bana eve geliyorum diye mesaj attığına göre,
Allah'ım ne kadar karmaşık bir durumun içindeyim.
Mantıklı düşünemiyorum.

"Afra ?"
Ah be Hazal nerdesin sen?
"Evet"
"Sıkıntılı görünüyorsun"
Dedi belli ediyormuyum yoksa 2 yıldır tanıdığı için mi böyle konuşuyor?
"Ah, bilirsin her zaman sıkıntılıyım"

"Her zaman sıkıntılı değilsin, Noldu anlat artık"

Meraklı gözlerle, elindeki poşetleri mutfağa bıraktı ve ellerin de sanki toz varmış gibi temizleyip beyaz kanepenin üstünde rahat bir şekilde oturdu, dinleme pozisyonu aldığında elimdeki telefonu Hazal'a gösterdim ve "Ohaa" diye,
kükrediğin de evet, tam anlamıyla kükreyenler katagorisine adaydı.
"Yaaa" dedim kafamı salladığım da oda onaylar biçimde kafasıni salladığın da konuşmaya başladı "cevap vermeyecekmisin?"

"Ahh oda nerden çıktı tabiki cevap vermeyeceğim"

O kadar umursamaz bir ses tonuyla cevap verdim ki Hazal az kalsın inanıyordu.
Ne zaman rol yapsam fark edebiliyordu bu özelliğinden nefret ettiğimi belirtmek istiyorum.

"Sebeb?"

"Önemsiz herneyse, konuşalım mı?"

"Napcaz konuşup boşver hadi yemek yiyelim" diyip poşetleri kurcalamaya başladım.
Hayır ne gerek var anlamıyorum ne güzel yemek yiyecektik ne gerek var konuşmaya

"Bırak onları konuşacağız, tatlım"

"Ulan ne inat ettin be tamam konuşalım"

Allahım ya naptım ben,

"o değilde dışarıya mı çıksak saat çok geç oldu ama"

Ağzımdan kendiliğinden çıkan cümlelere öpücüklerimi gönderdim
Hazal'ın soruların katlanamaya bilirim.
Sorularından kaçmam lazım o yüzden elime geçen her fırsatı değerlendiriyorum.

Hayır soracağı sorular o çocuktan hoşlanıyormusun, aşık mı oldun gibi zırvalıklar o yüzden boşuna kendimi bu tehlikeye atmama gerek yok

"Oda nerden çıktı"

"Bilmem gidelim bence hem temiz hava filan" sahiden temiz oksijene ihtiyacım var.

"Peki tamam"

Aldığı poşetleri dolabına yerleştirdikten sonra dışarıya attık kendimizi. Sahil kenarına doğru yürüyüp temiz hava almaya cidden çok ihtiyacım var.

"İyimisin sen?"

İyimiyim değilmiyim bilmiyorum.

"Hııı"
Hazal onaylamayan bakışlar atıp yürümeye başladı bana inanmadı çünkü ciddi anlamda son günler de dengesizleşiyorum.
Sahil kenarına geldiğimiz de sandaletlerimi çıkartıp kumsala uzandım Hazal'da öyle onunla hep morelim bozuk olduğu zaman burda bulurduk kendimizi sahil ikimizi de rahatlatıyor.
"Hazal" dedim boğuk bi sesle çünkü düşündüklerim boğazmın düğümlenmesine sebeb oluyor,
Ve tabiki sesim boğuk çıkıyor.
Hazal cevap vermedi.
Tekrar "Hazall" dedim ısrarcı bir ses tonuyla ve hâlâ daha cevap vermiyordu.
Yanıma uzandığı için nefes alışverişlerini duyabiliyordum ama farklı bir şekilde nefes alıyordu.
Tekrar "Hazall"
Dediğim de kafamıda oraya çevirmiştim.

Hayır hayır gerçek değil demi hayır ya gözlerim oyun mu oynuyor benimle oynuyorsa gerçekten komik değil.
Gözlerimi tekrar açıp kapadım ve gene değişen birşey yoktu.
"Hazal yok ben varım"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölüm Mü, Sensizlik Mi ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin