4.Bölüm - Görücez,... bir Maç'a ne dersin?

49 4 4
                                    



"Seni dövücekti APTAL!" dedim, en sonunda dayanamayarak.

Karşımda ağzı açık duruyordu.
Ne yapmıştım ben şimdi ona değer verdiğimi sanıcak.

"-Ned-

"-Neden öyle dediğimi sorma. Çünkü seni ben dövücem!"

"- Bana değer veriyor musun?"

Şimdi yandın Lexy. Ne yandını be ona değer vermiyorum sadece kahve içmeye geldim.

"- Hayır, sadece kahve içmek için geldiğimi hatırlatiyim!"

Mavi gözlerinden belliydi üzüldüğü. Ne diyorum ben ne zaman bu kadar düşünceliydim ona karşı. Geldiğimden beri herşeyimi o mahfediyordu.

Elime kahvemi alıp "Ben eve gidiyorum artık annem beni merak etmesin!" diyip kapıya doğru bir adım attım.
Hiçbirşey dememişti, bu kalbimi kırdı.

Son bir kez arkamı dönüp ona baktım "Kahve için teşekkürler!" dedikten sonra Starbucks'dan çıkıp Taksi çağırdım. Taksiye binip evimin adresini verdim.

Duygularım o kadar karışmıştı ki şuan ne hissetiğimi bile anlayamıyordum.
Taksi durduğunda eve geldiğimi anlayıp parayı verdim ve evin kapısını çaldım. Kapı açılmadığında anladım ki yine eve gelmemişlerdi. Kapıya çömelip herşeyi düşünmeye başladım. Düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım. Sinirlerim bozulmuştu ayağı kalkıp açık pencereye baktım. En azından pencereye tırmana bilirdim. Çantamı pencereden atıp tırmanmaya başladım ve evet eve girebilmiştim. Hemen kendimi yatağa atım. Ve gözlerim kapandığında karanlığa gömüldüğümü hissettim.

Karanlıktan çıktığımda beni ışık karşıladı. Etrafıma bakmaya başladım yine martıların ve dalgaların sessi , yine aynı deniz kokusu. Ama bu sefer birşey farklıydı Mavi gözlü çocuk adımı sesslenmiyordu. Bu beni huzursuz etmişti nedenini anlamamıştım. Onu aramaya başladım onu bulucaktım. Kim di o nasıl beni büyüleyebilmişti. Bunları düşünürken tam da önümde olduğunu fark etmiştim.
"- Sen kimsin?"
Cevap vermedi. Duygusuz bir şekilde bana bakıyordu.Bir adım yaklaştım onun mavi gözlerini daha yakından görmek istiyordum. Elimi ona uzatım.
Ona dokunmak istiyordum. Parmağım onun pürüzsüz tenine değdirmek istiyordum. Yavaşca uzaklaşmaya başladım. Hızlı bir şekilde karanlığın içinde kayboldum.

"Kalk tembel kız!"
Kim beni rüyamdan uyandırdıysa -dur bir dakika ayağı kalktım. Karşımdaki kuzenim Gizem'di. Hemen üstüne atladım. Onu çok özlemiştim.
"Beni hep böyle uyandırırsanız kalpden gideceğim!"

"Tamam bir dahakine üstüne soğuk su dökerim?

Kaşlarımı çatıp geri çekildim
"Bu akşam ne yapacağız?"

"Herzaman yaptığımız gibi!"

Saat gece 12 çatıya çıkıp korku filmi açtık. Genelde ben korkmazdım. Sağıma dönüp Gizem'ebaktım. Korku filmine hipnotize olmuştu. Hemen
korkunc bir surat belirdi ekranda "- Aaa!- ağzını kapatım daha fazla bağırmamasını sağladım. 2 saat geçmişti ve film bitti.
Herşeyi toplayıp odama gittik hemen yatağa atlayıp. "Hangi okulda okuyorsun?" diye sordu Gizem.
"İstanbul Koleji."
"Ayyy!" dedi birden gözlerini açarak
Soran gözlerle ona baktım, "Ne oldu?" dedim.
"Aynı okula gidiyoruz. Gel sana okulla ilgili bilgi vereyim, ben B bloğundayım sen hangi bloktasın, kesin A'dasındır seni bu zamana kadar görmediğime göre." dedi kendi kendine konuşarak.

Taktı okula kız. Okuları fazla sevmem bu inadına okul, okul, okul diyor,

Ben evet demeden anlatmaya başlamıştı bile. "Okul süper çok popüler var. Mesela Şeyda, Deniz..."

Deniz dediği anda olanları hatırladım.

"Bir de yeni bir kız gelmiş ilk günden popüler olmuş kızı çok merak ediyorum diyorlar ki kaba bir kızmış Aylin ve Ateşle takılıyormuş falan. Sende birşey anlatsana?

Sıvışmak için  arkamı dönüp "Hadi uyu uykum geldi. Annem bu saate uyumadığımızı görse bizi keser!" dedim.
Birşey demeden rahat bir pozisyon alıp gözlerimi uykuya kapattım.

Güzelik uykum sona
"- Tembel kız hadi uyan!" dedi çırlayarak.
"- Mhhh, biraz daha!"
Mırıldanarak uzaklaştı.
Birşey demediğine şaşmalı ne karıştırıyor bu kız. Bir iki dakika sonra ayak sessleri yatağıma doğru geldi. Su beton zeminin üzerine damladı üzerimde soğuk bir sıvı hissetmenin etkisiyle bataniyemi almak için ellimi uzatım. Üzerimde olduğunu fark edip gözlerimi açtığımda Gizem sinsi gülüşüyle üzerime bir kova soğuk su döktü bir kova. üzerime dökülen soğuk su etkisiyle titreyerek "- Gggizem ss seni öö öldürrrürüm ben kkızım!" dedim titrememi durdurmaya çalışarak.
Kaçsa iyi olucak. Hemen yatağımdan fırlayıp onu kovalamaya başladım. "- Tamam tamam çok özür dilerim ne yapiyim sende uyansaydın yarım saatir seni uyandırmaya çalışıyorum!"
Hemen saate baktım. Ders zilinin çalmasına on dakika vardı. Sana sonra gösteririm bakışları atıp odama gittim. Gardrobumdan formamı alıp eyeliner yaptım ve evden çıktık. "- Beş dakika kalmış Lexy!"
Daha okulun birincisi olmadan hocaların gözlerinden düşüceğim. Babamda beni bir güzel kesecek. Yanımızdan kırmızı bir araba hızlıca geçip durdu. Gizemle sorarcasına birbirimize bakıyorduk. Biraz daha yürüdükten sonra arabanın yanına varmıştık. Pencereyi açıp "- Ne bakıyorsunuz binsenize?" dedi. Ateş 'di arkadan da Aylin "- Okula geç kalmak istemiyorsanız binin bence bugün ders matematik!" der demez matematik hocasının kızgın biri olduğu aklıma geldi. Hemen kapıyı açıp bindim ardımdanda Gizem bindi. Hemen gaza basıp okula doğru yol aldık. Okul kapısını açıp hızlıca merdivenleri çıktık. Gizem 9-B de olduğu için o sağ tarafdan gitti bizde soldan. Sınıfın kapısını tıklatıp "- Geç kaldığımız için özür dileriz!" dedik aynı anda.
"- Bu sefer özrünüzü kabul ediyorum ama bidahaki seferi kabul etmem. Geçin yerinize!" dedi kaba bir ses tonuyla.
Hemen yerime geçip defterimi açtım. Gözlerim otomatikmen Denizi aradı. Oda bana bakıyormuş meğer hüzün dolu gözleriyle. Ona baktığımı fark edince hemen önüne döndü. Ona bağırmakta yanlış mı yaptım çok mu kabayım. Bu soruların hepsi kafamın içinde dolanırken beni düşüncelerimden bölen tenefüs zili olmuştu.Ne kadardan beri bunları düşünüyordum? Hemen ayağa kalkıp denizin yanına gittim. Benim birşey dememe izin vermeden  "- Bakıyorumda kaba kızımız Lexy gelmiş!" dedi deniz. "- Evet, aptal denizi görmeye gelmiştim de !" dedim göz devirerek.
"- Ne istiyorsun?" bana karşı soğuk davranması sinirimi bozmuştu.
"- Biraz bahçeye çıkabilir miyiz?" dedim ince ses tonumla.
Birşey demeden bana yol vererek beni takip etti. Sanki o da benimle konuşmak istiyordu. Bahçeye çıkdığımızda çardağa doğru yürüdüm. Ne diyecektim ve neden böyle birşey yapmıştım. Onu bahçeye çağırırken sanki diyeceklerimi ezbere biliyordum. Bunları düşürken kafamda bir ağrı hissetmemle elimi kafama götürdüm. Arkamı döndüğümde ayağımın önünde bir top duruyordu.  "- Deniz topu atar mısın?" dedi tanımadığım çocuk. Deniz top'u almak için ayağını uzatırken ayağımla yolunu kapatıp
"- Ben atarım!" dedim özgüvenle. Deniz itiraz ediceken tanımadığım çocuk
"- Kaba kızımız lexy'cik top atacakmış!" dedi alay edercesine ve sırıtı. Deniz sinirlendiğimi fark etmiş olacak ki bana destek olmak için yanıma geldi. Önüme topu koyup pozisyonumu aldım ve hızlıca topu karnına attım. Ama o eliyle yakaladı.  Benim adım lexyse bu top'u onun karnına atarım. Ona yürüdüm o da bana doğru yürüdü ve İntikam bakışlarımızı birbirimize attık.
"- Ben Furkan sende tabi ki Lexycik!"  dedi ve elini uzatı.
Görüceksin sen şimdi lexyciği.
"- Tanıştığımıza memnun oldum!" Bende elimi uzatarak onun elini sıktım.
"- Çok iyi top atıyorsun ama ben bunu yemem!" dedi kendinen emin bir sesle.
"- Görücez, .....bir maça ne dersin !"derdemez deniz kolumu sıktı. Ne ara gelmişti yanıma.
"- Yarın sabah 7de okulda ol!" diyip yanımızdan ayrıldı. Son kez arkasına bakıp "- Takımını seçmeyi unutma!" dedi ve uzaklaştı.

~~~~~~

Umarım beğenmişsinizdir. :)
Birkaç düzenleme yaptım
Yorumlarınızı bekliyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 20, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mavinin Yolu| OKYANUS  -ASKIDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin