Avalonu Bulmak

396 23 10
                                    

O gece yani Avolon'u denizde kaybettiğimiz gün hepimiz dağıldık ve hep beraber Avalonu aramaya başladık ne kadar çabalamış olsak da onu bir türlü bulamıyorduk yada bağırışlarımıza cevap alamıyorduk. Neredeyse herkes Avaloun ailesine ne söyleneceğini düşünüyordu oysaki ben onun yokluğuda nasıl yaşayacağımı düşünüyordum. Daha önce söylediğim gibi o benim hayata tutunma kaynağım. Biz Avalonla PATATES VE KÖFTE gibiydik belkide bir erkek için oldukça saçma ve yumuşak bir hareketmiş gibi gelebilir ama ben ona aynı programlarda yada şu imkansız aşk filmlerinde ki gibi bir aşk yaşatabilirdim.. Söyleyecek o kadar söz varken gittiğini görmek en acı verici şeydi galiba. Bu sefer ki KOYMUŞTU YA, tam şurama kalbime. Ama artık bunları düşünmenin bir anlamı yok sanırım o gitti ve benim elimden hiç bir şey gelmiyor. 

Artık onu bulamayacağımızı anladığımızda oturup polisi ve ailesini aramamız gerektiğini anlamıştık. Fakat bir sorunumuz vardı hiçbirimizde bu korkunç haberi verecek bir cesaret yoktu ve en yakın erkek ARKADAŞI ben olduğum için sanırım bunu benim yapmam gerekiyordu ne kadar içim acısada tamam demekten başka çarem yoktu.. Telefonumu elime aldım yavaşça numarayı çevirmeye başladım. Sanki yavaş olunca gerçeği unutabilecekmişim gibi. Telefon çalmaya başladı. 40 sn sonra telefonu ince bir bayan sesi açmıştı.: 

-Merhaba Bayan Vincent ile görüşüyor değil mi? 

-Evet ben Bayan Vincent peki ya ben kimi..

-Ben Logan, Logan Parker siz beni hatırladınız mı? Avalon'un arkadaşıım her cuma günü annem size patatesli salata yapar ve sizde yeriz tabi bu 3 yıl önceydı ama olsun.

- Oooh evet seni hatırladım Logan. Ne oldu bir sorun mu var? 

-Aslında evet kücü.. küçük bir so....

-EVET SORUN NE?

- Sorun Avalon o onu kaybettik ama lütfen açıklamama izin veri...

-NE! AVALON MU KIZIM KIZIMA NE YAPTINIZ? ONA NE OLDU NERDESIN

-Lütfen sakin olun denize girmiştik ve bir dalga geldi o,onu götürdü. Şu an kuzey kıyıdaki sahildeyiz burda sizi bekliyor olacağız.

.....  Telefonu kapatmıştı ve ben bir katil gibi hissediyordum. Soğuk bedenim beni ürkütüyordu ve her yanımdan kanlar çekiliyor gibi oluyodu. Aradan 1 saat sonra Siren sesleri her yeri doldurmuş Avalonun annesi ve babası birbirerine sarılmış ağlıyorlardı. Benim için kabus gibiydi. Polisler bizi teker teker sorguya çekti. Olan herşeyi anlatmıştım sabah olduğuda Thomas ve ben evlerimize gitmeden önce bu olay hakkında konustuk ikimizde dehşet içindeydik ve hala olayın şokundan cıkamamıştık. Onun yokluğundaki günlerim böyle geçti bütün sevdiğim insanlara benim küçük denizkızımın gittiğini yüzdüğünü söylemekle. O gittikten sonraki günler geçmek bilmiyordu her saniye onu düşünmekten alı koyamıyordum kendımı. NE sabah yemek yiyordum nede akşam. Annem halime üzgün olduğu belliydi ama benimde elimden bir şey gelmezdi sonra birden telefon çalmaya başladı. Ekrana baktığımda arayan kişi Thomas'dı

-Alo Thomas? Ne var 

-Nasıl olduğunu öğrenmek istedim ve acaba aşağıya gelip kapıyı açma zahmetinde bulunacak mısın??

-Ow tabiki 

Aşağıya indiğimde kapıyı açtım ve bana acırcasına bakan gözleri ile aptalca gülen ağızı gözüme batmıyor değildi. 

Hey selam dostum ne yapıyorsun? Buraya geldim çünkü uzun zamandır asosyal bir otistik gibi davranıyorsun ve bunu engellemenın zamanı geldi.

-Hayır istemiyorum ben evimde acı dolu anılarla ve aptalca filmlerimle mutluyum.

Dostum hadı ama bunu kızlar bile yapmıyor senı tanımasam gey falan derim 

-Ne dersen de ben gelmiyorum 

dedikten sonra kapıyı kapattım ve kasvet dolu odama çıktım. O gece ard arda 5-6 film izledikten sonra anneme dışarı cıkacağımı ve gece gelmeyeceğimi söyledim endişeli görünüyordu ve haklıydı da gece saat 01:00'a geliyordu bn sahilde Avalon'u tam kaybettiğimiz yerde oturuyor ve dolunay'a bakarken onu düşlüyor,onu hissetmeye calışıyordum. Sanırım her gece buraya gelicem ve hiç değilse onunla yaşadığım son anının olduğu yerde oturucam..

The Queen Of My SeaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin